+gel oğlum kalk bakalım tahtaya, sana bi sorum var.
-buyurun, sorun öğretmenim.
+canlılar kaça ayrılır?
-dörde ayrılır öğretmenim.
+bana yanlış gibi geldi ama say bakalım..
-bitkiler, hayvanlar, insanlar, çocuklar.
+çocuklar da insan değil mi oğlum?
-haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim.
+peki, şimdi yeniden say bakalım.
-bitkiler, hayvanlar ve çocuklar.
+oğlum insanlara ne oldu?
-kalplerinde sevgiyi yeşertip düşünebilenleri hep çocuk kaldılar, diğerleri de hayvanlaştılar öğretmenim...
bir üniversitede dersleri zayıf olan bir öğrenci profesöre; benim geleceğimle oynuyorsunuz, bu dersten geçersem mezun olacağım der. profesör ise: "size soruyoruz ve başarılı olanları geçiriyoruz." der.
öğrenci:
- ben size bir soru sorayım cevap verirseniz beni geçirmeyin, veremezseniz geçireceksiniz ama.
profesör:
+ hadi öyle olsun, ne de olsa bileceğim.
soru:
- yasal olduğu halde mantıksız olan, mantıklı olduğu halde yasal olmayan ve hem mantıksız hem de yasal olmayan bir şey söyleyin.
profesör cevap veremez. öğrenciye en yüksek notu verir. daha sonra okulun en zeki öğrencisini çağırıp soruyu sorar.
zeki öğrenci:
* siz 65 eşiniz 23 yaşında, bu yasal ama mantıksız bir şey.
* eşinizin 25 yaşında bir sevgilisi var, bu mantıklı ama yasal olmayan bir şey.
* siz eşinizin sevgilisine en yüksek notu verdiniz, bu hem mantıksız hem de yasal olmayan bir şey.
Bir kere öğrencinin ayar verebilmesi için, şartların eşit olması gerekmektedir. Zaten öğretmen 1-0 önde başlar maça. O nedenle ayar yapıldıktan sonra, kuyruğunuz kıçınızda dolaştırılacağınız durumlara sebep olur. O nedenle;
olay bir üniversitede profesör ve bir öğrenci arasında geçer. öğrenci yemekhanede boş yer bulamadığı için profesörün yanına oturur.
profesör bu durumu kabullenemez ve çocuğa;
- öküzlerle kuşlar bir arada oturamaz, der.
öğrenci hiç bozuntuya vermeden;
-o zaman ben uçayım, diye kalkar.
profesör durumu içine sindiremeyince öğrencinin sınavından kalması için elinden geleni yapar. fakat öğrenci soruları eksiksiz cevaplandırır.
bunu üzerine profesör;
- sana bir soru sorucam, der.
- yolda karşına iki kese çıktı birinde akıl diğerinde para var. hangisini alırdın? der.
öğrenci;
- parayı alırdım.
deyince profesör;
-ben aklı alırdım, der .
öğrenci karşılık verir;
- dogaldır insan neye ihtiyacı olursa onu alır.
çıldırmak üzere olan profesör öğrencinin sınav kağıdına büyük harflerle "öküz" yazar. öğrenciye verir.
odadan çıkan öğrenci bir kaç dakka sonra gelip seslenir;
- hocam imzanızı atmışsınız ama notum nerede, der.
+kalk oğlum tahtaya sana bir sorum var.
-buyurun sorun öğretmenim.
+canlılara iki örnek ver.
-kedi, köpek.
+cansızlara iki örnek ver.
-ölü kedi, ölü köpek.
+....
bilip de bilmemezlikten gelmenin içine sıçıp, zekilik yaptığını düşünen gerzek öğrencilerin verdiği cevaplardır. ha kapak mıdır,hayır değildir. adam o kadar yıl öğretmen, senin gibi dingil bir sürü öğrenci görmüş, sen ayar verdim diye olaya kıçınla gülerken, öğretmen içinden bile bir şey geçirmiyordur. laf soktum öğretmene diye gezenler, atın şu ergen benmerkezciliğini üzerinizden.
kısaltmalar;
öğrenci:öğrenci,öğretmen:öğretmen*
öğretmen ayaktadır,ders anlatmayı bitirir ve henüz işledikleri konuyla ilgili sorular sorar ama kimse parmak kaldırmaz. hoca soruları daha da basit şekilde sorar ama yine çıt yok. hoca sinirlenir ve şöyle der;
+kendini aptal hisseden varsa ayağa kalksın.
sınıf sesizdir ve hoca daha sinirli şekilde sorar:
+kendini aptal hisseden var mı?ayağa kalksın.
bir öğrenci ayağa kalkar. hoca şaşırmıştır.
+oğlum,sen kendini aptal mı hissediyorsun?
-hayır hocam,koskoca sınıfta bir tek sizin ayakta olmanıza gönlüm razı olmadı da.
