başta söyleyeyim, ülkemi asla sorunları yüzünden terketmem. eskiden beri bu ülke sorunlarla, mücadelelerle var olmuştur; zira sorunsuz bir ülke bulmak imkansız. bazen olur deriz, ulan nasıl iştir bu diye kızarız, böyle sorun olmaz deriz, bir an kaçmak kurtulmak isteriz; fakat sonunda kabulleniriz, biz böyle varız, biz böyle tam oluruz, kaçarak değil. tamam hepimiz acı çekiyoruz, yıpranıyoruz, kafamız almıyor bazı şeyleri; ama sorunlardan kaçmak yerine hep birlikte mücadele ediyoruz, terketmiyoruz, bırakmıyoruz karanlıklara, kendimizce aydınlatmaya çalışıyoruz. sorunlar bunlar gerekli, elbette olacak, mükemmele ulaşmak için yırtındığımız yolda hatalar yapacağız; ama bazı insanların sorumsuzlukları gerçekten sinirimi bozuyor. artık dertler, tasalar değişmiş; kimse ülkesiyle ilgilenmiyor, kıyafetti, aşktı meşkti vs. vs. ikoncanların gazete sayfalarında yer almasıyla her şey açık değil mi(?) tek dertleri süs püs, kıyafet olan insanları görmek üzücü değil mi(?) hayır ne gerek var bu mallıklara, çok mu lazımlar sanki? eskiden insanlar devlet sorunlar için çırpınırken, tartışılırken, sonumuzun ne olacağı merak edilirken şimdi bunların yerini düşük zekalılar aldı. dünyada ve ülkede birşeyler ters gidiyor, eksiklikler oluyor, sonumuz mu yaklaşıyor bir ilgilen, bir düşün değil mi! sadece varsa yoksa kendisi olan insanlar görmek bu ülkede tahammülümü bırakmıyor. medeniyet bu değildir. medeni insan, sadece kendisini değil ülkesini düşünen, karşısındakini düşünen insandır; dur ben kendimi kurtarayım tavrındaki insan değil. herkes yok ben böyleyim, ben şöyleyim derdinde. bana ne ulan senden! maymunlar dünyasındayız resmen, kahkalar, şaklabanlıklar eksik olmuyor. biri doğru konuşuyor suikasta kurban gidiyor. illa herkes bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, ay ben karışmayayım başıma bela gelmesin, ay ben salak rolü yapayım paraları tırtıklayayım şeklinde düşünüyor. tabi herkes gibi bir genelleme yapmam yanlış, çünkü bazı insanlar var medeni olan. fakat üzülerek söylüyorum çevreme baktığımda, en yakın komşuma baktığımda, televizyonlara baktığımda o kadar çok boş iş, o kadar çok boş konuşan insan var ki... dinlerken zor dayandığımı, bu bunu bana niye anlatıyor diye kafamın almadığı, çok mu gerekli dediğim o kadar çok şey var. ayrıca bu ülkede boş konuşan yerine, akıllı konuşanın üstüne gidiliyor; ona boş konuşuluyor deniliyor. en akıllı laf edene eleştiriler geliyor, diğer salaklara çıt çıkmıyor, her an karşımızda car car konuşuyorlar, elimizden birşey gelmiyor. işte ben giderek artan bu aptallıklara tahammül edemeyecek bir duruma geldim; bir an önce başka bir ülkenin, başka başka insanların yaşamlarını incelemek istiyorum. bir tecrübe kazanmak, çıkarım yapmak istiyorum. düşünüyorum her yerde aptallıklar artıyor mu? ülke sorunlarına ilgisiz, tepkisiz kalan insanlar yüzünden mi daha da çok problem oluşuyor, daha çok çıkmazlıklara gidiliyor, daha az aydınlatılıyor, ülke sorunları yerine kıyafet sorunları tartışılıyor. hayatı recep ivedik olarak geçirmek isteyenlerin sayısı artıyor, recep ivedik karakterine hevesler artıyor, böyle bir insana hayran olunuyor. evet recep ivedik gibi bir karaktere bayılıyor insanlar, daha çok seviliyor, heves ediliyor. gerçekten ilginç!
not: her ne olurda olsun yine terketmeyeceğim seni ülkem, yapılan tüm maymunluklara rağmen.
