insanlar birşeyler öğrensin diye değil, özellikle öğrenmesin, öğrenemesin diye özenle kurgulanmış bir sistemdir. birşeyler ezberletelim, oyalansınlar sistemidir bizdeki; düşünmeyi, sorgulamayı bilen insanı dünyanın hiçbir coğrafyasında istemezler çünkü.
iddiadaki sistemden daha güvenilmezdir. kötüdür. iğrençtir. berbattır. ego kokan eğitimcilerin olduğu sistemden ne beklenir ki zaten ülkenin amına koydunuz be.
Üniversite hocası olarak şunu söyleyebilirim gelen öğrenci profili malesef analitik düşünme yoksunu bir çıktı olarak bize geliyor. Ne çalışmayı ne de öğrenmeyi biliyor. Armut piş ağzıma düş mentalitesi resmen beyinlerine kazınmış, zehir gibi olması gereken dimalar malesef miskinlikten uyuşmuş. 1 sene içinde en üst verimi almak için ne kadar özverili olunuyorsa onu gösterip birey olma yolunda onlara yardım etmeye çalışıyorum yoksa bölüme geçtiklerinde sudan çıkmış balıktan farkları olmayacak. Eğitim yapboz olmamalı, bunu anlayabilseler ziyan nesiller bir daha asla olmayacaktır.
Özellikle üniversitede torpili, yalakalığı ve göt yalamayı öğreten eğitim sistemidir. Benim gibi bu sisteme baş kaldırıp alttan ders alanlar çok yaşasın, hep yaşasın.
eğitim sistemimizin önünde ki en büyük engellerden biri her seçim sonrasında iktidara gelenlerin, öncelikle Milli Eğitimin yönetici kadrosunu hedef almasıdır. Okullardaki bu yönetici değişimleri eğitim sistemimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Eğitim politikalarının değiştirilmemesi yönünde gerekli tedbirler alınırsa, hedeflere ulaşmak daha kolay olacaktır. Ancak, bizim eğitim sistemimiz, sürekli değişen eğitim politikaları nedeniyle, ulaşılmak istenen amaçlardan giderek uzaklaşmaktadır. Yapılması hedeflenen değişiklikler ve yeni uygulamalarda süreklilik sağlanamadığı için, başarılı sonuçlar alınamamaktadır
8 sene boyunca her bireye tüm bilgileri yüklüyorsun. 8.sınıftan mezun olan 14 yaşındaki bir birey biraz türkçe biraz Ingilizce biraz biraz tarih biraz coğrafya biraz biyoloji biraz fizik vs vs biliyor. Ardından liseye geçen kişi, bu dersleri 1 sene daha alıyor. Sonra sen bu öğrenciye seçim hakkı veriyorsun. Tm ile mf arasındaki tek fark biyoloji fizik kimya dersleri ve diğer derslerin saati. Tm ile mf sınıfı arasında matematik ve edebiyat derslerinin haftalık saat farkı da olmasa neredeyse aynı eğitim veriliyor.
Lise sona gelen çocuk yine aldığı derslerde biraz biraz bilgili. Birsz tarih biraz coğrafya biraz matematik. Ygs lys yapıyorsun ve yine herkesin biraz biraz her şeyi bilmesini Bekliyorsun.
Üniversiteye geçen kişi bir ana bilim dalında eğitim alıyor. Kendimden örnek vermek istiyorum. 4 sene siyaset bilimi ve kamu yönetimi okudum. 5 hukuk 7 tane idare dersi aldım. Yerel yönetimler mevzuatı yerel yönetimler yönetim bilimi gibi. Ardından siyaset dersleri aldım tarih dersleri aldım. Belli bir alanda kişiyi geç de olsa uzmanlığa yönlendirmeye başlamışken kalkıp kpss diye bir sınav koyuyorsun. Neredeyse tamamı iibf mezunu kişilere yapılan bu sınavın içeriğini söylüyorum. Iktisat maliye muhasebe hukuk ve gkgy (türkçe matematik coğrafya tarih vatandaşlık). 4 sene bir tane bile muhasebe maliye iktisat dersi vermediğin (versen de 1.sınıfta iktisata giriş ve maliye den türk vergi sistemi sadece) dersleri adamın önüne koyuyorsun. En son lise sonda matematik türkçe coğrafya görmüş hayatında muhasebe görmemiş maliye ve iktisat gibi başlı başına birer bölüm olan konulara tamamen frensiz adama diyorsun ki kpss de bunlar çıkacak.
