aslında bunlar için afet diyerek doğaya haksızlık etmiş oluyoruz.
yaşadığımız gayet normal bir doğal olayı.
üstelik bilinemeyen öngörülemeyen olaylar da yaşamıyoruz.
özellikle son 30 yıldır bu vb durumların yaşanacağı artık tahmin değil gerçekleşen-gerçekleşecek süreç olarak biliniyor ve gözlemleniyor.
biraz okuyan araştıran aklını kullanan veya bilmese de bilen birine danışan aklını zekasını kullanan biri için bu yaşadıklarımız yaşamın doğal döngüsü devinimi içinde olması gereken bir süreç.
olmaması anormal olurdu.
bunun için kalkıp afet din kader vs diye boş konuşma yapmamak lazım.
yaşanan (insan faktörü ve katkısı ile) doğal olayın felakete dönüşmesi insan oğlunun sorumsuzluğudur.
iç denizlere kıyısı olan, akarsu gölleri metrekareye düşen yağmur oranı, doğal yapısı ve coğrafyası ile gerçekten şanslıyız.
düşünün...
amerika kırasında amazon nehri, mevsimsel yağış eriyen kar ile doğal deviniminde amazon nehrinde süren normal taşkınlar ingiltere büyüklüğünde bir alanı kaplıyor.
ne bileyim, bangladeş hindistan nepal gibi asya amerika coğrafyasını düşünün.
buralarda yağışlar ile ülkemizde ki yağışlar karşılaştırma yapılırsa bizde ki yağışlar normalin altı.
okyanus kıyısı olan ülkeler ile bizim ülkemiz arasında rüzgar fırtına hızına bakarsak bizde ki esinti kalır.
bu ülkede yangınlar seller depremler ölümler ne mi?
suçu allah'a atman, ehil insanlara yetki vermemen, aklını kullanmaman.
kader afet kaza diyerek burada suçlu ne doğa ne tanrı allah deme.
onlara iftira atma.
allah'ı tanrı'yı (yaratıcıyı ne adla çağırıyorsan veya inanmıyor da doğa yaşam diyorsan) doğayı iklimi katil yerine koyma.
basit bir doğa olayını (muson yağmurlarını mı yaşıyorsun, yağmur ormanların mı var, 250-300 km hızla esen tayfunlar mı yaşıyorsun, normal dalgası 7-8 metre olan açık okyanus kıyın mı var da) yaşananlar afet oldu.
hayır!
senin sorumsuzluğun, iş bilmezliğin, boş vermişliğin, yetersizliğin.
