ak parti iktidarı sayesinde, tartışma programlarının olmazsa olmazı.
medyanın yapar gibi göründüğü: "bakalım muhafazakâr kesim bu konuda ne düşünüyor?"
medyanın demek istediği: "sayın başbakanım, arz ederim. lütfen vergi denetmenlerini göndermeyiniz."
medyanın asıl yaptığı: (bkz: yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya taşımak)
aysun kayacı:
''dağdaki çoban ile benim oyum bir olmamalı.'' demişti ayarsız dilli...
gerçekten de dağdaki çoban zihniyetliler ile benim oyum bir olmamalı. daha kendi geleceğini düşünemeyenler benim adıma benim geleceğim ile ilgili karar vermemeli, daha düşünmeyi, baktığını görmeyi bilmeyen benim geleceğimde pay sahibi olmamalı, bu ülkeyi sevmeyen, bu ülkenin geleceğinde pay sahibi olmamalı...
ancak bu nasıl sağlanabilir ki, bu ülkeyi sevmeyenler bu ülkeyi yönetiyor görüntüsü altında ülkeyi ülkelikten çıkarırken?
işte bu yüzden ayarsız dilli o zilli, açık açık bunları dile getirdiği için...*
insanlar dış görünüşle ilgili her türlü farklılıgın olumsuz sonuclarını aşmışken (bkz: ingiltere) ülkemde hala sıkmabaş,yarım kapalı,başörtüsünü önden bağlasın olmadı arkadan bağlasın diye yorum yapan eşitlik ve demokrasi hakkında en ufak bir fikri olmadıgını düşündğüm insanların oldugunu görmek, geleceğe dair umutları azaltmaktadır.
(bkz: sıkmabaş diyerek çağdaş olduğunu sanan zavallı)
en fazla aysun kayacı kadar kafası çalışan kişi ifadesi.
kardeşim sen bu ülkede yaşıyorsun, o sıkmabaş dediğin hanımlar da... ne demek istediğini çok çok iyi anlıyorum, 'benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?' diyorsun ama unutulan şey var ki o da milletin ortak iradesinin geçerliliğidir. yani iyisiyle kötüsüyle, bilgilisiyle cahiliyle, çerkez'ile türk'üyle tüm halkın iradesinin 'ortalaması' söz konusudur. o sıkmabaş senin yerine değil sadece kendi yerine oy kullanıyor, gelip de senin başına zorla türban bağlamıyor kendine bağlıyor, e sana ne!
he şunu da anlarım, yalnızca benim ve benim gibilerin fikri geçerli olsun diyorsan (bak seni de entellektüel ve bilgili kabul ettim yine iyisin) o zaman şöyle şöyle yap,diyemem. çünkü yok öyle bir şey...
sana göre mükemmel olan o şahsiyetlerin egemen olduğu bir irade mükemmeli düşlemektir, yapılan işten yüzde yüz verim beklemektir; yani varsayım, diyelimkidir, meseladır.
kapalı ve/veya eğitimsiz bayanların fikirleri senin kaderini belirler çünkü bu kaderinin ta kendisidir.
siz nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz. kusura bakmayınız.
sanırım başlık sahibi yazar aya çıkacak yeni buluşlara imza atacakken paçasından asılan ve engelleyen sıkmabaştır.
gören de ülke her gün yeni bir çağ atlıyor, bilim deryasında yüzüyor, icatlarımız dünya çapında rekorlar falan kırıyor sanır..
televizyon izliyoruz arkadaşım.
24 saat televizyon izliyoruz.
dün aşkı memnu izliyorduk milletçe, şimdi ezel izliyoruz.
halkın aydın kimliğini taşıyan üniversite öğrencileri,
itiraf edin,
kaç saat feysbuk' ta, kaç saat msn' de, kaç saat uludağ sözlük' tesiniz?
ve kaç saat kitap okudunuz bugün?
en son ne zaman bir kütüphaneye gittiniz google babadan medeti kesip?
siyasi kavgalarımız bile internette ulan..
en son ne zaman karşıt görüşlü bir grupla gerçek hayatta tartışma cesaretini gösterebildiniz klavyelerinizi bırakıp bir kenara?
siyasetçilerimiz..
en son ne zaman meydanlardan atışmayı bırakıp ülke adına bir şeyler yapmaya karar verdiniz?
ney.. darbe anayasası yerine sivil anayasa için çalışıyorsunuz öyle mi?
ve buna engel olmaya çalışan koca bir güruh var karşınızda, doğru mu?
ve bu güruh kendilerini çok modern çok pozitivist, başörtülüleri gerici ve yobaz olarak mı tanımlıyor?
işiniz zor, işiniz çok zor o halde.
hadi barlardan adam toplayalım.
onlar söz sahibi olsun siyasette.
başları açık ya, zihinleri kapalı, kafaları güzel olsa da olur...
yeter ki başları açık olsun.
ya da başı kapalıları alalım karşımıza önlerinden iki tutam saç çıkartalım, önden de bir düğüm attık mı tamamdır.
şimdi onlar da söz sahibi olabilirler.
siz.. tayyip bey' in oğlundan hiçbir farkı olmayan baba parasıyla özel üniversitelerde okuyan içi bomboş dışı afilli adamlar..
siz de söz sahibi olabilirsiniz ülke kaderinde.
