Geçen derste çok sert bir dille ansiklopedinin nee olduğunu bilmeyen öğrencilerime “önümüzdeki hafta herkes bir ansiklopediye temas edecek rastgele bir sayfa açacak ve karşısına çıkan konu her ne olursa olsun yaZacak ve sınıfta kağıtları bana verecek” dedim o kadar güzel şeyler geldi ki. Bu cehaleti böyle böyle yeneceğiz.
Herkes her boka karışmasa iyi güzel meslektir aslında. Ama o kadar çok bilen, işe karışan vardır ki...
iyi yönleri de kötü yönleri de bir hayli çoktur. En kötüsü de emek öyle gizli bir şeydir ki dışardan kimse onu göremez. Ancak uzun yıllar sonra anlaşılır sevgi ve emeğin değeri. O yüzden çoğu zaman boşa kürek çekildiği düşüncesi olur. Bir de Ben gibi mesleki tatmin alamadığınız yerde, emeğe değer verilmeyen ya da mesleğe yakışmayan ahlaki ve vicdani değerde kişilerle yapılıyorsa kötüdür. Yaptığı tek iş banka hesabından para çekmek olan öğretmenler de var. Bunlar devletin sırtında bir kambur. Haksızlık sadece özelde sanardım ama devlet sektöründe de üstün körü bakılıp eğitimhaneden ezbere iş yapan meslektaşlarımın el üstünde tutulması akabinde düşüncelerim değişti.
Kendimi boşa yıpratmışım demek bunca zaman. Al eğitimhaneden çıktıyı boş boş gel derse kuruşu kuruşuna ek dersini hesapla, panoya bir çöp bile asma, müdür ya da müfettiş gelince kendini pazarla, ben şöyle öğretmenim böyle öğretmenim diye kasıl ve en iyi öğretmen ol. Kolay işmiş bak o.
yerinde düzgün insanlarla gerçekleşiyorsa hiçbir meslek yerini dolduramaz. Bir tanedir. Yalnız güzel okula, güzel öğrencilere denk geleceksin işte. O da bana bu saatten sonra da nasip olmaz zaten.
ne denli kutsalsa o denli de istismara açık bir meslek.
dün gece kardeşimle konuşurken anımsadım, ilkokulda okulumuza yeni bir öğretmen gelmişti, bizden bir üst sınıfın dersine giriyordu, biraz sert bir kadındı. ' tembel ' öğrenciler için bir uygulama başlatmıştı, üzerinde tembel yazan bir huniyle tüm gün okulda dolaşmaya zorluyordu ' çocukları '. çocukluğun verdiği acımasızlıkla, o zamanlar gülerek izlemiştik fakat şimdi düşündüğümde ne kadar korkunç ve vicdansızca bir eylem ! bu şekilde rencide edilen ve öz güveni kırılan bir çocuk, okulunu, öğretmenlerini, derslerini nasıl sevebilir ki ? öğrenme psikolojisinin en basit kuralıdır, öğrenmeyi destekleyen ceza değil, olumlu davranışların pekiştirilmesidir. üstelik bir çocuğu öğrenemedikleri yüzünden cezalandırmak yerine, onun neden öğrenemediğini araştırmak ve ona destek olmaktır bir öğretmenin ilk görevi.
tegv' de gönüllü öğretmenlik yaparken ayırdına vardım bu konunun hassasiyetinin. çocuklar bize öğretmenleriyle birlikte geliyordu, o koca koca adamların, sekiz yaşındaki çocuklara olan tavrı sahiden içler acısı.. öyle bağırıyor ve aşağılayıcı davranıyorlar ki, benim bile içim titriyordu, bazen bırak çocuklarımı diye araya girmek istedim. bir kız çocuğunu sıraya sokmak için kolundan tutup çekişi hala aklımdan çıkmıyor. tegv' de çocuklar biraz yaramazlık yaptığında, ' öğretmeniniz gibi mi olmamızı istersiniz ? ' diyerek yatıştırmaya çalışıyorlar. ben bu kozu hiç kullanmadım fakat durumun vehameti bu soruda yatıyor bana kalırsa. bir çocuk, öğretmeni gibi olunmasından korkuyor. eğitim sistemimizin yetiştirdiği öğretmenlerin büyük bir kısmı bu tür canavarlar maalesef. böyle dangalak bir kişiliğe sahipseniz, öğrenmeyi, öğretmeyi ve çocukları sevmiyorsanız lütfen öğretmen olmayın.
bu dünyaya bir daha gelsem bir daha öğretmen olurdum. çok sevdiğim mesleğimdir. siz de beleşten para kazanmak istiyorsanız kpss'de atanma riskini alıp eğitim fakültesini tercih edersiniz okuyup atanırsınız bu kadar basit sayın yazarlar. kimse önünüze engel koymuyor.
Çok biliyorsunuz cahiller ayağa düşen öğretmenler degil mesleği itibarsizlastirandir. Sorun sistemin basindakilerdir. Siz kurban olun öğretmenlere öğretmenler olmasayı günümüzde kimı nasıl egitebilirdiniz. Beleşe maaş alan diyen bile var. Yazıklar olsun bi de sizin zihniyetinizi iyileştirmeye çabaliycaz. Bir daha dunyaya gelsem yine öğretmen olurum. Cahillikle savaşmak bence bir onurdur.
Ele ayağa düşmüş meslektir. Bence ihtiyacı olan değil yapabilecek olan yapmalı bu mesleği. Ben ne öğretmenler biliyorum eşini aldatıyo bide bunu gülerek anlatiyo. Özel hayatı sizi ilgilendirmez demeyin ben çocuğumu öyle bir öğretmene emanet etmek istemem, kimse etmez. Çocuğa ilk gereken eğitimi veren kişi ebeveynse ikincisi de öğretmendir. Onun için kimse havalara girip ben öğretmenim işte gelecek benim elimde gibi triplere girmesinler. Tanıdığım 10 öğretmenden 9 u mecbur olduğu için öğretmenlik yapıyo amaçları geleceğe yön vermek değil.
Beleş para kazanıyor diyen yazarları bir günlüğüne sınıfıma getireceğim. 6 ders işlesinler bakalım ilkokul çocuklarıyla. Nasıl kolay bir meslekmiş deneyerek görsünler.
Vicdanı hür, bilinçli, sorgulayan ve bilgiye aç, duyarlı ve insan yetiştirenlerin dışında "çöp" olan ve eğitime ayrılan bütçeye bakıldığında acınası bir şekilde "mezbele" edilen meslek.
Öğrencilerine twitter fenomeninin kitabını tavsiye eden biri ben "öğretmenim" demesin. Şahsen dostluğumu bitirdim.
gururla ve öneminin farkında olarak icra ettiğim mesleğim. ego değil, koca bir ülkenin kolektif bilincini ve geleceğini inşa eden bir insanın tatlı, haklı gururu bu. allah yüzümüzü kara çıkarmasın.