Aslında bunun tek bir dönem, hükümet yahut siyasi parti ile alakası yoktur zannımca. Şayet geçmişteki ekonomik yatırımlara yahut yapılmayan yatırımlara bakacak olursak görürüz ki bu bir süreç sonucu ortaya çıkmıştır. Ha şunu da es geçmemek gerekir ki uzun süreçli bir yönetim hakkı elde etmiş bir çok parti gelmiştir ülkenin başına lakin günü kurtarmak ve dönemlerini güzelleştirmekten öteyi hedefle(ye)memişlerdir. Temel olarak sorun sistemin ta kendisinden ortaya çıkmakta ya da mevcut sisteme ayak uyduramamaktan dolayı patlak vermektedir.
Her yönetici ister ki halk bana her konuda tam yetki versin , bana hesap sormasın.
iktidardayken yaptıklarının hesabını soracak bir seçmen olmadığı zaman ve aynı zamanda her konuda tam yetki veren bir seçmen olduğunda kim olursa olsun bu gücü kullanır çünkü güç böyle bir şey.
2011 den beri devam eden Suriye savaşı sonucu 40 milyar dolar harcanan 5 Milyon Suriyeli var.
Kimse çıkıp demezse 40 milyar neden buraya harcandı veya çözüm süreci neden bitti, o zaman kriz var diye ağlamak anlamlı olmuyor.
normal sağlıklı bir ülkede kimse size cennet vaat etmez ama bizde edilir/ve beklenir.
normal sağlıklı bir ülke 2-3 temel sorun olur. partiler görüşünü söyler ben böyle çözücem, diğeri der ki ben bele... halk da niyetini belli eder.
diyelim öncelikli sorun terör mü?...
normal sağlıklı bir ülkede...
birisi der ki... kafasına vurucam örgütlerin anasını zikicem görüceniz.
diğeri der ki demokratik haklar vericem...
der... halk da ona göre görüşünü yansıtır seçimde.
sağlık mı?
biri der ki bedava yapıcam, diğeri der ki özelleştiricem... diğeri der ki daha çok hastane yapıcam.
halk da aklına yatana oy verir kendince.
işsizlik mi var?
biri yatırım yapıcam der... diğeri işsizlik parası vericem der... bir diğeri teşvikle işyeri artırıcam.
normali budur aq!
biz de ya birbirine benzer kafada birkaç parti oldu...koalisyonlar falan... ne dediğini bilmeyen
ya da en iyisini ben bilirim diyen bir tek parti.