-ama hocam bedenci izin verdi,
-bedenci de ne demek beden mi satıyor hocanız. hahahh. beden öğretmeni evladım.
-ben bunu nasıl düşünemedim ya. ne zeki bi karısın sen öyle.*
öğrencilerin en büyük kabusudur. bazen dozajın arttırılmasıyla yan etkileri gittikçe artar.
seçmeler
öğrenci: hocaam nereliisiniz ?
öğretmen: gel gösterim şlakkk !! tokatlıyım.
öğretmen: murtaza sana hocanın selamı var
öğrenci: hangi hoca?
öğretmen: nasreddin hoca.
dersi anlatırken öğrencileri birden dersten soğutmaya yarayacak espirilerdir.
ders kimya. öss hazırlık sınıfı. dersin hocası disiplinli, hafif kafadan kırık ama zehir gibi bir hocadır. tam kimyacıdır yani. efendim kimyanın ilk konuları; genleşme felan filan işliyoruz. hoca yazdı tahtaya bütün özellikleri sonra altlarına tanımlar v.s.
derken esnemeye geldi. sınıfa dönerek şu soruyu sordu:
- kimler esner?
ardından cevabı kendisi verdi. ancak gel gör ki bu cevap tarihe o derste yapılmış en iğrenç espiri olarak geçecekti. cevap aynen şu şekildeydi:
- tabiki uykusu gelenler!
o gün hayatımda ilk ve son defa kimya dinledim o da sadece 10 dakika. ondan sonrasını hatırlamıyorum. her kimya dersinde bu espri geldi ve her seferinde lanet ettim! lanet olsun! ve duydum o hoca şimdi dershanenin müdürüymüş. allah sabırlar versin ne diyeyim!
matematik hocamızın geçici beyin erimesine sebebiyet veren esprisi bunlardan biridir, olay şöyle gelişir.
hoca gelir, iki tarafa doğru açılan karatahtanın tam ortasına 7 yazar. sonra tahtanın kanatlarını açar ve bizlere dönüp sorar: "çocuklar ben şimdi ne yaptım?" hepimiz az sonra gelecek esprinin korkunçluğunu tahmin edebilmekteyizdir fakat cevap gelmez. hoca kahkaha atarak "sevenleri ayırdım." der.