2nci sınıf; öğretmen sınıftan çıkmak zorundadır. kızılcık sopası tahtanın üzerindedir,
öğretmen: ben şimdi çıkıyorum, sopa orada konuşan olursa görüyor, gelince kulağıma fısıldayacak.
"sınıfta çıt çıkmaz" birinci tekil şahıs dayanamaz konuşur ve öğretmen sonunda gelir.
sopayı kulağına götürür ve çağırır "fafnir gel"
tanımdan yola çıkıldığında bulunamayacak olan yalanlardır. zira tanımda yapılan değerlendirmede hedefe konulan "eğitim sistemidir". dolayısı ile öğretmenlerin yalan söylemediği, tamamen sistem içerisinde kendilerine verilen görevi yerine getirdikleri görülecektir.
öğretmenler ilkokul öğrencileri için her zaman rol model olmuşlardır. ancak öğrencinin yaşı arttığında öğretmenin rol modelliği ortadan kalkacaktır. çünkü öğrenci için zamanında tek "model" olan öğretmenin yerini "sanatçılar, şairler, düşünürler, sosyal medyada yer bulan gruplar, futbolcular, kızlar, erkekler, porno filmler, pc oyunları gibi" modeller alacaktır.
artık bir şeyleri rahatça görebilen ergen, öğretmenin ne kadar da sığ olduğunu idrak edecektir. tek doğruyu kendisi bildiği ve kendisinden başka her şeyi yadırgadığı için toplumda yanlış algılanan farklı eğilimlere yönelmesi kaçınılmaz olacaktır. ateizm, eşcinsellik, madde bağımlılığı, fuhuş, satanizm, dindarlık, aşırı sol, aşırı sağ gibi toplumda var olan standardın dışında olan bu eğilimler onun yeni yollarını oluşturacaktır. bu yollarda öğretmenin yeri yoktur. ta ki ösym'nin yaptığı sınavlara kadar. işte burada ergenin kafası karışacaktır.
çünkü sığ kafalı, geri kafalı ve bir mal olarak gördüğü orta öğretim ve lise öğretmenlerinin yerini dershane öğretmenleri alacaktır ki burada belirleyici olan ödediği "para"dır.
parasız olarak gittiği devlet okulundaki öğretmenleri ile para ödeyerek gittiği dershanedeki öğretmenleri kıyaslamayacaktır bile.
sözün özü; sistem bozuktur, müfredat berbattır, öğrencilere sadece ezberlenmesi istenen ve sınavlarda çıkacak olanlar öğretilmektedir, eğitim ikinci sıraya atılmaktadır. ama bütün bunların sorumlusu ise hep "öğretmenler" olarak görülmektedir. buna "haksızlık" denir.
üniversitede devamsızlıktan bırakmam diyen hocadır. dönem başında devamsızlıktan kimseyi bırakmam diyen ingilizce hocamız, önceki ders devamsızlıktan kalanları okuyordu derste.
zor durumlarda kaldığımız zaman yalan söylemekten başka çare bulunmaması gereken durumdur.
örneğin:nerden geliyosun oğlum ?
müdürün yanından hocam.(kantinden).