tümden mi gelsek, tüme mi varsak, anlamış değilim. öncelikle ülkenin konumuna bakmalıyız derim gugılörtten. sonra birkaç tık ve hoop üniversite. birkaç tık daha, hoop gençlik. burada "gençlik" i kopyalayalım bir güzel. ve kapatalım sayfayı. açın yeni bir sayfa. yazın, başlık küba ! boşluğa gelin ve sağ tuş yapın. yapıştırın. bekleyin biraz. görüntünün parıldadığını görebiliyor musunuz?
sanatın genelinden anlamayan, özellikle tiyatro ve klasik müzikten çok uzak, ülkenin yakın tarihinden bihaber, kenan evren'i "ressam" olarak tanıyan, ekmeklerin karneyle dağıtıldığı yılları 1990'lar olarak "hatırlayan" * kalitedir.
coğu ülkede üniversiteler gençlerin kapasitesinin üstündeyken ülkemizde üniversite gençliği üniversite kapasitesinin üzerinde bulunmaktadır. Ayrıca bunun nedeni olarak anaokulunda baslayan ezberci eğitim anlayışı yatmaktadır.
Bu yüzden ki ülkemizde ilkokul 3.sınıf mezunuyla üniversite mezunlarının kültür seviyesi dahi aynı seviyede olabilmektedir!
Yabancılaşma arayışı içinde olan ve sadece eğlence kültürünü benimseyen gençliğin kalitesidir.
rakam vermiyorum ama pekte gördüklerim iç açıcı değildir.
düşünmeden etmeden her ile üniversite açarsan, mevcut üniversitelerin kontenjanını artırırsan; kekosu da okur öküzü de. demek ki neymiş her şeye alkış tutmamak gerekmiş.
bizim bir hocamız "insan beyninin kapasitesi ölçülemez, ne kadarının kullanılıp kullanılamadığı anlaşılamaz. çünkü senin beynin karşındakinin beynini ölçmeye yeterli mi?" demişti.
şimdi neye göre insanların kalitesini ölçüyorsun? senin kaliten onlarınkini ölçmeye yeterli mi?