Sol sütuna, geçmişe düşülen notlara bakıyorum, yok! Geçip giden hayata, değişen iklimlere, insanın insana koyduğu her virgüle bakıyorum, yok! Siyasetin sözlük anlamına, gündelik atışmalarına, tabelasız kavşaklarına bakıyorum, yok! Ama biliyorum, tarihin bir yerinde elinde çiviyle kil tablete not düşen de, yanındaki kulağa eğilerek "bunu yarına taşı" diye asri sırrı veren de, buğdayını kendi kanıyla sulayıp suda çarığını yumuşatıp kemiren de, fikrin telaşı içinde kelimelerle eskrim eden de iyiliğini istedi hep ülkesinin. Bir ülkesi olanın bir de yarını vardı çünkü. Ülkem için en iyisini istiyorum, doğru! Ülkem var çünkü ne mutlu...