Meslegini layıkıyla yapan ogretmenlerin ogretmenler gunu kutlu olsun
Sınıfta cene calan ,iceriye girdikten sonra 40 dk mal gibi takılan , sınav sorularının aynısını verip sınavda soran,cocugumu teoga calıstırıcam diyip on gun rapor alan,
OGRETMENLERiN ALLAH CEZASINI VERSiN ALDIGINIZ PARA HELAL DEGiL
Başöğretmenimizin izinden gitmiş öğretmenlerime defalarca kutlu olması gereken gün. Şu an bizim yapmaya çalıştığımız ise onlarınkinin yanında koskoca bir hiç.
ülkemizin eğitim gücüdür onlar. toplumun en yakından tanıdığı, özveri isteyen bir meslek grubunun günüdür.
insan hayatını bilgiyle dokuyan insanların günüdür.
''kime güveniyorsunuz'' araştırmasında, meslek grupları içerisinde yüzde 86 güven oranı ile en güvenilir meslek grupları içerisinde zirvede yerini alır. diğer meslek gruplarının güvenirlik oranlarını, onları utandırmamak için yazmadım.
öğretme heyecanınız hiç eksilmesin. gününüz kutlu olsun.
bu arada küçük bir sitem:
sınıf oturma planında beni hiç cam kenarına oturtmadınız.
oysa ara sıra pencereden dışarı bakıp, dalıp gitmek benim de hakkımdı.
Samimiyetsiz bir gün.1 yıl boyunca atanamayan öğretmenler,intihar eden öğretmenler,eş durumundan faydalanamayan öğretmenler,yattıkları yerden para kazanıyor gzüyle bakılıp artık iyice itibarı düşen mesleği bu günde göklere çıkaracaklar hepsi bu.
içimi en çok acıtan, yıllarca "Her şey bozulur ama, öğretmenler bozulmaz!." diye düşünmemdir aslında.
Bizim öğretmenlerimiz vardı.. Kızamadığımız, bakmaya kıyamadığımız, dinlemeye doyamadığımız, adını anarken irkildiğimiz, sevgimizi gösteremediğimiz, saygımızı hiç gösteremediğimiz; bizi, acaba öğretmenimle konuşurken, yanlışa düşer miyiz düşüncesiyle, utandıran insanlardı.. Biz, bize arlanmayı öğretenlerimizi sevdik.... Her şeyleriyle, harikaydılar.
Şimdikiler gibi, evi aldık, yazlığı alalım; ikinci arabayı alalım planları yapmak, akıllarının ucundan geçmezdi. Zaten, tek arabaları bile yoktu. evlerinin kirasını ödediklerinde, kişisel mutluluklarını, kendi küçük dünyalarında yaşarlardı.
Bir kitap önerip, okuttuklarında çocuklarına (öğrencilerine, şimdikiler gibi müşterilerine değil) mutluluk, kendileri olurlardı.
Onlar öğretmendi: Kendilerine, hocam dedirtmeyen...
Onlar öğretmenlerdi: Tek bir çocuğuna, tek bir kitap okutabilmek için, iki - üç saat dil dökmeyi, zul saymayanlardı....
Onlar öğretmendiler: El öptürmeyi, kendini aşağılamak olarak görürlerdi.
Onlar öğretmendiler: Köprülerimizdiler... Ne aştıysak, onların köprüyü nasıl yapabileceğimiz konusunda, kendilerini kenara koyup, bize öğretmeye çabaladıklarıyla aştık... Şimdikiler gibi, kendi kişisel çıkarlarını nasıl büyüteceğini düşünenlerden değillerdi.
Sizleri hep sevdim, sevgili öğretmenlerim...
Salak günlerde, salakça hediyelerle (Zaten, kabul etmezdiniz de..) önünüze çıkıp, sizin istemeyeceğiniz gibi hiç davranmadım.
Verdiğiniz her bilgiyi, katkıyı, güzelliği, yönelttiğiniz doğruları almaya ve layık olmaya çalışan bir öğrenciniz.
Böylesi güzel öğretmen olabilmişlerin, öğretmenler günü kutlu olsun.. Saygılarımla...
yaptığı işin hakkını veren, öğreten, öğrencisine sahip çıkan, eğitim-öğretimi nottan ibaret görmeyip, öğrencisini hayata kazandıran, onlara hayatı öğreten tüm meslektaşlarımın öğretmenler günü kutlu olsun. allah hepimize hz. ali ilmi nasip etsin.
not: atanamayan dostlarım sakın üzülmeyin birgün bize de nasip olacak mesleğimizi yapmak.
belki de buradaki öğretmen adayı yazarlardan biri benim çocuğumu yetiştirecek. olur mu olur. sizler bizim geleceğimizsiniz. lütfen bu kutsal mesleğin hakkını verin. evet yeteri kadar itibar göremiyor olabilirsiniz. evet maaşlariniz belki biraz daha yüksek olmalı. fakat bu mesleğin önemini azaltmaz. hepinizin öğretmenler günü kutlu olsun.
çocuk bayramı ne kadar samimiyetsizse, hayvanları koruma günü ne kadar samimiyetsizse, kadınlar günü ne kadar samimiyetsizse o kadar samimiyetsiz gündür.
En itibarı düşük meslek günümüzde öğretmenlik. Eğitim fakültesi kazanana kadar canın çıkar. Kazanırsın, okursun. Kpss kazanana kadar canın çıkar. Onu da kafayı yemeden aşmaya çalışır aşarsın. Atarlar ama stajyer yaparlar. Bir yıl yine sınav kasıp idarecilere yalakalanmak zorundasındır. Onu da halledip rahatım diye düşünmeyin. Her an müfettiş gelip kıyafetine, sınavlarına takıp rezil edebilir. Ayrıca azman öğrenciyle bir sorun yaşarsan veli tepene biner, müdür tepene biner. Öğrenci öğretmen dövse okuldan atılmaz ama öğretmen öğrenci dövmeyi bırak hakaret etse görevden alınır. Sinirlerinizi aldırıp hiçbir terbiyesiz öğrenciye müdahale etmezseniz bu sefer de katkı yapmayan, eğitim vermeyen öğretmen olmakla suçlanırsınız. Bu kadar sinir harbi sonrasında yaptığı iki ay tatil de tüm haysiyetsizlerin dilindedir.
kimse öğretmenler günü geyiği yapmasın. bu ülke kadına, hayvana, çocuğa ne kadar değer veriyorsa öğretmene de o kadar değer veriyor.
edit: güvenilirlik ve para demişler bir de. Doktor görev başındayken kontrol edilmez, avukat edilmez, polis edilmez ama öğretmen dersteyken derse girip öğretmeni kontrol eden müfettiş vardır. Güvenilirlikmiş. Paraya gelince de doğuda görev yapan polis, doktor çift maaş alırken öğretmenin böyle bir durumu yoktur aldığı iki kuruşu da uçak parasına, taşınmaya, ordan oraya sürüklenmeye harcar ve öğretmenlerin derli toplu bir evlilik hayatı da olmaz. Eş durumu yüzünden alelece verilen kararlar, doğu görevi, düğünsüz nikahlar, sigorta düşünceleriyle uğraşır dururlar. Kolay meslekmiş...
Şuanda 25 yaş altı öğretmenlik mesleğini icra edenler öğretmen değiller, bu yüzden kutlamıyorum o kısmı. Arada %1 lik bir kısım işini layıkıyla yapıyordur onlarada selam. Lakin şu yeni nesil öğretmenler, siz öğretmen değilsiniz, tuccarsınız siz. Yeri gelip vucudunu bile pazarlayan tuccarlar.