Üniversitede iş şuna dönüyor "Öğrencilerin hocalar üzerindeki emeği". Her ders arasında bi doçent bi yüksek lisans öğrencisi bi doktor gelip medine fukarası gibi anketleri dağıtıyor. He artık google forms var, sıçmık.
Geçen canım birtanem asla hayır demeyeceğim bir hocam bi anket yolladı rica etsem destek olur musun diye. Senin ağzını yerim sen istersin de doldurmaz mıyım diyip bi açtım mübarek ales sınavı gibi anket. 100 e yakın soru. Hepsi bir birine yakın kavramlar. içimden de ağam bizimle eylenir demeden demedim.
Bu gün de referans almak için hocaların maillerini, wplerini taciz edeyim dedim. Kadın şu saatte dönüş yaptı. Teyzeciğim sen profsun ananem yaştasın, uyusaydın bi sabah konuşsaydık, uykum var ağlıcam. Neyse saygıda kusur etmeyeyim kadın kabul etmiş dedim. Bana kendini anlatır mısın dedi. Teyze senin dersinden senin okulundan mezun oldum. Zibilyon tane belge verdin alın ödev diye gecenin 10unda taa istanbulun öbür ucuna belge doldurmaya giden öğrencin bendim diyemedim. Başladım anlatmaya, öyle çalıştım böyle emek verdim bık bık... Kadın da hatırlayıp beni yeniden sevince demesin mi senle niteliksel bir çalışma yapalım. Yapalım teyzem kurban olsun sana niteliksel çalışma.
Yalnız şaka bi yana biri liseden biri ünivden iki hocam var ki iki dünyada da cenneti yaşasınlar. Ne para, ne başka bir şey. "insan" gibi insanlar. Bakın mezun oldum, hayırsızım da öyle sorup etmeye çekiniyorum diye sosyal medyalarda stolkluyorum. Ulan her boktan anımda arayıp soruyorlar nasılsın diye içlerine doğmuş gibi. Hayattaki en büyük şanslarımdan ilki bu muazzam aileye sahip olmamsa ikincisi de böyle güzel insanlarla karşılaşmamdır.
Yazarak anlatabileceğim bir şey değil.
Senelerdir aklımı kurcalayan bir şey var mesela ; ilkokul 1. Sınıfa başladığımda emekliliği gelmiş, hayli yaşı büyük olan bir kadın öğretmenim oldu. Yalnızca yarım dönem. Anne şefkati vardı kadında yemin ediyorum. Adı iffet'ti. Çok aradım sosyal medyada bulamadım, çok üzüldüm. Dünyalar iyisi bir okul müdürümüz vardı adı nurettin'di. Biz mezun olduktan sonra beyin kanamasından vefat etmiş. Ümit, erdoğan, mustafa , candan , aylin, oya ögretmen vardı ; inşallah çocuğuma da onlar gibi öğretmenler nasip olur.
Nasıl özlüyorum o ilk 8 seneyi. Çok beyefendi ve hanımefendi ögretmenlerimiz vardı. Lisede o samimiyeti pek bulamadım 2 öğretmen dışında ama olsun yine de güzeldi.
insanın üzerindeki etkileri o kadar o kadar büyük ki öğretmenlerin! Sizin siz olmanız konusunda adeta bir mücadele veriyorlar size kızarken bile.
sadece ilkokul öğretmenimin üzerinde emeği var kendisi idealist mesleğini aşk ile icraa eden birisiydi.
onun haricinin ne emeği varmış. öğrenim hayatımın içine ettiler. yazdığım kompozisyonu bu çok güzel ama bunu sen yazamazsın başkasına yazdırmışsın diyip edebiyattan soğutan öğretmenim mi ?
hiç suçum yokken konuşturmayıp tekme tokat milletin içinde dövüp hakaret edip sonra suçsuz olduğum ortaya çıkınca pişmis kelle gibi gülen kimya öğretmenim mi ?
matematik dersinde sorulan soruyu hemen cevaplayıp tahtada çözdürünce sonuç doğru olmasına rağmen kafandan uydurmuşsun diyip ego yapıp sınavlarda 0 veren matematik öğretmenim mi ?
kendi yazdığı soruyu çözemeyen hep yanlış yapan bu yüzden dersi dinlemediğim ve yanlışlarını gösterdim diye kafaya takan fizik öğretmenim mi ?
Söz konusu olan ilkokulu öğretmenim ise emeği çok büyüktür bende, hazır başlığı görüp aklıma gelmişken arayıp sorayım canım öğretmenimi, sağol sözlük kırk yılın başı bir işe yaradın.
ilkokul öğretmenim de dahil hiç kimsenin benim üzerimde bana özel bir emeği yoktur. okumayı bile kendim öğrendim ben. yapabildiğim her şeyi kendi emeğim ile yaptım ve öğrendim. bu sebeple öğretmenler benim için hiçbir şey ifade etmiyorlar.
hepsinin değil ama bir iki tanesinin ciddi emeği olmuştur.
mesela matematiği sevdiren ismet hocamdan Allah razı olsun. Ne zaman aklıma gelse gülümseyerek dualar ederim kendisine.
bazılarınınsa sözünü dinlemediğim için sonradan pişman oldum. mf seç diye kendini paralayan kimyacıya inat gidip tm seçtim. hayır adam 10 sene sonra ne hale geleceğini biliyor işte niye dinlemiyorsun sözünü değil mi... 14 yaşın verdiği bi salaklık vardı sanırım o zamanlar da.