siyasiler ve her vatandaş tarafından hep kutsanan ve gerçekten de kutsal ve çileli bir meslektir. ancak idealist olanlarının direnebildiği meslektir öğretmenlik. ama gel gör ki yıllardır kıymetleri bilinmeyen ve sahip çıkılmayan bir meslektir öğretmenlik.
Ucuz işçiliğe dayalı üretim ile Türkiye büyüyemez. Bütün bunların arkasında eğitim var. Okul sayısını, öğretmen sayısını artırmakla eğitim sorunu çözülemez. Çağdaş eğitimi, çağdaş kafaya sahip öğretmenler verebilir. Öğretmenlik çok çok önemli bir meslektir.
Öğretmenler ve eğitim sistemi iyi değilse, ülkede cahiller sosyal hayata va ekonomiye de yön vermeye başlar. Sosyal hayat da ekonomi de yozlaşır.
günümüzdeki cinayetlere, toplumsal yozlaşmaya yollarda öfkeyle bağırıp çağırarak, idamı getirerek, hadım ederek çözüm bulunmaz. Her şeyin başı eğitimdir, belki uzun bir süreçtir ama hemen başlanmalıdır.
13 yılda bu noktaya zaten ağır aksak olan eğitimi yerle bir ederek, dini sömürerek, sosyal yapıyı bozarak geldik. idamla, hadımla her şey hemen hallolsaydı bugün dünyada her toplum huzur ve refah içinde yaşardı.
Ülkemizin her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu. tatilleri, rahatlığı için değilde ülkeye insan yetiştirmek için seçilmiş olmasını umduğumuz meslek.
Zor meslek. Toplumun yükü omzunda. Verilen eğitimin yanı sıra ailelerin eğitmediği çocuklarıda eğitmek yükü verilmiş köle gibi çalıştırılan memurlar. Öğretmenlerin günü kutlu olsun.
türkiyedeki psikopat veliler ve de onların en az kendileri kadar sorunlu ve de eğitilmeyen çocukları düşünüldüğü zaman, aldığı maaşın 2 katını hak eden bir meslektir. çok çok sabırlı ve de sinirlere hakim olmayı gerektirir. kimse empati yapmaz ve de öğretmenin nasıl bir psikolojide bulunduğunu anlayamaz. burda konuşan ergenlere itibar etmemek lazım. kolaysa gir sınıfa sen uğraş veletlerle. bu mesleğin belini büken cahil insanların çocuklarıdır.
insan öldükten sonra 3 şey amel defterini kapatmazmış biri de hayırlı ilim. Yani öbür tarafa hazırlık manasında da faydalı bir meslek.
Ögretmen oldun mu idealist olucan. Yoksa ugraşılacak şey değil, geçen bi staja gittim de okulun içindeki o genel çocuk uğultusundan başım ağrıdı valla tüm gün.
Eğitimcilikten çobanlığa doğru evrilen meslek. Veliler ve de diğerleri ogretmenlerden egitim ve ogretim istemiyor. Sadece cocuklarin basinda durmalarini ve de problem cikmamasini istiyor.
Boş iş lan bi tanıdığımız muşun bilmem ne köyüne atandı tek öğretmen olacak köy okulunda ailesi de gelecek yanına konteynırda yaşayacaklarmış bu ne lan depremzede bu muameleyi görmüyo amk adam gibi bi işe gir yap ya.
atanamadığınız sürece ameleliktir. birkaç seçeneğiniz var eğer atanamadıysanız.
-ücretli öğretmenlik
-haftanın 6 günü sizi sömüren, yoran ve veliler karşısında adam yerine koymayan kolejler
-ya da 1200 liralar teklif eden boktan dil kursları.
seç birini...
tabii bunlardan birinde çalışırken bir yandan da kpss'ye çalışmak zorundasın.
