böyle birikimli, böyle kültürlü ve zeki, böyle tarihi ve siyaseti, dolayısıyla geleceği okuyabilen bireylerden mütevellit bir oluşum tüh ya nasıl oldu da bu hale geldi?:(
bir zamanlar içinde bulunduğum oluşum.
şimdi ki ülkü ocakları igd veya ydgf kadar milli değil.
zamanın getirdiği yozlaşmadan cehalet toplumun her katmanında görülmekte ama bu tür biat kültürü olan yapılarda daha çarpıcı olarak görülüyor.
neden mi?
benim bulunduğum zamanlarda ki ülkü ocağının kitaplığında karl marx'ın das kapital, hitler'in kavgam, geobbels anılarım, nazım hikmet'in ilk dönem şiirleri olan kitaplar vardı.
şimdi ki ülkücüyüm diye ortada arz'ı endam edenlere bakınca...
Eski bi lise başkanı olarak bizim zamanımızda ocağa gelen çocuklar okusun diye hoca bulurduk şimdi nerde it kopuk var orda bizzat kendi ocak başkanımızı ocakta haraç toplarken yakalatmışlıgımız vardı.
lise yıllarımda arkadaşımın ricasıyla bi konferansına katılmışlığım olan ocaktır. arkadaşın hatrını kıramadım baya o işleri kovalayan ve lise başkanı olan biriydi ( ocakta zaten, biyerin başkanı olmayanı dövüyolar. elini sallasan başkana çarpıyo amk.) gittik oturduk ben hariç 15 kişi daha vardı, karşımıza da öğretmen olduğunu öğrendiğim bi başkan geldi ve başladı ülkücülüğün ne kadar ponçik ve yararlı bişey olduğunu anlatmaya. bu küçük enişteye başta saygı duymuştum, ne de olsa öğretmendi belki klasik hödük profilinden değildir diye düşündüm gerçekten de iyi bi türkçeyle konuşuyodu ve kibardı ama ilerleyen vakitlerde konu solculara ve teşkilatlanmaya gelince, " onlarda tabi kendi aralarında toplanıyolar az çok, enik sürüleri gibi..." diyince bu adamdan da umudu kestim. karşı tarafta kimlerin olduğunu bilmeden böyle konuşmayı bi öğretmene yakıştıramadım. o karşı tarafta birimizin bi akrabası da olabilir, arkadaşımız, kardeşimizde olabilir, bi şehit- gazi yakını da olabilir di. ben türkçü biriyimdir, türk olduğuma inanır ve bunun gurur duyulacak bişey olduğunu düşünürüm ama ülkü ocakları denen yozlaşmış yerlerin benim türkçülük tanımıma hiç uymadığını o gün anladım, ayrıca hiçbi partinin ve hiçbi örgütün bizi temsil edemiyeceğini de çünkü parti bi topluluktur ve topluluklar, mutlak genellemeyi dayatır. ben önce karakteri tanıma taraftarıyım. tabiki karşıda ki terörist değilse. unutmayalım ki, turgut özal kürt, adile naşit ermeni, pek çok sevilen yeşilçam oyuncusu rum kökenliydi. herneyse konferans bitti ve eve giderken yolda aşırı bilgili, kültürlü bir ülküdaş gördüm(!) az önce bu sığırda konferanstaydı ama 10 dk geç kalmıştı.
ooo hacı ne yapıyon ne ediyon derken, ben sordum niye geç kaldın diye, o da;
diyince bu yozlaşmışlık iyice netleşti kafamda. velhasılkelam bi oğlum olmuş olsa ne ülkü ocağına gitmesine izin veririm, ne alperen ne de, sol cenaptan bi topluluğa. şimdi şükrediyorum zamanında iyi ki hiçbi topluluğa veya cemaate üye olmadım diye. belki burda okuyan yaşı küçük ve mafyacılığa özenen bıçkın delikanlılarımız olabilir. sana tavsiyem kardeşim uzak dur, bozkurt olmak istiyosan yalnız bi bozkurt ol, bol bol kitap oku işine bak. eğer kavga gürültü meselelerine çok hevesliysen de söyleyim. senin yaşın kadar kavgaya girip çıkmışlığım var, şu an da lisanslı boksörüm. o ocaktakiler falan sana hiçbi şekilde yardım edemezler. o yüzden git kendini geliştir. kurda sormuşlar, senin boynun neden kalın diye, o da her işimi kendim görürüm de ondan demiş. sen sen ol arkandakilere güvenme.
içlerinde bulunarak söylüyorum ki evet gerçekten boş insanlar var. Çoğu çevrem olsun diye katılıyor (üniversitelerde pek yoktur bunun için katılan).
Adam iki cümleyi yan yana koyup yazı yazmayı bilmiyor ama okul başkanı yapmışlar. Ciddiyim imla hatalarını, eksiklerini görseniz çıldırırsınız.
Ama şurayı atlamayalım. içlerinde gerçekten bilgili, vatanını, milletini seven, temiz, çalışkan ve pırıl pırıl kişiler var. Haklarını yemeyeyim. Kardeşlikleri çok iyi. Adam gibi adamlar var.
içerisinde milliyetçi ve türkçü kimseleri barındıran oluşum.
bir kısmı arka yapacağım edasıyla gitse bile, ülkü ocaklarına gittiğiniz günden itibariyle insanları tanımaya başlarsınız. hayatı öğrenmenin bir başka yoludur ülkü ocakları.
Ülkü Ocakları milletinin kara günlerinde Bizim Türklere verecek paramız yoktur.Dedikleri halde bugün Türkiye yi soyup soğana çeviren Salamonlara ve bunlara müsaade edenlere karşı mücadele bayrağını açanların ocağıdır.
Karl Marx, Lenin, Stalin ve Mao gibi komünizm öncülerinin eserleriyle beslenenler, gençlerimizi geleneklerinden,tarihinden kopmuş bir ağaç haline getirmek için bilerek ve isteyerek var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Neymiş efendim her ülkü ocaklı nerede bir komünist görse, terörist yaftasını yapıstırıp rencide ediyormuş tatli su solcularını. Sen her gördüğün ülkücüyü faşist, kovboy, kafa tascı, sosyolojik milliyetçilik yapmasına rağmen biyolojik milliyetçilik yapmakla itham edersen kusura bakma sende terörist yaftasını sonuna kadar hak ediyorsun demektir.
Kusura bakma tatlı su solcusu,Ülkü Ocakları Türk Milleti ne uymayan dışarıdan kopya edilme doktrin ve sistemlerin Türk Milleti için zararlı olacağına inanır.
Bolivya dağlarında che guevara gibi gebermeniz dileğiyle.