aynadan attığı karizmatik bakışla birlikte "sen, arka dörtlünün en sağındaki, sen; kapının orada karının götünü dikizleyen, sen; hatunla göt göte giden ballı pezevenk, uzatın lan ücretleri" diye ayarın kralını veren şofördür. uğur dündar'ın mercek altına alması gereken güruhtur.
bi eliyle vites geçirirken hafiften arkaya dönüp "ücretinin üstünü alamayan varmı?" diyen ama asıl amacı "ücretinizi adam gibi verin unuttuğumu sanmayın" demek isteyen kibar görünümlü, kimeseyi kırmak istemeyen, rencide etmeyen nadide şoför...
binen binmiş paralar yollanmıştır. 3 5 dk daha yol alındıktan sonra, şoför o karizmatik bakışıyla aynadan müşterileri süzerek bağırır;
- arkadaşlar, ücretleri göndermeyenler var!!!
(yolcular "allah allah kim acep ben değilim nasılsa" der gibi etrafa bakıyor burda)
- evet arkadaşlar gönderelim ücreti!
(yolcular yine camdan dışarı bakmaya başlar)
- arkadaşlar gecenin şu vakti dilencilik yaptırmayın bana!
2 dk sonra, şöforun anonsunun unutulduğunu uman malum yolcu parayı utangaç utangaç uzatır. rencide olmuştur birkere, insanlık hali unutmuş gitmiş yahu, niye üstüne gidersin o kadar kişinin içinde. tamam anladık enayi değilsinde, herkeside sahtekar sanmak niyedir? ***
dolmuş dolu olunca işaret edip binmeyek isteyen yolculara sayıp söven, dolmuşun boş olması halinde ise her lambada 10 dakika bekleyen şofördür aynı zamanda.
günlerden bir gün bir arkadaş * minibüse biner. minibüs daha hareket etmemiştir. bahsi geçen arkadaş ayaktadır. parasını çıkarmak üzere elini çantasına atar ama gelin görün ki para buhar olup uçmuştur. dakikalar dakikaları kovalar ancak para hala bulunamaz. minibüs hareket eder artık. kahramanımız soğuk terlerini dökmeye başlamıştır. parayı daha rahat aramak için elindeki bütün eşyaları tepesinde durduğu adama verir. ardından çantada adamın kucağına boşaltılmaya başlanır. adamda garibim kısık sesle ' - ya sorun değil, ben vereyim ücretinizi, çaldırdınız ya da kaybettiniz herhalde' gibilerinden laflar eder. zaten rezil olmuşum yani işte bu arkadaş rezil olmuş, bu cümle iyice yerin dibine sokar. ama asıl bitirici cümle dikiz aynasından olayı seyreden şoförden gelir;
" - yoksa kalsın yahu. insanlık öldü mü?"
not: bu olaydan sonra kahramanımız çaresiz *** utana sıkıla helalleşerek tepesine durduğu adamdan parayı alır şoföre verir. ineceği yer gelince tekrar adamla helalleşerek inilir. ikinci minibüse binilmesi gerekmektedir ama ne mümkün! koca yol yürünür ve arkadaşın evine ulaşılır. "niye geç kaldın?" diye sorana yumruk atmak istercesine bakarak elini çantaya tekrar atar. para akşam konduğu yerdedir. şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi derlerdi de inanmazdım. yani inanmazmış bu arkadaş. *