Değildir bence. imam ve kuran kursu hocalarını da bu gruba katıyorum.
Ay bir de atanamadık diye carlayanlar var. Abla sen tarih okurken atanamayacağını bilmiyor muydun Allah aşkına ya. Ne salak insanlarsınız.
Bunların maaşlarının yarısını alıp sağlık çalışanlarına versinler ya da asgari ücreti falan arttırsınlar.
Aldıkları maaş niye bu kadar kafaya takılıyor, anlaşılmıyor. Deyim yerindeyse deveyle katır almıyorlar. Ortaokul-lise mezunu kamu işçisi de ikramiyelerle birlikte o düzey bir maaş alıyor. Belediyelere hiç girmeyelim. Özellikle cheapli belediyelerde kan donduran şeyler duyuyorum. Konu her nasılsa yine onlara gelmişken, öğretmenlik cumhuriyetin fetiş mesleğidir, çok değerlidir, süperdir, çünkü yeni neslin beynini yıkayacaklardır. O yüzden öğretmenliğe saygı duyacaksınız, çarparlar adamı.
Ya kardesim olaylara hep acındırma ile bakmayalım lütfen. Bizde ne hikayeler var oturup ağlatacak ama asla güçsüz değiliz ağlanmaya ihtiyacımız yoktur. Bu vesile ile tüm öğretmenlerin 24 Kasım öğretmenler gününü kutlamıyor ve helal olduğu şüpheli maaşlarıyla kendilerini baş başa bırakıyorum.
Dikkat dağılmadan Ders işlenir, boşa geçen zaman olmaz.
Öğretmen hakettiği maaşı almıyor. Hak görüldüğü kadar öğretmenlik yapıyorlar. Kimisi görülen haktan fazlasını veriyor o ayrı.
Bekçi bile bu meslek grubundan fazla alıyor. (Burada gülünebilir). Bir meslek daha fazla nasıl ayaklar altına alınabilir gerçekten bilmiyorum.
Ha bu arada öğretmenlerin de ayrıca geri zekalı olduklarını düşünüyorum. Çünkü devasa sendikaya sahip olup bu kadar hakkını alamayan başka grup yok. Adamların odalarındaki çay ocağından kısıyorlar artık. Bunlar hala susuyor.
Önce milletvekillerini bi sikelim, imamları vaizleri beslemekten vazgeçelim, bankamatik memurlarını sabun yapalım, fahrettinin trol ordusunu çalışma kampına koyalım, beşli çetenin silinen vergi borçlarını sike sike alalım sonra düşünürüz bu konuyu.
Yukarıdaki dokunaklı hikayeyi okuduktan sonra hafif nemli gözlerimle ben de bir anımı paylaşmak istiyorum.
Markette çalıştığım dönemde eşi çikolata krizine girmiş bir adam yana yakıla eşinin sevdiği marka çikolatayı arıyordu. Bir an kadın çantasını eşinin kafasına geçirecekti ki “o çikolatalar şurada beyefendi” dedim. Kadın birden çantasını indirdi ve eşinin verdiği çikolatayı yiyip sakinleşti. Adamın gözündeki mutluluğu görmeliydiniz. Görüyorsunuz hayatın her alanında birileri birilerinin hayatına dokunuyor.
Belki askerlerin, polislerin, maden işçilerinin, temizlik işçilerinin, karda kışta yolda olan şoförlerin de bu kadar büyük olmasa da (!) hayatımıza dokunuşları vardır.