Arkadaş sen lise sona geldiğinde her bişeyden biraz biraz bilen, tam uzmanlaşma alanını üniversitede bulan insana kpss de yine 'herşeyden biraz biraz bil' diyorsun.
Sorarım size : bu eğitim sistemi ile bir uzmanlaşma mümkün mü? Alanında iyi birini çıkartmak mümkün mü? Yüksek lisans ve doktora denen eğitim bile spesifik bir konu üzerine yapılırken, uzmanlaşmaya yönlendirirken siz nasıl olur da kişinin uzmanlaşmasını yerle bir edersiniz.
Üniversite mezunu biri olarak tarihim ve bazı hukuk mevzuatları bilgilerim güncel. Ancak sanki yeni bir okula hazırlanıyor gibi oturmuş muhasebe öğreniyorum.
Yahu madem 4 4 4 geldi herkese temel bilgileri ilk 4 ya da 6 senede ver. Ardından seçme şansi tanı ve kişileri birer ilgi alanına yönlendir. Ve liseye gelen kişi ileride ne yapacağını bilsin. Bizim lisedeki sınıfta 25 kişi vardı ve bu 25 kişiden bir tanesi bile aynı bölüme gitmedi. Hukuk pdr işletme iktisat ksmu uluslararası gibi bir çok bölüme gitti herkes. Şimdi pdr okuyan adama sen boşu boşuna yıllarca coğrafya verdin. Boşu boşuna yıllarca tarih verdin. E ama herkes tarihini bilsin. Banane amk ridaniye savaşından yıldız dağlarından. Ben 4 sene tarih siyaset idare alanlarında kendimi geliştirdim üstüne koymak için alanım ile alakalı kitaplar okuyorum. Ve sen benim uzmanlaşmamın Önüne geçerek matematik veriyorsun.
Bu şekilde dünyayı değiştirecek çalışmalar adından söz ettiren üniversiteler nasıl olacak. Aziz sancar diye bağırmanın lüzumu yok adam amerika birleşik devletleri nde bu hale gelmiş. Bir tane türk bilim adamı çıkınca 'nerde yaşıyormuş' sorusu kimseyi rahatsız etmiyor mu. Geçen maliye dersinde pelin soyisimli 20.yy ortalarında yaşayan bir maliye bilim adamını tanıdık. Adamın Türkiye de doğup Türkiye de yaşayıp Türkiye de eğitim alarak bu kadar başarılı olduğuna tüm sınıf şaşırdı.
Aydınlanmadan bu yana alman filozoflar siyaset bilimciler iktisat bilimciler dünyaya damga vurmuşken biz biruni diyorsak vardır bir sıkıntı.
Bence eğitim sistemine yön veren karar alıcılar öncelikle yanlış hedeften dönmeli ve 'alanda uzmanlaşma nasıl olur' sorusuna cevap aramalı. Herkese herşeyden biraz biraz vermek yerine herkesin alanında en iyi olmasına destek verilmeli. Ondan sonra ana dili IngiliZce olmadığı halde nüfusa oranı en çok Ingilizce bilen ülke türkiye çıksa ne olur. Herkes adını soyadını söylemeyi ingilizce biliyor ama ötesi yok.
Ülkede eğitim sistemi değil sınav sistemi vardır. Buna göre cümle kuramayan insanlar dahi üniversite öğrencisi hatta akademisyen olurlar.
Bununla beraber hoca çeşitliliği azdır. Bir dersin en az iki-üç hocası olmalıdır ki, öğrenci farklı ekollerden gelen düşünce çeşitliliğine de sahip olarak yetişsin.
