ülke kurmak

entry5 galeri0
    5.
  1. Artık çok zor.
    Kursak bile o yeni ülke tanınmayacaktır.
    Misal: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.
    1 ...
  2. 4.
  3. küçükken evi sınırlara ayırarak yaptığım eylemdir.

    annemin bile benim bölgemi temizlemesi için vize & pasaport göstermesi gerektiği zamanlardı be. özledim.
    1 ...
  4. 3.
  5. --spoiler--
    yeni bir ülke bulamazsın,
    başka bir deniz bulamazsın.
    --spoiler--

    (bkz: şehir)

    (bkz: konstantin kavafis)
    0 ...
  6. 2.
  7. sözlükte paylaşılmış bir entryi okuyup öğrenme yoluyla gerçekleşir.

    not:cafelerde görmüştüm de entry olarak görmemiştim. yemek tarifi mi bu arkadaş?
    1 ...
  8. 1.
  9. ülke kurmak, açlıkla, hainle, toprağını ele geçirmeye çalışan düşmanla savaşarak gerçekleşir. tek başına olmaz elbet, yanında vatanını seven, o toprakları namus olarak gören ve bu uğurda canını hiçe sayan binlerce insan gerekir. ama eğer söz konusu ülke kurmaksa, bu insanları bir araya toplamak bir kişiye düşer. bütün okların hedefinde, herkesin kendi kafasına göre yargılayacağı bir kişi...

    önce annenizden ayrılırsınız bu uğurda, sonra büyüdüğünüz topraklardan... sevdiğiniz kimse olamaz, hele güzeller güzeli bir kız, uzun saçlı, mavi gözlü ya da esmer... hiç biri olamaz hayatınızda çünkü siz vatan aşkıyla yanıp tutuşmak zorundasınız! kuracağınız ülkenin hayaliyle yaşamalısınız. sonra art arda savaşlar başlar, tanımadığınız bir sürü insan öldürürsünüz ve aynı cephede savaştığınız arkadaşlarınızın ölümlerine şahit olursunuz. yılmak olur mu hiç, hayaliniz büyük!

    ardından kötü haberler gelmeye devam eder, düşman 1'ken 5 olmuştur, hayatınızda adını bile duymadığınız ülkelerden insanlar sizin toprağınıza göz dikmiş, bu uğurda toprağınızda yaşayan herkesi öldürmeye ant içmiştir! onlarla savaşmaya başlarsınız sonra, emrinizdeki orduların tek tek nasıl yok olduğuna şahit olursunuz, kayıplar arttıkça yüreğiniz sızlasa da vazgeçemezsiniz. öyle ya siz vazgeçerseniz, düşman? yazık değil mi sevgili diye aşkla bağlandığınız vatanınıza? kolay mı öyle vazgeçmek?! devam edersiniz savaşmaya...

    sonra siz hal-i hazırda ülkenizi düşmanlardan korurken, kayıplara rağmen savaşlardan zaferlerle ayrılırken bir de bakarsınız ülkenizin başında olanlar da size düşman olmuş, kellenizi istiyor... yadırganacak ya da düşünecek zaman değil, kaçmak da olmaz! kalıp yine savaşmak gerekir, bu sefer çoktan düşmanın eline geçmiş yöneticilerle... yanınızda birileri olmalı, tek başınıza bu kadar kişiyle savaşamazsınız! ama korkmayın, sizi anlayan bir sürü insan var memlekette! uğurlarına annenizden ayrıldığınız, sevgili, aşk ve her türlü eğlenceden mahrum kaldığınız, ölümü göze aldığınız insanlar sizi çok iyi anlıyor merak etmeyin. onlar sizi saklar, sizinle beraber savaşır ve gerekirse ölür!

    başlarsınız o halkın arasına katılmaya bu sefer, oradan oraya memleketin 4 köşesini gezersiniz, yokluk içerisinde aç ve sefil bırakılmış insanları görürsünüz, sizin de durumunuz iyi değildir ama bunu düşünecek halde misin ki? insanlar o durumdayken kendini düşünecek karakterde misin? üzülürsün, gözünden yaş gelecek gibi olur ama tutarsın kendini, ağlayamazsın bile! onların o duruma düşmesine ağlamak yerine, onları kurtarmak gerekli, bilirsin! yokluğa rağmen inancın ve sana inanan binlerce insan varken, yüzünü düşüremezsin. hainle savaş başlar...

    tabi adı üzerinde "hain." yüreği olsa güçlüden yana olmazdı, halkından yana olurdu. kısa sürer bu savaş, kısa ama bir o kadar zor... yanındaki insanlarla beraber bütün dünya'ya gösterdiğin gücünü şimdi en yakınındaki aptallara gösterdin, sırada ayaklarını uzatıp bir oh çekmek var... var mı?

