günün anlam ve önemine ithafen, bazı itiraflarım var:
Beni zorla sağ elle yazdıran, ve hala iğrenç bir el yazısına sahip olmamın sebebi Ü. E.; saçına o ölü karafatmayı atan bendim. Okul pikniğinde, beyaz elbisenin altına kirli minderi koyanı da uzakta arama.
Tasolarımı alıp gevşek yeğenine veren bilgisayarcı Serkan; okul pikniğinde çamurlu meşin yuvarlağı çatala takmak yerine jöleli kafana uzak mesafeden, sol ayakla takan bendim.
sadece ilk yılını çalışan öğretmenler için geçerli olan gün. diğerleri pek sallamıyor, kutlamıyorum ben de.
günler arasında ayrım yapıyorsunuz ve ırkçısınız işte, Kabul etmeseniz bile.
öğrenci döven, kılık-kıyafetten başka derdi olmayan, kendi ideolojisini öğrenciye aşılamaya çalışan bazı öğretmenlerin günü kutlu olmasın elbette..
başta baş öğretmenimiz ulu önder mustafa kemal atatürk olmak üzere mesleği uğruna şehit olan, hayatını öğrencilerine, insanlığa adayan ve ''atanamayan'' tüm öğretmenlerin bu özel ve anlamlı günlerini can-ı gönülden kutlar şehit öğretmenlerimizide rahmet ve saygı ile yad ederiz..
hepsinin olmasada çoğunun kutlanması gereken günüdür. her öğretmen için aynı şeyi söyleyemem ama meslek için kutsal olduğunu söyleyebilirim. hakkıyla yapanında ellerinden öper günlerini kutlarım.
her öğretmenin değil, bazılarının günü.
az önce bir öğrencim aradı. 4. sınıf. kutladı günümü.
sınıf öğretmenimi arayamıyorum çünkü öğretmenler gününde telefonunu kapatır dedi. onun günü kutlu olmasın mesela.
ben çok seviniyorum acaba ben de mi sorun var. telefonuma bakıyorum sürekli, veliler öğrenciler arıyor kendimi mutlu hissediyorum. öğrencilerimin sümüklerini silince de mutlu oluyorum ben. velhasıl güzel bi şey, ağlayasım geldi şu an bak.
derslerden çalmayan, hak yemeyen, el kaldırmayan, bu yola baş koyanların günü kutlu olsun.
çıraklara iş öğreten ustaların,acemi elemanlara mesleği öğreten patronların, çocuğuna ahlak öğreten anne babaların, kısacası gönlüyle bir şeyler öğreten herkesin günü kutlu olsun.
kendi çocuğunu evde bırakıp 9(dokuz) günlük tatile çıkan öğretmen dışında bütün öğretmenlerin kutladığım günüdür. hazır yeri gelmişken şöyle bi şeyden bahsetmek istiyorum. kendi çocuğunu evde bırakıp 9 günlük tatile çıkan ve polise verdiği ifadede ''ağlar ağlar uyur dedim'' gibi en gerizekalı insanın bile dile getirmeyeceği savunmayı yapan oximoronlarında öğretmen yapabilmektedir maalesef ülkemizdeki eğitim ve sınav sistemi. insanlıktan nasibini almamış bir kişi bizim evlatlarımıza ne verebilir. ya da bir yıl boyunca ezber yapıp 71-80 alıp atanan bir öğretmen çocuklarımızı nasıl eğitir ? tabi ki yine ezberci zihniyetle. bun sınav sistemi maalesef idealist öğretmenler yerine salla başı al maaşıistleri öğretmen yapacaktır.
bir gün bir hanım bana ''okul açılda da şu çocuklar bir okula gitseler de rahatlasak'' demişti, benim öğretmen olduğumu unutarak kim ne derse desin öğretmenin kazandığı para helaldir. kırk dakika o sınıfta vicdanıyla başbaşadır.hiçbir şey yapmayan bir öğretmen bile o kırk dakikada ''dur, sus, yapma, arkadaşının saçını çekme''derken bile çok şey yapıyordur. annesinin bile tatilde zapdedemediği çocuğunu oyalayabiliyor.
devlet dairelerinde ise görevli sana lütfen cevap veriyor, ya da sesini iki üç kere seslenerek zor duyuruyorsun. ve ben bu iki görüntüyü karşılaştırınca evladımı emanet ettiğim o öğretmenin önüme saygıyla eğilirim.
bir sınıf öğretmenliğinden emekli olmuş bir öğretmenle dolaşırken saçı sakalı ağarmış bir bey yanımıza gelip o öğretmenin eline sarıldı.
''öğretmenin ilk defa döneri siz bana bir teneffüste..alıp yedirmiştiniz'' dedi.
böylesi kendini mesleğine adamış fedakar öğretmenlerden daha çok var.
eli öpülesi fedakar öğretmenlerin önünde saygıyla eğiliyorum.
her birimde yer alan birkaç ayrık otu için bütün öğretmenleri karalayamam..
yeri gelir dag basinda, akmayan musluklarla gelmeyen elektriklerle 2 odanin icinde 4 kisiyle oturur. yollarda esinden ailesinden ayri gide gele nakis dokur. yola ciktiginda bile daglardan gelebilecek tum tehlikelere acik, savunmasizdir. gun gelir, politika degisir, hedeftir. terorun ortasindadir. koylerdeki tek devlet gorevlisi, tek memurdur.saglik ocagi bile bulunmazken koylerde illaki bir okul bulunur. sirf imkansizliklardan koy okulunda fotokopi bile cektiremediginden onca yol sirt cantasinda cocuklarinin yazili kagitlarini tasir. tatillerine goz dikilir. atamalarina camur atilir. aldirmaz. vicdaniyla basbasadir sinifinda. bir cocugun gozlerindenki isiltiyi gordugunde yapabileceklerinin siniri yoktur. sirf o cocuk okusun diye yeter ki okula gondersinler diye babasina anasina ne diller doker. ilce milli egitimdeki is bilmezlerle ugrasir. toplumdaki kiymet bilmezlerle ugrasir. nice zaman gelir anlamadigi dillerin ortasinda kalir. su yaziyi bile yazabilmemize okuyabilmemize imkan veren ogretmenlerimizdir. 24 Kasim semboliktir. oysa ogretmenlerimiz hayat boyu emekleriyle yureklerimizdedir. gunleri kutlu olsun. gunumuz "öğretmek" olsun.
eskiden "eti sizin kemiği benim" diye okula bırakılan öğrenciye şimdilerde sesini dahi yükselttiğinde kapıda eli sopalı veliyi bulan ve bu yüzden sevdiği mesleği bırakan öğretmenin günü.