beyni sorgulamaktan aciz salaklara durumu açıklamak için kullanılan cümle. hala bazı salaklar çıkıp; yok vatanı şu kurtardı yok vatanı bu kurtardı demekteler.
ulan salak herifler hangi ülke kurtarıldı. bir devlet yıkıldı ve yeni bir devlet kuruldu. eskisiyle hiç bir alakası olmayan imparatorluktan alınan bir pay verildi.
emperyalist ülkelerin amacı neydi; osmanlı yı yıkıp, kendi kurallarını uygulayacakları küçük devletlere bölmek. olan biten bu. halka da ; zafer kazandık, ülkeyi kurtardık yalanını yutturmaya çalışmak.
hangi ülke kurtarıldı lan; sen daha dün savaştığın adamalrın hepsinin kanunalrını kabul edip uyguluyorsun, paranın basılmasını bile onlar yapıyor 1952 ye kadar, ne anlatıyorsun lan hala sen. adamın medeni kanununa göre yaşıyorsun, onun koyduğu ticari kanunları uyguluyorsun, onun toprak kanunu uyguluyorsun, onun eğitim sistemine geçiyorsun, onun gibi giyinip, onun gibi yazıyorsun.
silkinin de uyanın lan artık. boktan ve yalaka bir sömürge ülkesi olarak kuruldu bu ülke.
türklerde ebed müddet anlayışı vardır. devlet son bulmaz. insanlara silkinin demek için önce tarihini bilmek gerek egemenlik anlayışını, devlet anlayışını bilmek gerek.
mesele o yıkıldı bu kuruldu meselesi değildir, mesele bu toprakların sahibi olan insanların özgür birer vatandaşı olduğu bağımsız bir devlet var edildi meselesidir. mesele bu torpraklarda emperyalistlerin göstere göstere at koşturamayacağı bir coğrafya yaratıldı meselesidir.
gel gelelim kanun olayına. dünyada hangi ülke mevcuttur ki yoktan var edilmiş ve kısa sürede bir çok sorunu halletmek zorunda olup kendi kanunlarını kendileri yapmıştır. bugün bile emperyal güç olarak tanımlanan devletlerin bir çoğu tarafız yargılamanın merkezi olarak isviçreyi gösterir ve başvurur ki kanunlarımızın büyük bir bölümü dönemin en moderni olan onlardan alınmış, ivedi kullanım neticesinde zaman içerisinde bizim yaşam standartlarımıza göre revize edilmiştir. (ticaret kanunu ilk metin almanlardan alıntı olup 2012 de tamamen değiştirilmiştir.) hakeza iş kanun alma yapma meselesi değil onu uygulama meselesidir. örneğin demokrasinin doğum yeri ingiltere, anayasasında binlerce madde mi vardır? hayır, aslında anayasası bile yoktur teammüllerle yönetilir. özgürlükler ülkesi amerika anayasasında 7 madde vardır bir çok kanunu çervece metindir yani mevcut olaylar neticesinde şekillenir. anlamayanlar için bizdeki emsal kararlar onlarda kanunların içine yerleşir ve uygulanır.
en önemlisi de bu topraklarda onun bunun değil ulusun egemenliği hasıl olmuştur, buna da sömürge demek düpedüz samimiyetsizliktir.
hala ülkeyi vatandaşların yönettiği sanılan bir ülke kurulduğuna inanan salakların algılayamadığı durumdur. ulan ne zaman vatandaşın söz hakkı bu ülkede. şimdi bir salakta çıkar; efendim kadına seçme hakkı verildi. kimi seçme hakkı verildi lan 1950 ye kadar.
biri de çıkar; özgür vatandaşların yaşadığı ülke kuruldu der, ulusalcı bir ülke olduk der. lan senin nickin senin yıllarca savaştığın baş düşmanın ingiltere nin dili. sen işte böyle sömürge ülkesinin vatandaşısın. kürtçe nick olsa ana avrat söversiniz ingilizce nick almayı bir bok sanıp bir de ulusalcılıktan bahsedersiniz.
Kadın seçme hakkından bahsetmek seni osmanlı karşısında desteklemez. gözünün önünde tüm avrupaya hükmeden bir devletle, şapka takmanın zorunlu olduğu bir muhalif iktidar topluluğu bir olur mu sorusuna hayırsa cevabın siyasi bilgi eksikliğinden bu konuşmayı kendi tarafımdan sonlandiracagim.
siyaseti çok yanlış anlayan zihinlerin uydurmasıdır. dün savaştığımız adamların kanunlarını kabul etmemiz, onlar gibi giyinmemiz, onlar gibi yönetilmemiz onların boyunduruğu altına girmemiz demek değildir. insanlar özgürce yaşayabilmesi, modern kanunların uygulanması ve insanların özgürce giyinebilmesi ne zaman başka ülkenin üstünlüğünü kabul etmek oldu ? ben hatırlamıyorum.
şimdi bu özgürlüklerin elinden alınması, bu kanunların sonlandırılması, insanların özgür bir şekilde seyahat edebilmesi giyinebilmesi yasaklanınca mı biz bağımsız bir devlet oluyoruz. bunlar kısıtlandığı zaman asıl herşeyin nasılda boktan olduğunu görüyoruz. birazcık siyasi bilgi, biraz da mantık bunlar; fazla şey istemiyor.
