medya denilen olgu, sürekli bir oyalama peşindedir milletimizi. bakınız;
adı lâzım değil bir cinâyet haberi yarım yıldır gündemi oyalamakta. 140 gün, ne demek.. bu ülkede binlerce cinâyet, hattâ abartırsak yüzbinlerce cinâyet gerçekleşmiştir. hangi cinâyet %100 olarak çözüldü de akıllarda soru işâreti kalmadı? hangi cinâyetin perdesi aralandı da gerçekler suyüzüne çıktı? gündemi meşgul eden, ülke geleceğini etkileyecek olaylar o kadar magazinel bir boyutta soyutlaştırıldı ki; milletimize "uyu bebeğim uyu, ninni bebeğim ninni" şarkısı söylendi..
artık at gözlüklerinden kurtulup önümüzü ve yanımızı görme vakti geldi.. uyuma türkiye, sabah ola hayrola sözü çok geride kaldı..
akp tipi demokrasidir. gak-guk ettirmezler adama. bunca zam geldi millet olarak demokratik tepki koymaya bile korkar olduk. sindirdik içimize. çünkü sindirildik!
bir şeyin unutturulması için zaten önce bilinmesi gerekmektedir. bilgilendirmeme durumu da itina ile gerçekleştirilmektedir. evlenme programları, sabahların akşamların sultanları, yemekteyizler, bitmez tükenmez diziler...
siz işinize bakın biz uyuyoruz zaten..
önce başka olaylarla çarpıtılması sonra da rahatça unutturulmasıdır.. yapan tabii medya. tüm dünya, çin'deki haberleri en büyük birkaç tv kanalından (cnn, bbc vs) öğreniyor, onlar da birilerinin uşaklığını yaptığı için, kimsenin çıkarına ters düşmeyen taraflı yayınlar ne düşünmesi gerektiğini telkin ediyor avrupa ve dünyadaki kitlelere..
başka bir örnek olarak ırak'taki şu son çatışmalar... ne oldu onlara? maykıl ceksın öldü diye tüm halk barış ve huzur içinde yaşama yemini mi etti bir anda? devam ediyor her şey orada muhakkak ama haberler görmediğimizde bitmiştir bizim için. hatta tam da olayda amerika ve ingiltere'nin parmağı olduğu hafiften ortaya çıkarılmışken ölünür mü be maykıl? yapma be adamım? belki de bu pis adamların tüm dünyanın dikkatini başka yere çekmek için kullanabileceği en büyük piyonlardandın ve tek suçun buydu? belki de? neyse sen rest in peace...
diğer yandan, suç sadece tek taraflı onlarda değil, bu denli koyun psikolojisiyle hareket eden bir güruha ne versen yediği müddetçe sorun çıkarmadan yaşıyorsa, taze çimen yerine kendini bokunu vermek en güzeli galiba.. o bunu yiyip yaşamaya razı geldiyse zaten... ve en güzeli de nedir biliyor musunuz? onlara bu boku verdikten sonra uzaktan bakıp kendi boklarında boğuluşlarını izlemektir eminim.