hicbir demokratik ulkenin hicbir siyasi partiye muhtacligi olamaz. ancak siyasi partilerin mensupları yada parti sayesinde menfaat saglayanlar sahip olduklari ayricaliklari surdurmek icin bu yönde bir algi yaratmaya calisabilirler. sapla samani birbirinden ayirmak lazim. adaylarin hepsi kendini vazgecilmez olarak tanitabilir. ancak demokrasilerde onemli olan parti değil sistemdir. halkin siyasi partilere değil aksine siyasi partilerin halka ihtiyaclari vardir.
Kpss sorularının fetoculara servis edilmesi, önemli makamlara yerleşmeleri.
Mafyanın gangsterlerin serserilerin, bakanları tehdit etmesi.
Pkk ve ışıd katliamları,
Sınırlardan mayınların kaldırılıp milyonlarca yabancının doluşması, geri kabul anlaşması, vergiler, kiralar, işsizlik sağlık hizmetlerinin patlaması. Ev satıp eşantiyon olarak vatandaşlık verilmesi,
Dış borcun patlaması, tarım ve eğitimin patlaması falan filan çok önemli değildir.
Ezan okunsun yeter. Doğru söylemiş.
bu ülkenin hukuk ekonomi eğitim güvenlik (bakınız: silivri soğuktur esprisi) kamu düzeni liyakat ahlak ve etik değerler (yine bakınız: iddia edilen her türlü terör yolsuzluk rüşvet tecavüz haksızlık ve hukuksuzlukların araştırılmaması) alanında geldiği yeri ve kamu da atamalar liyakat vs hepimiz görüyor ve yaşıyoruz.
osmanlı'nın kanuni ile başlayan 300 yıl küsur yıl süren duraklama, dağılma ve çöküş sürecinde yaşadıklarını türkiye cumhuriyeti 20 yılda yaşadı.
kanuni dönemini muhteşem yüzyıl diye insanlara anlatanlar herhalde aklımızla zekamızla dalga geçiyorlar ki; fuzuli kanuni dönemini anlattığı, kendisine verilmesi gereken maaşı alırken yaşadıklarını anlatan ve devlet kamu düzeninin ne hale geldiğini, toplumsal çürüme ve çöküşün kaynağını anlattığı meşhur şikayetnamesi malumunuz.
günümüz türkçesi ile...
Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm -beratımı- gösterdim faydasız diye ilgilenmediler.
Her ne kadar görünürde itaat etseler de hal (vücut) diliyle tüm sorularıma cevap verdiler.
Dedim:
— Ey kardeşler bu ne hatalı iş ve ne çatık kaştır.
Dediler:
— Bizim âdetimiz sürekli budur.
Dedim:
— Bana hürmeti layık görmüşler ve emeklilik belgesi vermişler ki vakıf malına daima hissedar olayım ve padişaha huzur içinde dua edeyim.
Dediler:
— Ey miskin sana zulmetmişler ve şüpheli bir sermaye vermişler ki sürekli faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.
Dedim:
— Evrakın gereği niçin yapılmaz?
Dediler:
— Fazlalıktır. Gerçekleşmesi mümkün değildir.
Dedim:
— Böyle (bir) vakfın parası nasıl olmaz?
Dediler:
— istanbul'un zaruri ihtiyaçlarından kalsa da bizden kalır mı?
Dedim:
— Vakıf malının lüzumsuz harcanması günahtır.
Dediler:
— Paramız ile satın almışız bize helaldir. (Bu cümle, vakıf memurlarının işe girmek için rüşvet verdiklerini gösteriyor)
Dedim:
— Araştırsalar tuttuğunuz bu yolun kötülüğü ortaya çıkar.
Dediler:
— Bu hesap kıyamette alınır.
Dedim:
— Dünyada dahi hesap alınır (bunun) haberini işitmişiz.
Dediler:
— Ondan da endişemiz yoktur, katipleri razı etmişiz.
Gördüm ki sorularıma cevaptan başka şey vermezler ve bu belgeyle ihtiyacımı karşılamayı uygun görmezler, çaresiz mücadele etmeyi bıraktım ve ümitsiz ve mahrum (bir şekilde) köşeme çekildim.
kanuni babası yavuz sultan selim'den kalan muhteşem güçlü bir ordu, ağzına kadar dolu hazine, tüm bilim sanat teknoloji alanında önde gelenleri topladığı ülke, osmanlı ayarında güçlü bir devlet teslim aldığı için; kanuni babasından kalan bu sistemin kaymağını yedi.
kanuni öldüğünde çürümüş bir yapı, tamtakır hazine, kendi evlatları da dahil osmanlıyı 18. 19. yy'la taşıyacak tüm bürokratik yapıyı devlet adamlarını idam ettirmiş, öldürmüştü. tüm dünya yeni bir ticaret alanı yolları arayışına girmişken kanuni o övündüğünüz piri reis'in kellesini mısır da kestirmiş, ticari imtiyazlar kapitülasyonlar ile elinde ki zenginliği dağıtmaya başlamıştı.
günümüze gelirsek "akp bu kadar iş yaptı, şu kadar iş yaptı, 1 dolar 1 tl dönemini yaşadık vs" diyenler tıpkı kanuni dönemi gibi devletin tüm varlıkları zenginliklerini satıp borçlanıp babasından kalan har vurup harman savurup hazırdan yiyerek gelen geçici rahatlamayı başarı gibi görmekte. şu an 1 doların 20 lira olmasında yatan neden 1 doların 1 tl olmasıydı.
kanuni dönemi ne ise akp dönemi de o'dur.
akp'ye bir 20 yıl daha vermek hatada ısrar demek ki; türkiye cumhuriyeti osmanlı'nın kaderini yaşar.
akp içinde veya akp'yi dışardan destekleyen, bu ülkenin kuruluş değerleriyle devamlı kavga eden ve bu ülkenin adıyla, bayrağıyla, anayasasıyla, bu ülkeyi kuran asli unsur türk kimliğiyle, her türlü var olma gerçekleriyle savaşan ve de bunu yok etmek isteyen bir kesim var.
burada bakınız vermeye gerek yok. türklük de neymiş canım, türkiye cumhuriyeti olmasın da anadolu cumhuriyeti olsun diyenler, türk bayrağı da neymiş diyenler, laik demokratik hukuk devleti tanımı neymiş diyenler, başkent ankara olması şart mı diyenler vs vs. bu kesim açısından da düşünürsek...
E tabi adam haklı, çoluğa çonbalağa yetecek kadar çal.. höhöm pardon çalıştılar, istiyorlar ki gelecek 20 yıl da da gelecek kuşaklar içinde çal.. höhöm pardon (n'oluyor bana bu akşam bilmiyorum.) , çalışıp ülkeye hizmet etsinler. Çok çal-ışkan kızan bunlar ya ciddiden takdir ediyorum.