ben de küçük yaşta babasını kaybetmiş bir çocuktum. benim durumumdaki her çocuk için sormasınlar diye dua edilen, sorduklarında stres olunan soru. ilk günler bu soru için okula gidilmez bazen. okulun ilk gününe yaklaştığımızda gitmemek için kendimi hasta edecek her türlü şeyi yaptığımı bilirim. bencil öğretmen onlar, çocuk psikolojisinden anlamazlar. ve hep nefret ettim onlardan... aradan epey bir süre geçip kendilerini sevdirene kadar. sonradan sevsem bile içimde hep kızgınlık oldu, hiç unutmadım.
-babası çalışmayan çocuğu yalan söylemeye mecbur bırakan öğretmendir.
-babası okul müdürü olan çocuğu şımartmayı bi bok sanan öğretmendir.
-çocuğun babasının sorumluluklarından bi haber, yalnızca menfaat peşinde koşan öğretmendir.
-veliler toplantısında kime yavşıcağını dönem başında kestirmeye çalışan öğretmendir.
-her sınıfta bir örneği olmasına rağmen, çıkar duyguları çocuğun benim babam öldü diye mırıldanırken sınıftaki herkesin boğazını düğümleyen o mezetten fazla olan, bilemedim deyip kıvırmaya çalışan öğretmendir.
aslında daha cok cocukla kaynaşmak için sorulan bir sorudur. kimse merak etmez babasının ne iş yaptıgını o ögrencinin. sohbet etme amaclı sorulur. kötü niyet aramamak lazımdır. *
çok hassas bir sorudur. "seni ilgilendirmez" diyecek kadar olgunlaştığında anlaşılır nelere kadir olduğu. gereksizse sorulmamalı, sorulacaksa da uygun bir ortamda sorulması gereken soru.
babası vefat etmiş bir arkadaşım vardı.. okulun ilk günleri her hoca bu soruyu sorduğunda gözler ona dikilirdi. benim de annem ve babam ayrı olarak büyüdüm ben, babamı hiç görmeyerek. sırf bu sorular sorulmasın diye okulun ilk 3 günü okula gitmek istemezdim. herkesten utanırdım, babanı görmüyorsun ki işini nereden bileceksin.
Gereksiz sirf cikar saglamak icin sorulan sorudur. babasinin isi iyiyse iyi ogretip kotuyse kotu mu ogreteceksin. babasi doktor bi arkadasim vardi mudur yardimciaindan ogretmene kdar basi ne zaman agirsa o arkadasin babasindan rapor alirlardi o arkadasinda bi kere bile kotu not aldigini gormedim. Yani uzun lafin kisasi bu ulkede adalette yok kutsal kitaplarin ogutledigi hosgoru ve yardimseverlikte yok.
orta okul yıllarında hiç haz etmediğim, ahiret suali gibi soruları kapsayan öğretmen klişesidir. verilen cevaplara rağmen tatmin olamayan öğretmenlerin sizi sorgulayıp yazının icadına kadar gidebildiği sinir bozucu bir eylemdir. öğretmen sordukça içinizden literatüre girmemiş küfürler üretirsiniz adeta. replikler kafanızın içinde döngüler yapar. "yeter hoca*"
-baban ne iş yapıyor?
+emekli hocam.
-nereden?
+SSK'dan hocam.
-ne iş yapıyordu?
+esnaftı hocam.
-ne zaman emekli oldu?
+geçen yıl hocam.
-sicil numarası kaçtı?
+!!!!!?????
Bunu soran öğretmen kötü niyetli değildir, sadece öğrencilerini tanımaya calisiyordur, okuzun altında buzağı aramaya gerek yoktur...
Edit: öğretmenin hangi sorumluluklara sahip olduğunu ,e-okul a hangi bilgileri girmesi gerektiğini bilmeyen davarlara dert olmuştur efendim, sizin gibi davarlar olursa bu memlekette öğretmenler ne yapsın, yoksa öğretmen ne yapsın sizin babanızı . Bir de bazılar demiş ki adamına göre muamele yapacak,ulan hakikaten bakış açınız çok sığ diyorum ,eksileyen arkadaşlara da burdan saygılarımı sunuyorum...