ülkeyi komple kapatın ak kartı olmayan giremesin

entry6 galeri0
    1.
  1. isyan cümlesidir. o kadar tektipleşmeye başlamıştır ki herkes (bkz: badem bıyık), farklı görüşlere yer yoktur. durum korkutucudur. çok sevdiğim bir yazarın deyişiyle "heamunagoyim, komple ülkeyi kapatın bari..." tepkilerimize de neden olmaktadırlar. (garip de bir korku salmışlar insanların içlerine. sosyolojik vakayız yeminle)
    1 ...
  2. 2.
  3. "ak kartı olan bu ülkenin harem ismetini bir daha kirletmesin diye bu ülkeye giremesin" şekli akla daha yakın sosyolojik bir gerçek haline dönüştüğünden, modası geçmiş laftır.
    0 ...
  4. 3.
  5. son günlerde yapılan en mantıklı öneridir.

    badem bıyığı olmayana ve beyni olana da ak kart verilmemesiyle taçlandırılsın.
    1 ...
  6. 4.
  7. başlangıçta uzak ihtimal gibi görünen, abartılı duran ve fakat detaylara inildiği anda zaten somut bir "ak kart" gereksinimi olmaksızın varlığını sürdüren hadisedir.

    şöyle ki bugün devlet memuru olmanın ön koşulu artık ak parti'li olmaktır. ya da ne bileyim devlet kapısına işin mi düştü? isminden önce gelir partinin ismi. düşün ki bilmemneredeki milletvekilinin oğlu karşısında el-pençe-divan duruyor benim koca bir teşkilatımın pek şerefli çalışanları amirinden, memuruna.

    hayır ben ülkenin anasını vaktiyle güzel belleyenlerden çiller ablamızın oğlunu hatırlarım(mert çiller) ve trafikte alkollü yakalandığı için(yanlış hatırlamıyorsam) polisler tarafından hakkında işlem yapılmıştı. bak milletvekili çocuğunun arkadaşına ceza kesmiyor polis, başbakan çocuğu. ki çiller boğazda aldığı yalı başta olmak üzere pek çok cukkacılığa imza atmıştır gene hatırladığım. yolsuzluklara, uyuşturucu paralarının aklanmasına falan değinmiyorum hiç.

    ak kart mı demiştiniz sayın yazar? götüme sokardım da kıllarım engel oluyor işte, ancak o işe yarar zira gerçeği dururken numunesi.
    2 ...
  8. 5.
  9. bahsedilen bürokratik gerçekler ne yazık bizim ülkemizde gücü elinde tutan her parti, yada sesi daha çok çıkan (azınlık olsa dahi) grup tarafından gerçekleştirilmektedir. şimdi çıkıp da adalet, eşitlik, düzen, demokrasiden bahsettiği halde gereğini yapmayan cibilliyetsizlere sözlerim, her kesimin eşit söz hakkına sahip olduğunu düşünen, çok sesliliğin doğanın kanunu ve ilerlemenin gerekliliği olduğunu düşünenlere değil. zira baskıcı her rejimin kısa bir ömrü vardır. (belki bir insan hayatından uzun fakat, ideolojik kabullenmeler ve insanın bilgi birikimi, eğitimi göz önüne alındığında kısa). bütün eylem süresi boyunca ne badem bıyıklılara söz söyledim ve söylettim nede yoga yapanlara. toplumun zenginlikleridir her kesim. fakat günlerce gürültü dinlemek, örümcek beyinliler tarafından taşlanmak, sessiz kalmak zorunda bırakıldım. sezarın hakkı sezara ! aksi halde demokrasi ve özgürlük sadece dağarcıktaki bir kelime olmaktan öteye gidemez. yanlışlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor ama allah aşkına bir allahın kulu çıkıp da desin ki güzel kardeşim, canın kardeşim, bak, sen tatlı bir kardeşe benziyorsun. ben de bu konuda şöyle düşünüyorum, seni dinledim sende beni dinle. bırakın badem bıyık, sol yumruk, atatürkçü, şeriatçı ayaklarını. ak kartı da, özgürlükçü eşitlikçi işçi emperyalist kartlarını da. sadece bir göz atıp okuyun, beğenmezseniz yırtar atarsınız. nacizane ricamdır bu, zira ne kadar cahil olduğumun ve bir çok pırıltı gösteren zekanın düşüncesine ihtiyacımın olduğunun farkındayım.
    1 ...
  10. 6.
  11. bugün bir kez daha tekrarladığım cümledir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük