mallar birliğine üye toplumdur. kredi kartları patlamış ve hatta binlerce lira kredi kartı borcu olup günde 2 gazeteye toplamda 1 tl veremeyenleri de içerir.
hayırlı olsun a.ına koyayım!
üstad ülke'nın kalkınması takip edileseydi (teknoloji , sağlık hizmetleri ,kadınların iş hayatına katılma oranı, bebek ölüm oranları, gelir dağılımındaki adalet , okul öncesi eğitim vesaire ) belki tepki gösterilirdi...
kendisini zerre kadar sevmemekle beraber yazılarını denk geldiğim yerde okuduğum
yılmaz özdil tarafından bugün, eğitimle ilgili güzel çözümleme yapmıştı, bu başlıkla çağrışım yaptı birden, işte o toplum bizim toplum ve burası türkiye..
(bkz: Konuşarak ülkeyi kalkındırabileceğini düşünen insanımsılar)
Çalışmakla olur, milletimizin işinden yorgun argın döndüğünde bir dizi seyretmesinin kimseye bir zararı olmaz.
olaya birde şuradan bakmak gerekir, ülke kalkınmasına paralel olarak dizilerin çekildiği evler, binilen arabalar, üste başa giyilenler, oturulan kafeler de gelişmektedir. bu da ülke kalkınmasını izlemenin başka bir yoludur sonuç da.
ülkeyi tek başına kalkındırmak heveslisi ruh hastası vatandaş tiplemesi 12 eylül anayasasının yaratmak istediği yurttaş profilidir. bu heves ve heva başarılı olmuş mudur aksine ne kendine ne ötekine zerrece faydası olmayan sorgulayamayan analiz yeteneğinden yoksun diyalektik düşünceden uzak ucubeler yaratmıştır. devlet eli ile sunulan mutlak doğruların, sorgulanmadığı sorgulanamadığı bir ülke arzusunun eğitim ayağının çabaları sonucunda yaratılan bu militan nesil faşizan duygularla kendilerine benzemeyen, anlayamadıkları herkesi ve herşeyi tehlike unsuru olarak görerek hakaret öfke ve aşağılama üzerine bir hayat algılaması geliştirmişlerdir. onlar için ezberleri dışındaki herşey ihanet cahillik ve aptallıktan ibarettir tabi bu düşüncenin deforme ettiği ruhları sebebiyle içine düştükleri çaresizlik duygusu öfkelerini katlamaktadır. şu bir gerçektir ki devlet erkinin ve aygıtlarının birbir gerçek sahiplerinin ellerinle, sorunlu biçimlerde de olsa geçiyor olması bu güruhu zayıflatıp derin kaygılara itmektedir. işte tamda bu durum saldırgan tavır ve beyanları desteklemektedir. zannımca yaparak yaşayarak öğrenmenin insan davranışları üzerindeki etkisini yakın zamanda göreceğiz.