son zamanlar da ki haberlerle bırak kendine olan saygısını mesleğine bile saygı duymayan insanların çoğaldığını görüyoruz. ya da hep vardılar şimdi gözönüne çıktılar. ha tabi tüm öğretmenler böyle mi? hayır. bunlar öğretmen olmuş ama insanlıktan nasibini almamış olanlarıdır.*
tanım: kpss de yeterli puanı alıp meslek olarakta öğretmenliği seçen insanların mesleklerine olan ve ya olmayan saygılarıdır.
her meslek grubunda şerefsiz olabileceği gibi öğretmenler arasında da vardır.bu öğretmenlerin saygıdeğer bir iş yaptığı gerçeğini değiştirmez.fazla takılmamak gerek.
öğretmenlerin saygısının meslek aşkından değil, düzenli maaş aşkından doğduğu ve böyle olmak zorunda bırakıldığı bir dönemde ayırt edilemeyen saygıdır.
bir doktorun, bir askerin, bir polisin mesleğiine gösterdiği saygı kadardır. haberlerde şu öğretmen, bu öğretmen olarak çıkmakta kesinlikle bu adamların mesleklerden men edilmesi gerekir; ama şunu da unutmamak gerekir bu yargıda bulunurken mesleğin içerisinde bulunan herkesi kastettiğiniz anlamına gelir ki bu yargıya varmak kimsenin haddine değildir.
önce kendisine bir insan, değerli bir varlık olarak saygı duymayan insanların doğal olarak bu kutsal meslektan esirgedikleri saygıdır. mesleği kötüye kullanan şahıslar kesinlikle hiçbir şans tanınmaddan uzaklaştırılmalıdır. eğer materyalimiz çocuksa yani gelecekse azami dikkat şart.
eğer şimdi öğrenci olsa idik, bekaret kemeri bulamadığımız için götümüze teneke bağlayarak okula gider idik ki; öğretmenlerin mesleklerine olan saygısı değil de, yaptığı mesleğin ne anlam ifade ettiğini bilmiyorlar.
son olarak 31 oy alan 1. ve 29 oy alan 2. aday yerine 1 oy alanı rektörlüğe aday gösterilen giresun üniversitesi örneğinde olduğu gibi "hoca osurur ise cemaat sıçar" diyelim.
hele ki, kopyacılık-intihal(öğrenci sınavı değil, akademik sıfatlar için yapılan kopyacılık) vakaları ve özürleri, yurt dışında araştırma raporlarını tercüme ettirerek alınan akademik sıfatları düşünür isek, kimse konuşmamalı.