    öyle kolay değil! ilk iş senin yüzünü kara çıkarmayan insanlara bir isim vermek. millet oluşturmak! sonra bu kurduğun ülkeyi yönetmek var... kim yönetecek peki, sen? öyle ya sen kurdun bu ülkeyi, savaşmaları için sen yüreklendirdin insanları, sen ayrıldın annenden, sevdiklerinden, büyüdüğün topraklardan? değil öyle... herkesin hakkı bu ülke, bu topraklar... herkesin kanı var yerde. o zaman bu kurduğun ülke de senin değil kusura bakmayacaksın! bu kurduğun ülke, milletinindir. tıpkı hayalini kurduğun gibi...

    ayrıklar yaşadın, kayıplar, ölümler, göz yaşları... savaştın! ve başardın. ülke kurdun. millet oluşturdun ve kurduğun ülkeyi bu millete armağan ettin. e ama yeter artık? bir köşeye geçip hayatını yaşamak senin de hakkın... geç otur, çek elini eteğini, bırak! kendileri halletsin her şeyi, onlara ülke verdin sen, söz sahibi yaptın! bırak artık yönetsinler kendilerini?

    ama yine olmadı dimi? işin yine bitmedi... öğretmen olman lazım önce. kurduğun milletin içinde binlerce çocuk var ve onlar büyükleri gibi yetişmemeli! diğer ülkelerin çocukları gibi modern çağa göre yetişip hak ettikleri gibi büyümeli. bu yüzden sana hala ihtiyaç var! sonra cumhurbaşkanı, başbakan, anayasa başkanı, hakim, ekonomist... binlerce kişi olman gerekli... kısacık hayatında binlerce sıfata bürünmelisin! çünkü sen sıradan bir adam değilsin! sen tek bir insanın kaderini değiştirmedin çünkü. çünkü sen, kurtarıcısın...

    güzel buraya kadar getirdin, savaştın, ülkeyi kurdun, kalkındırdın... öl artık dimi? ama ölmeden önce şunu unutma;

    sen bu ülkeyi kurdun ya, ayrılıklar, kayıplar, ölümler görüp, türlü hainlerin arasından çıkıp, hayatları boyunca eziyet çeken bir sürü insana ülke hediye edip bir de onları millet yaptın ya... gün gelecek, bu millet sen öldüğünde seni tüm bu yaptıkların yüzünden suçlayacak. bunca yaptığın şeye rağmen diyecekler ki, "kendi heykellerini diktirmiş bir sürü yere!"... bilmeyecekler içinde biraz bencillik olsa heykel yaptırmak yerine ülkeyi tek başına yönetme kararı alabileceğini!

    sonra seninle hiç ama hiç alakası olmadan kurulan o heykellerle dalga geçecek, karşılarında gözlerini görse altlarına sıçacak olan 15-16 yaşındaki çocuklar, kızlar, adamlar... açlıktan, yoksulluktan, düşmandan, hainden kurtarıp millet haline getirdiğin o insanlar sana saygısızlık yapacak her fırsatta!

    ve gün gelecek, seni savunanlara terörist damgası vurulacak! geri kafalı denecek senin fikirlerine sadık kalanlara... seni sevenlere acır gözlerle bakılacak...

    en kötüsü de ne biliyor musun? bu nankörlükten, hainlikten, ayrılıklardan, ölümlerden daha kötüsü ne? uğruna hayatını feda ettiğin, millet haline getirip bir ülke, yaşanacak toprak hediye ettiğin insanlar sana hain diyecek...

    şimdi hazır mısın bir ülke ve millet yaratmaya?
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük