temelinde vasıfsız öğretmenlerin istihdam edilmesi yatar. öyle ki yanınızda iki öğretmen varsa, konu ya ek ders ücreti ya da tayin mevzularıdır. halbuki bizi yetiştiren orta-üst yaş gurubundaki öğretmenlerimiz öyle miydi? bir mühendis olaraktan gerçekten bunların bu muhabbetlerinden tiksiniyorum. tiksiniyorum. tiksiniyorum.
kadrolu öğretmenlik, sözleşmeli öğretmenlik, ücretli öğretmenlik diye diye parçalayıp bölersen öğretmenliği, bu sonuç kaçınılmaz olur.
eskiden doktorluk, öğretmenlik, mühendislik vs. çok değerli mesleklerdi...ancak çok basit bir kapitalizm yasası nedeniyle,ki o da ücretli emeğin maliyetinin azaltılması zorunluluğu,
bu mesleklerin hiçbir değeri kalmadı.
yoksa yalnızca vasıf falan değil mevzu.
vasıfsız insan tipini genelleştiren bir toplumsal-ekonomik sistemden başka bi şi beklememek lazım gerekir.
mezun olurlar, atama diye bi yerlerini yırtarlar, asgari ücrete çalışan makine mühendisi gördüm ben sen kimsin ki atama diye meydanlara çıkıyorsun sana öğretmenlikten mezun ol işin garanti diyen mi oldu da bu bölümü seçtin? atamaları gerçekleşir ilk görev yeri doğudur tayinlerini batıya aldırmak için yapmadıkları denemedikleri kalmaz. batı'da bir okula tayin olurlar bu sefer maaşlarımız az diye yine meydanlara çıkarlar, okulda sınıfta öğrencilere atar gider yaparlar ''ister dinleyin ister dinlemeyin ben maaşımı nasıl olursa alıyorum'' diye.
iş ahlakı ve kurumsal ahlak'ın yerlerde gezdiği bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde emeklilik garantili iş güvencesi verilmemesi gereken meslek... bu biiiir. (eksi sağ altta bas ve git)
okulların öğretmenlerinin "sadece" o branşın formasyonunu almış, "öğretmen" okullarından mezun insanlar olması şart. geleceğimiz olan çocuklar işsiz kalmış biyoloji-felsefe bölümü mezunlarının istihdamı için ayrılmış kelleler değildir. bu ikiiii. (hala basmadıysan; eksi sağ altta demiştim hatırlarsın)
bütün okullardaki "tüm" derslerin sınavları merkezi sistem üzerinden yurt sathında yapılmalı, ülke genelindeki ve bölgesel başarı ortalamasının altında kalan okulların idarecileri, müdürleri ve dersi veren öğretmenleri önce hizmetiçi eğitime alınmalı, başarısızlık tekrarlarsa sözleşmeleri feshedilmeli. ayrıca 5'er yıllık periyotlarla "mesleki yeterlilik" sınavları yapılmalı. (sen hala burda mısın?)
okulların idari personeli kesinlikle öğretmenler arasından seçilmemeli. bu iş için açılan okullarda yetiştirilen bir kişi öğretmen, veli ve mahalle ihtiyar heyetinden oluşturulmuş bir mütevelli heyetine karşı sorumlu olmalı, belirli periyotlarla rapor vermeli. bu kişi okulun büyüklüğüne göre 2-3 idari personelle desteklenebilir. (oğlum bak git!)
okulların kantin, otopark ve benzeri gelirleri merkezi ihalelerle verilmeli. diyarbakır veya ankara için kurulmuş ve yeterli teminatı gösterebilecek bir konsorsiyum tüm vilayetin veya ilçenin kantinlerini işletir. böylece kaynak israfı engellenir, hijyen koşulları ise en başta yani tedarikçi firma bazında denetleneceği için tek tek okulları kontrol etmekten daha etkili olacaktır. bölgeler bazında puantaj getirilerek az gelirli okullarla, akarı yüksek noktalardaki okullar eklemlenerek ihaleyi kazanan şirketin zararı önlenir. kazanılan rakamlar ise geliri hiç olmayan okullara aktarılacak bir fon kesildikten sonra okulun ihtiyaçları için okul yönetimine devredilir. böylece eli çocukların kursağında bazı pezevenklerin hırsızlığı yüksek oranda engellenir, satılan gıdalar ise toplu alım yapan ve denetime açık bir tedarikçi eliyle iyileştirilir. (daha var bekleme istersen)
master ve/veya doktora yapan öğretmenler için tayin ayrıcalığı, prim, terfi gibi teşvikler verilmeli, il milli eğitim müdürleri bunlar arasından "öncelikli" olarak seçilmeli. il milli eğitim müdürleri atama ile değil bölgede çalışan öğretmenlerin ve okul aile birliği temsilcilerinin oluşturduğu bir senato tarafından seçilerek göreve gelmeli.
hitabet, güzel sanatların bir kolu, felsefe mantık gibi temel konularda yılda 2 kez açılacak kurslarda en az 60 saatlik seminer almaları mecburi kılınmalı, her öğretmenin ilk yardım bilmesi şart olmalı...
TEK SEBEBi YILLARDIR SAÇMALIKLARLA ÖĞRENCiLERiNi CANINDAN BEZDiREN ÖĞRETMENLERDiR.
KURU YAŞ MEVZUNA HiÇ GiRMEYiN. EĞER iYi ÖĞRETMENSEN YANLIŞLARI DÜZELTECEKSiN, DÜZELTMEZSEN SEN DE SORUNUN PARÇASISIN.