eski ocaklarda kuran öğretirlermiş. bizim zamanımızın ülkü ocaklarında* serserilik yaparlardı. hatta "arkamda ocak var olum" muhabbetleri filan dönerdi. şimdi nasıl bir icraatları var bilmiyorum ama bende iyi bir iş yaptıkları izlenimi bırakmadı.
azerbaycan'da ermeni'ye karşı çarpışan rüzgar birliği.
dağları hainlere dar edecek polis özel harekatçıların birçok askerin manevi yakıtı olan milli ve dini şuur.
memleket katkısı bilgisayar başında içtiği sigaranın kdv'si olan çakma solcu ve kemalist tayfa ile papa'nın elini ayağını öpen çakalların bilmesine gerek yok.
gençlerimize kurtlar vadisi hayranlığı kazandırmıştır.
veya tam tersi, kurtlar vadisi, ülkü ocakları hayranlığı kazandırmış da olabilir gençliğmize.
veya olmayabilir de.
ülkücülerin kendisinin bile okumadığı- dokuz ışık dışında içbirşey.. o da katkı mıdır.. bilemiyorum yani.. her şeyi bırak 'sokaktan toplamak'lafına alınmıyorsa ülkücüler hiçbir şeye alınmamalılar.. genel başkanları ve partilileri tarafından 'köpek muamelesi' çekilen bir kitle olmak dayanılmaz olsa gerek...
bi sikim kattığını görmedim ben. vize ve final zamanı ders çalışacaklarına reislerinin bunlara verdiği kitaplara çalışırlardı. sunum yapacaklarmış! bu şekilde gözlerine girip kıdemleniyorlardı galiba. hadi sen kendini yaktın, sana karşı gelemeyen çocuğu engelleme bari, ders çalışsın gariban diyeceğim ama onlara uyanda da kabahat var tabi. kısacası bunların topunun sonu bok çukuru.
* ancak 10 kişi bir araya geldiği zaman bir adam edebilmek, özgüven eksikliği.
* takım elbise giydiği zaman korkutucu olduğunu zannetmek.
* vatanseverlikle alakası olmayan, lakaytlık ve lümpenlikle karışık bir ahlak yapısı.
* sürekli insanları kontrol altına alma ihtiyacı olmak, zorbalık.
* siyasi görüşün kaypak olması; neyi, niçin yaptığını bilememek.
* doğru bildiği yanlışlarda ısrar etmek, yeniliklere açık olmamak.
yukarıdaki saydıklarım ülkü ocaklarının türk gençliğine kattıklarından sadece küçük bir kısmıdır, bütün ülkücüler bu sayılanlardan etkilenmiyor olabilirler, fakat genel olarak durum böyledir.
bizim lise zamanında bir reisleri vardı şöyle iri yarı çam yarması, bir gün bir tartışma oldu okulun kantininde bu reis dedikleri geldi tarışanların ortasına girdi, arkadaşlar sizin amacınız ne niye kavga ediyorsunuz, o esnada sagdan bir tokat geldi bunun suratına
aman allahım o ne sesdi öyle. bir anda etraf boşalmaya başladı artık görüş mesafem daha netti. tartışanlardan biri bu reise öyle bir tokat ettıki reisin arkasındaki çocuklarda çıt yok. tam yakasına yapıştı o sag taraftaki kişi bir baktım müdür yardımcısı gelmiş(müdür yardımcısıda eski ülkücülerden). ikisini odaya aldı ve sonra ardı ardına çıktılar bizim elemanlar. sonra ögrendim ki reis, reisligi bırakmış neger o tokatı atan çocukta aşiretmiş yani sert kayaya çarpmış reis. olan reislik koltuguna oldu.
yani gençlige ne kattı dersek Tetikçilik ve piyonculuk
MAraş katliamı anması için maraş'a giden kitlenin önünde tekbir getirip, bozkurt işareti yapmayı öğretmişler anlaşılan. evet gerizekalı bunlar bile demeyeceğim. bildiğin portakal terk.