öğretmenler odası sendromu

    .
  1. ilkokul 3. sınıfa kadar öğretmenlerin bir odası olduğunu bilmezdim. 4 ve 5. sınıflarda onların sürekli aynı yere girdiklerini fakat çıkmadıklarını görünce, oranın ışınlanma amaçlı kullanılan bir yer olduğunu düşünmeye başladım. tabi böyle düşünmemde kedili ve sihirli kız sabrina, bücür cadı gibi diziler de önemli bir yere sahipti. ortaokulda öğretmenler odası gözümde biraz daha değişti. okulun gizli saklı konularının konuşulduğu, egzotik bir yer olmuştu gözümde. hatta bir keresinde nöbetçilik yaparken sırf orda ilkyardım kutusu falan var söylentilerinin gerçekliğini kanıtlamak için hasta numarası yapıp öğretmenler odasına girmiştim. ortaokul hayatımda ilk ve son kez girdiğim bu yer esasında o kadar gizemli ve esrarengiz değildi. liseye geçtiğimde öğretmenler odası hakkındaki düşüncelerim tamamiyle değişmişti. zaten 7/24 açık olan öğretmenler odasının kapısından içeri bakıp öğretmen zatlarının neler yaptığını öğrenmek için bir çok bahane oluşmuştu kafamda. soru çözdürmek, sınıftan birilerini şikayet etmek ya da psikolojim bozukmuş gibi yapıp rehber hocasıyla konuşmak bu bahanelerden birkaçıydı. kısacası lisede öğretmenler odasının tamamiyle dedikodu yapmak ve öğretmenlerin sevmediği öğrencileri diğer öğretmenlere gammazlamak aracı olarak kullanıldığını keşfetmiştim. üniversiteye geldiğimde o oda artık çok sıradandı gözümde. yüksek egoya sahip bir avuç insanın, kendilerini övmek ve şov amaçlı kullandığı bu odanın kuşkusuz en güzel zamanı, orayı toz pembe olarak gördüğüm ilkokul zamanımdı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük