Ben girdaplara kapılan o gemideki yolcuyum. Kustum her dalganın tokadına suçtum!. Pusuyu kurdu dostun, fırtına kopsun, donan dudaklara bir dem rom dolsun, beni buldun. Azrail yap görevin fiil olsun. Tek kurşun bitirebilse gari bu hayatı bari bin kurşun atın da gönlüm doysun ahali. Sagopa iskelet diyarında etten bekçi, çekice sapladım kasedimi, çöpe bugün attım kalbimi alınabilitesine göre değişir kırılanın aynı hangimizinki marijuana marşı? Sago yaşlı!..
Buhran dolu bitirim esen o karayel rüzgarına kolumu salladım, hareketi çaktım, karakedi gördüm yaktım mumu ve de baktım. Tahlile giden her bakışıma reçete yazsa da, doktorumun kompleksleri nedeni derim çatarım gözleri, sobeledim herkesi, şimdi görelim kimin en kalın ensesi, Sago rapin en kalın ansiklopedisi, geçmeden yedisi taşlanır musallahın incisi, zencisi makbul görülesi her rapi beyaza boyarım, meleze çalarım yüzleri, aldım yaşamı yanıma kutu kolacasına üç dikişte dibe vurdum, depozitosunu Tanrıma ödüyorum.
sözleriyle karmaraşık duygulara iten şarkı. bu adam başka türlü bir müzik yapıyor ne yaptığını henüz çözemedim. isyan mı ediyo tanrıya mı yalvarıyo? hayattan gercekten sıkkın insan müziği tıpkı terapi gibi
sagopa kajmer'in efsane şarkılarından birisidir.
artık eskisi gibi şarkılar yapmıyor demek haksızlık olur ama üfle güneşi sönsünün yeri başkadır sagopa kajmer dinleyen kişilerde.
düşünsenize her üflediğinizde güneşi pes ettirip havayı karartsanız... güneşin temsilini rap olarak açıklarsak, onun olmaması halinde kalbimin kara kış ayazında ölüm döşeği yolcusu olduğunu anlamanız zor olmazdı sanırım. umarım rap son nefesime kadar yanımda olur. seni seviyorum rap evlen benimle. *