öğretmenlerin, öğrenci aileleri üzerindeki kimi zaman pozitif kimi zamansa tamamen negatif olabilen etkileridir.
veli toplantılarından ağlayarak çıkan nice anneciklere şahit oldu bu hüzünlü gözlerim. benim üzerimde yaratılan etkinin boyutu ise tamamen farklı oldu.
bu sabah kızımı okula bırakıp ofise geçeceğim standart günlerden birisiydi. Kızım koridorda görünmez olana kadar bekledim ve tam ayrılacağım sırada bir bayan yanıma yaklaşarak;
"siz x'in annesi misiydiniz?" dedi
"evet, siz kimsiniz?".
kendisini henüz tanıtmadan birisinin bana soruyu sormasına gerildim.
neyse soran kişi kızımın
ingilizce öğretmeniymiş.
klasik merhabalaşma
ve gülümseme seansının
ardından can alıcı bölüm başladı:
"sizinle denk gelemiyorum ancak anneannesiyle sık sık görüşebiliyoruz" dedi öğretmen.
yoğun çalışmam sebebiyle, kızımın velisi olma görevini annemin üstlendiğini ve takibini bu şekilde yaptığımızı söyledim.
"görüşmek istediğiniz özel bir konu varsa görüşelim elbette." dedim.
"var tabiiii" dedi.
"arzu ederseniz bir gün belirleyelim çünkü ofise geç kalacağım" dedim.
aslında tümör tedavisi görüyorum
ve ilaçlarımı doğru zaman diliminde
almam hayati önem arz ediyor.
ama hiç tanımadığım bir insana
(kızımın öğretmeni bile olsa)
kanser tedavisi gördüğümü söylemek
işime gelmediğinden geç kalacağımı bahane ettim.
sanki geç kalıyorum dememişim öğretmen konuşmaya devam etti.
kızımın akademik olarak donanımının kısıtlı olduğunu söyledi. tüylerim diken diken oldu.
"akademik donanımı olması gereken kişiyi karıştırdınız sanırım" dedim. oha bebe lan daha benim kızım. kadın akademik donanım falan dedi şaşırdım kaldım.
"kızım ilköğretim öğrencisi.
eğitmek öğretmek değil
tamamen eğitim alma
amacıyla burada" dedim kendisine kibarca.
duymamazlıktan geldi devam etti konuşmaya;
"sınav yaptım mesela dün" dedi "yani süper değildi durumu kızınızın."
"süper olması beklentisi içinde değilim, o sınava bizzat ben çalıştırdım. anne olarak önceliğim kızımın mutlu ve sağlıklı bir çocuk olması, yüksek notlar alması değil" dedim.
son kurduğum cümlede enerjimin tamamen tükendiği noktadaydım. stresten konuşma sırasında burnum kanamaya başladı. kızımın yeterli akademik donanımı olmayışına ve sınavlarının süper olmayışına istinaden öneriniz nedir dedim? öyle ya böylesine bir tespit yapmışken bir önerisi de olmalıydı.
"yani işte bu çocuklar heeeep böyle.
çanta gibi okula gelip gidiyorlar.
sadece güvenli bir yer
diye sizlerde bırakıp atıp gidiyorsunuz" dedi.
işe yarar tek bir öneri, çözüm yöntemi dahi sunamayan bu öğretmene daha fazla tahammül edecek şartlarda olmadığımdan "müsaadenizle gitmek zorundayım" dedim ve "iyi günler dilerim" dedim.
planlamadığım ve sadece birisinin kendi bireysel değerlendirme kriterlerine (evladımın mutlu ve sağlıklı olması benim kriterim, onun kriteri süper notlar alması) göre evladımı eleştiriyor olması, (ki eleştiriyi severim ama salt eleştiri sadece moral bozar, öz güveni zedeler ve amacı saptırır bana göre.) beni morale en fazla ihtiyaç duyduğum şu günlerde çok olumsuz etkiledi. anlayacağınız üzere hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınızı etkileyebiliyor öğretmenlerle yaşadığınız diyaloglar.
neyse acaba diyorum yarın gidip görüşsem mi a canlar?
