bakan çıkar "öğretmenler 3 ay tatil yapıyor" der, öğretmenler yalanlar. bir üniversite dekanı "öğretmenlerin maaşı 1700 eurodur" der, halbuki öyle değildir. iyice komediye döndü bu iş.
eğer bir öğretmen mesleğini severek yerine getiriyorsa ne fazla çalışmaktan gocunur, ne de bakanın ne dediğini ciddiye alır. ayrıca hiç bir öğrencisine de özellikle takmaz.
ama ne yazık ki öğretmenliği sadece ayın 15 inde maaş almak için yapan insanlar yetiştirdi bizleri.
özellikle ilköğretim öğretmenleri, öğrencilerinin iyiliğini isterler.
bir de doğru bilinen gerçekler vardır ki o da şöyledir; çalışkan öğrenciyi sever çalışmayana gıcık olurlar. bunları da iki sınıfa ayırırlar, zeki ama çalışmayan aptal ama çalışmayan. zeki ama çalışmayan da sevilir ama aptal olanın hiç gideri yoktur.
öğretmenler sanıldığı gibi yarım gün çalışıp sonra yan gelip yatmıyordur. derse girmek dışında ki bu bile oldukça yorucu bir iştir bir sürü evrak işi, derse hazırlık ve yazılı işleri vardır.
Benim de söyleyeceklerim var;
öncelikle öğretmenler 3 ay tatil olayı yalan. yazın ortasında eğitim davasına tatil olayını da bitirdiler.
öğretmenler bilmem ne kadar maaş alıyor diyorlar. o da palavra. merak etmeyin öğretmen dediğiniz bile yoksulluk sınırının biraz üstünde.
öğretmenlik kolay yan gel yat diyorlar; ben sadece şu soruyu soracağım. sene de 100 tane öğrenciyle mi uğraşacaksın, hocalarla mı yoksa müdür ile mi yoksa evindekiler ile mi ? ki insanlarla uğraşanların aldıkları paraların kuruşu kuruşuna helal olduklarını düşünüyorum.
Önceleri hoca höt dedi mi akan sular dururdu. şimdi ise hocayı pencereden aşağı sallandırıyorlar.
Hocam eti senin kemiği benim denilirdi. şimdi hiç utanmadın mı bu notları verirken felan deniliyor.
Şimdi sorarım size Öğretmen olmak kolay mı yahu?