-birgün manavdan bi tane meyve alıp "helal et" dediğinde "helal olsun" karşılığını alamazsan
-esnafa hayırlı işler deme gibi bir zorunluluk hissetmiyorsan
-yada esnefla alışverişten sonra "kolay gelsin" dediğinde karşılık alamıyorsan
-müdavimi olduğun bi mekanda bir gün olurda paran çıkışmayınca "ayıp ettin, bu seferlikte bizden oldun" yanıtını alamıyorsan
-gençliğinin sana yaptırmak istediği aykırılıkları önleyecek "delikanlılık" diye bir otokontrol mekanızmasına sahip değilsen
-ergenlikte melankolik aşklarına kederlenip ilk içkini yudumlamadıysan
-babandan korkmuyorsan
-hayatta sahip olduğun bütün dertler kendi dertlerin, bütün sevinçler kendi sevinçlerinse
-ezan okunurken bacak bacak üstüne atanlar istifini bozmuyorsa
-en sahte dilenciler bile ortalama bir memurdan daha fazla kazanmıyorsa
-askerlik yapmaktan artık kimse gurur duymuyorsa
-yerdeki ekmeği öpüp başına koyup kenara kaldırmıyoorsa kimse
-ve kalmamışsa artık karnını aşkla doyurabilen bir aşık
hiç arkana bakma!!! hemen terket o ülkeyi...
insanların saçmalaması.
Kendi ülkende 2.sınıf insan muamelesi görmek.
Yasakların insanlık dışı bir hal alması.
insanlık dışı yasakların kanunlarla sabitlenmesi.
insanların çıkarları uğruna ülkeyi karıştırması.
iyi işler yaptığınızda birilerinin sizi cezalandırmak istemesi.
Sudan sebeplerle hapis cezası alma olasılığı.
Düşüncelerin özgürce söylenememesi.
insanların inançlarını yaşamasına izin verilmemesi.
Düşünce ve inançlarından ötürü kamusal haklardan yararlanamamak.
Birkaç kişinin ideolojisi uğruna halkın zulüm görmesi.
Tek tip düşünen insan modeline endeksli eğitim.
Demokratik yapıda olmayan kanun düzenlemeleri.
Çifte standartlar.
Tüm bunların özünde:Ülke adına daha iyi mücadele için insanlık savaşını dışardan yapma mecburiyeti.
insanlık adına.Doğruluk adına.Tüm engeller.Tüm yasaklar.Kanun bile olsa eğer insanlık dışıysa karşısındayız.Savaşıyoruz terketmiyoruz.
Ülke dışına sürseler bile mücadelemiz devam eder.
Bir ülkeyi sevmek üzerinde yaşamaya mecbur olmak değildir.
Mecburiyet insan olmaktır.
Tüm engellere rağmen.
vatandaşa kaplan olan r.t.e'nin talabani'nin "türkiye'deki muhalif güçleri (pkk) destekleriz, oraları karıştırırız" sözlerini "sürç-ü lisan etmiştir diye düşünüyorum, düzeltecektir diye umuyorum" sözleriyle değerlendirmesi ve kartel basının "bilimum tgrt, stv, kanal7" bu sözleri "başbakan'dan sert cevap" olarak değerlendirmeleri ve benim halkımın hala bu kadar aşağılanmayı kaldırması son olarak da bir politik fahişe tarafından tehdit edilmesi ve hala gıkını çıkarmaması "bu ülke adam olmaz" sözü ile ülkeyi terk etme isteği doruğa çıkmasına sebeptir. var olsun usa, 6.filo içeri, yaşasın yeniden sınırları çizilmiş ortadoğu, statükoya *** hayır! (zamana ayak uydurmak gerekir, vatanı düşünmek, ulusalcı olmak artık suçtur bu ülkede)
tarihsel görevimizi yerine getirememiş olmak,ülkenin bu halinde mafyanın,teröristin,şeyhin,şıhın dervişin arasında yaşamaktansa ölümü ya da gitmeyi tercih etmektir.