bilmiyorum arkadaşlar kafam karışık açıkçası bu konuda uzman kişilerden bilgi rica edeceğim. kafamda kaynar kazanlık sorular;
öğretmenlerin, öğrenciler hakkında sadece şikayetlerde bulunuyor olmaları doğru mudur?
yoksa bir öğretmen tespit ettiği soruna yönelik çözüm yöntemi olan kişi de olmalı mıdır?
ayak üstü dedikodu yapar gibi evladımı bana çekiştirmesi yasal olarak uygun mudur? etik midir?
bir ilköğretim öğrencisinin akademik donanımı neyin nesidir?
evladımın mutlu ve sağlıklı olmasını iyi notlar almasından daha fazla önemli diye bu beni manyak anne mi yapar?
eğer haklıysam gidip maksimum çirkefleşeceğim. he değilsem üzerime hala düşen görevler varsa kendimi biraz daha sorgulayacağım. siz olsanız ne yapardınız?
Cok buyuk kismi saygi duyuyor. Belki de yasadigim yerle ilgisi vardi.
Cocugunun egitimi konusunda aileyle birlikte faaliyet yurutmesini bekliyor ogretmenlerden, dini ahlaki terbiyeyi kendi veremedigi icin ogretmenlerinin verecegine inaniyor bir cogu.
Ogretmenin cocugu kurtaracagina inaniyorlar. Kendileri soz geciremediginden.
Ben de bir ingilizce öğretmeni olarak şunları söylemek istiyorum.kızınızın akademik durumu süper değil demiş hocamız. Yanlış değerlendirme. Zira böyle bir tabir üniversitede olur. Öğrencinin sınavdan düşük not alması da önemli değil. Şimdi öğretmenimizin şunları yapması, şunlar hakkında bilgi vermesi gerekirdi;
1- öğrencininin derse olan ilgisi ne düzeyde, dersi seviyor mu?
2- öğrenci dersin araç, gereç, kaynak vs. Eksiksiz derse getiriyor mu? Bundan kasıt şu ; ingilizce kitabı, defteri ve gerekirse sözlük. Bunlar her ders ortaokulda görevlendirilen bir öğrenci tarafından, ama anlattığınıza göre öğrenci ilkokulda bu durumda bizzat öğretmen tarafından ders ders listelenmeli ve veliye bilgi verilmeli.
3- öğrenci ödevlerini, eksiksiz ve zamanında yapıyor mu, bu da ortaokul ise görevlendirilen bir öğrenci , ilkokul ise bizzat öğretmen tarafından ders ders listelenmeli ve veliye ara ara bilgi verilmeli.
4- öğrenci ders esnasında nasıl? Söz hakkı almak için çaba gösteriyor mu? Derse katılıyor mu? Derste dersin huzurunu bozacak davranışlar sergiliyor mu?
5- öğrenci ilkokulda ise ogrenci hakkında haftalik ders içi gözlem
formu tutulmuş mu? Tutulmuş ise veli ile paylaşılmış mı?
6- öğrenciye dönem başı seviye belirleme sınavı yapılmış mı? Yapılmış ise, seviyesine uygun bir çalışma programı verilmiş mi?
7- öğrencinin durumu istenen düzeyde değil ise öğrenciye verilen normal ev ödevleri harici ev için tekrar edeceği kelime, alıştırma vs. Gibi ödevler verilmiş mi? (Bu madde, tam öğrenme modeli için geçerlidir?
8- öğrenciye ders dışı için , eksiğini kapatmasını sağlayacak kaynak vs. Velisine onerilmiş mi? (Ingilizce ders dışı etkinlik internet siteleri, ingilizce çocuk şarkıları , basit seviyede (1. Seviye) ingilizce okuma kitapları vs.)
9. Bunları sorabilirsiniz yalnız şunu da unutmayın ; o öğretmen dahi çocuğunuzun kötülüğünü istemez, cok iyi olmasını istiyor, sanırım meslekte yeni, yoksa bu şekilde size tak tak tak bilgi verirdi.ona kızmayın ve sizi ; kızınızın notlarını değil, sağlık ve mutluluğunu ön planda tuttuğunuz için de yürekten Kutlarım. Sizin gibi velileri görmek içimizdeki eğitme, öğretme aşkını artırıyor.meslektaşımı affetmenizi dilerim.
Tanım: veliler üzerindeki öğretmen etkisi.