ulan her şey güzel cv yi masaya bıraktım. fen lisesi derece. iki uni, iki dil. 3 yıl iş deneyimi. her şey iyi gidiyor, konu maaşa geldi, dedim ki ücreti de konuşalım noktalayalım.. ne dese beğenirsiniz!!!
tabi tabi, full akbil ve yemek.
şerefsizim sırtlanıp cami avlusuna bırakacaktım sonra dedim allahından bulsun!
O kağıda bir sürü şey yazarsın kararı bu soru verir. Sinir bozucu olmakla beraber cimri sirketlerin formunda yer alır. Yazicam tavan tutarı gorucen gününü. Ipine.
ben olsam çalışanlarımı daire sahibi yaparım. git hazır daireye otur derim. maaşın şu, her ay otomatik olarak şu kadarını keseceğim. eğer şu tarihe kadar sorun çıkarmadan çalışırsan bu dairenin sahibi olacaksın. çıksın işten göreyim. en ufak sıkıntı bile çıkaramaz. banka yok, faiz yok, peşinat yok. göt daha ne istiyon?
Standart maaş verip inatla bu soruyu soran insan kaynakları! Sanki maaşı o belirliyor. Vereceğin ücret belli. insan kuşkuda kalıyor şimdi 1.500 desem az mı olur , 2000 desem çok mu olur diye ikilemde kalıyorsun ister istemez.
kontra bir bilgiyle kendinizi haklı çıkartabilirsiniz ayrıca. hele ki karşınızdaki ik uzmanı/yetkilisi her kimse artık, ücret politikasından şikayetçi ise eminim size destek verecektir.
ücret tamamen görev-sorumluluk ve çalışma saatiyle orantılıdır.
takdir edersiniz ki pazartesi-cuma 8.00-17.30 çalışan ile haftada 6 gün çalışan arasında fark olmalı.
ücret politikası buna göre yapılmalı, ama gel gör ki piyasadaki genel görüş minimum ücret-maksimum çalışma süresi üzerine kurulu.
ama iş hayatındaki en önemli şeyin başlangıç ücreti olduğunu ve uzun süreçte zam/prim gibi değerlerin bunun üzerinden hesaplandığını da unutmamak gerek. ne kadar yüksek o kadar iyi, zorlayabildiğiniz kadar zorlayın. ücret beklentisi yüksek diye kimse sizi -eğer yeterli kapasitede iseniz- geri çevirmez.