Yaptığın iş bakımından dünya'ya en faydalı veya en zararlı olabileceğin meslektir. Ne kadar iyi insan eğitirsen o kadar faydalı, ne kadar kötü eğitirsen o kadar faydasızsındır. Şöyle bir hesaplar isek hayatı boyunca 200 öğrenci mezun eden bir ilkokul öğretmeniysen, aslında senin etkin sadece o 200 kişiye olmuyor. O 200 kişi ilerde birey olunca ortalama 2 çocukları olsa, çocuklarınında 2 çocuğu olsa toplamda senin şöyle bir 70- 80 yıllık ömrü hayatında görebileceğin bilebileceğin kadarıyla kelebek etkisi misali ortalama zaten 1000- 1500 insanın kişilik, karakter, bilgi, eğitim gibi özelliklerine direkt olarak etkin olmuş oluyor. O yüzden bence insanlığa direkt olarak böyle etkisi olan bir meslek dünyada yok. Şu çevremizde ki kötü insanların bir sorumlusuda bu yanlış eğitimci olan öğretmenler oluyor. Unutmayın, belki klişedir fakat gerçekten insanlık öğretmenlerin elinde. Yaptığınız meslek dünyadaki en önemli meslektir bana göre. Ya günahkarsınız yada kurtarıcı. Hepsi sizin elinizde.
günümüzün en kebab işidir. kapalı ortam, kızdın mı çatır çutur döveceğin ve bağıracağın öğrenciler, hafta sonu, milli, dini, sömestr, yaz tatili, ot tatili bok tatili, her ay düzenli maaş... oh ne ala !
tek handikap, zorunlu doğu görevi. ha bir de sınıf öğretmeni isen ileride zeka geriliğine tutuluyorsun.
Finlandiya'da 1978'den bu yana ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenlerinin kendi alanlarında mastır derecesine sahip olması yasal zorunluluktur. Bu ülkede ilkokul öğretmeni olmak için başvuran her 10 kişiden ancak bir tanesi programa girebilmektedir. Öğretmenlik eğitimi beş ile yedi-buçuk yıl arasında tamamlanmaktadır.
aldıkları paranın kat be kat fazlasını hakeden insanların oluşturduğu meslek grubu. bir mühendis olarak söylüyorum ki günümün ancak iki saati aktif çalışmayla geçiyor. * muhatap olduğum kitle de haliyle aklı başında,yetişkin insanlardan oluşan, maksimum 10-20 kişi *
ancak olaya bir de öğretmen açısından bakalım, 6 saat çalışıyor dediğimiz öğretmenler bu 6 saatin tamamında aktif olarak çalışıyor. * ve bu süreçte minimum 200 öğrenciyle muhatap oluyor. çocukların gürültüsünün ne denli yorucu olduğunu bilen bilir. muhatap olduğu her çocuğun kapasitesini, yeri geldiğinde kişisel durumlarını bilmek zorunda bir öğretmen. en basitinden birçoğunun ismini bilmek zorunda.
kısacası öğretmenler yatıyor diyenler bi kere daha düşünsün derim.
Geleceğin bir öğretmeni olarak gerçekten çok ümitsizim. Bazen boğulacak gibi oluyorum. Acaba okulu mu bıraksam deyişlerim o kadar sıklaştı ki... Ne yapsam bilmiyorum. Öğretmenlik resmen niteliğini kaybetti.
Türkiye'de niteliğini ve saygınlığını yitirmiş meslek.
Durum böyle ki öğretmenlerde bir kendini önemli hissetme gereği oluyor, yok efendim öğrenciye takıyor, uğraştırıyor bilmemne derken mesleğini bu şekilde icra ettiğini sanıyor.
Diğer bir kısmı da ben derse gireyim, vakit geçsin de ne olursa olsun hadi bakalım hodri meydan diyerekten ne eğitim anlamında ne de öğretim anlamında katkıda bulunma zahmetine katlanıyorlar.
Üniversiteye geldikten sonra anladım öğretmen kavramının ne demek olduğunu. Şu yabancı hocalarda öğretmen tribi yok, ciddi ciddi yok. Öğrenmek öğrencinin kendi sorumluluğundadır, bunun bilincindeler ve o sekilde davranıyorlar.
Hayır düşünüyorum, suç öğretmenlerde de değil. Onların bu şekilde saygınlıklarını yitirmelerine sebep olan yine toplumun getirileridir. Bir açıdan da toplumun bu düşünce oluşumuna sebep olan da öğretmenlerin saygınlıklarını kaybetmiş tutumlarıdır. Kısacası kısır döngü misali yokuşa giden bir eğitim sisteminin yolcularıyız.