ilginçtir, kadının sahip olduğu tüm fiziksel ve ruhsal özellikleriyle annelik için en ideal varlık olduğu gerçeğine rağmen, bu vazifesini tam olarak yapmasının kınandığı ve aynı kadının ancak kendi çocuğunu başkasına bırakıp yine başkalarının çocuklarını eğitme amacıyla -ki her öğretmenin bu denli idealist olduğu da söylenemez- çalıştığı durumlarda saygı görmesi durumudur. çocukla günün belirli bir kısmını geçiren ve karşılığında düşük de olsa bir ücret olan öğretmenlik kutsanır, oysa geriye kalan her anında çocuğu izleyen, eğiten, onun 1 2 yıl sonrasını değil en az 20 30 yıl sonrasını düşünerek fikirler ve alternatifler üreten ve asla ve asla maddi bir karşılığı, emekliliği, tatili olmayan anneler kınanır, sebep yeni yetişecek olan nesli gereğinden fazla değerli görüp hayatını ona vakfetmesidir.
gerçek bir öğretmenin gelip geçen sayısız öğrencisi varken, bir annenin dahi o kadar çocuğa sahip olamamasından mütevellit karşılaştırmadır. o öğrenciler öğretmenin birer çocuğdur. ama bu çocukluk dönemi tabii ilkokul zamanlarında yaşanmaktadır. gelip geçicidir. ama anne çocuğunu bir ömür boyu bebek misali görür.
sonuç olarak karşılaştırma yanlıştır. tarafların birbirine göre artı ve eksileri vardır. öğretmenlik meslek, annelik duygudur diye bağlıyorum.
nitekim her öğretmen anne olabilirken, her anne de öğretmen olabilir.