pek değerli siyasetçi emine ülker tarhan hanımefendi'den boşbakan recep erdoğan'a cevaplaması üzere verilen, ayar düzeyinde soru önergesidir.
"ankara esenboğada sizi karşılayan kitlenin büyükşehir belediye çalışanlarından toplanmak üzere, kişi başı 100 lira yakıt parası verileceğinin mesajla bildirildiği, araç plaka numaralarının listesinin yapıldığı, gelmeyenlerin sözleşmesinin yenilenmeyeceği tehdidine uğradıkları iddiaları doğru mudur? bu para verildiyse, kimin cebinden verilmiştir?
yolu trafiğe kapattıkları gerekçesi ile göstericilere aşırı şiddet uygulayan polisin, sizi karşılamaya gelen kalabalığın havaalanı yolunu 5 saat trafiğe kapatmasına rağmen müdahale etmemesi eşitlik ilkesine aykırı değil midir?
adam toplamada sonuç alamasa da gösterdiği olağanüstü çaba karşısında, mezkur belediye başkanını yeniden aday göstermeyi düşünüyor musunuz?
demokratik tepkilere tahammülsüzlüğünüzü, kalabalıklara haykırarak, hala cami, başörtüsü ve din üzerinden gidermeye çalışmanız, cami imamının yalanlamasına rağmen olmayan şeyleri gerçeğe aykırı olarak kışkırtmak amacıyla kullanmanız doğru mudur?
göstericilere yönelik sözlerinizden bazıları olan 'sabrın da bir sonu var', 'bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz', 'ümük sıkmak' gibi sözlerin açılımını yapar mısınız? bunları sarf ederken, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçundan sabıkanız olduğunu unuttunuz mu? polisi halka karşı kışkırtmak için söylediğiniz tehlikeli sözleri geri almayı düşünüyor musunuz?"
bunları yapıp allahtan kitaptan bahsetmeleri yok mu? işte bu insanı kahrediyor. net.
cevabı (!) bilinen sorulara ki bunlar kendilerince yarattı cevabı zaten, cevap aramak zaman kaybından başka bir şey değil. madem elinde delil var sun da herkes görsün.
hani derler ya milleti yıllardır uyutuyorlar diye, al işte basit bir örneği... ama milletin gözü açıldı artık, itibar etmez böyle girişimlere.
bir hukuk kadınının ülke sınırları içerisinde "hayır, sittir dit, pis laikçi, izin ver dikelim" gibi tepkilerle karşılanacağını bilmesine rağmen ülke tarihinde olur ya hatırlanır diye sunduğu vicdanın ve gerçeğin ışığında cevaplanmasını geleceğe bıraktığı, birazcık daha karanlıkla örtünmesi gereken önerge.