amerika' da bu aralar furya haline dönüşmüş durum. birşey iyice açığa çıktı bu durumla beraber. insanlar hayal bile etmedikleri bazı şeyleri, yaygınlaşınca, ve dile daha kolay getirilince yaşamayı da planlayıp yaşıyorlar gerçekten . ki bu daha önce eleştirdikleri ayıpladıkları birşey bile olsa. üç yıl önce çok konuşulan bir öğretmen - öğrenci aşkından sonra neredeyse her hafta amerika' da bir benzeri yaşanırken; aynı şekilde ülkemizde de genç erkek- orta yaşlı kadın ilişkileri sık yaşanmaya başladı. bu yazı bu durumları eleştirmek amacı gütmüyor. sadece insanlar her zaman mutlu olabileceklerini düşündükleri şeyleri yaşamaya kalkışırlar. peki neden birşeyleri yaşamak için başkalarınında yaşamasını bekliyorlar.
üniversitedeki asistan bozuntularının kız öğrencilere aşık olması biçminde çok görülen bir olaydır. üniversitede tasvip edilmeyen aşık olma biçmi de denilebilir.
Üniversitede son hafta bir kızla tanıştım. Bu kız kendisine daha önce bir öğretim görevlisinin teklifte bulunduğunu ve reddettiğini söyledi. Daha sonra WhatsApp falan almıştım. Ben yürüdüm bu kez beni de reddetti kız.
ikisinde de mutlu son yoktur tabii ki, ilkinde bir genç 19-20 yaşlarında iken rüyasında çok güzel bir kız görür, Ve rüyasında gördüğü o dünyalar güzeli kıza gönlünü kaptırır, Genç adam yıllarca rüyalarının aşkı olan o güzel kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur, fakat ne yazık ki bulamaz. Aradan uzun yıllar geçer. istanbul’a gelen bu genç yani Fuat Edip’in yolu bir bahar akşamı, Acıbadem semtindeki Çamlıca Kız Lisesi’nin önünden geçer. Vakitlerden akşamüstüdür…
Okul zili çalmış ve öğrenciler neşeyle evlerine gitmek üzere dağılmışlardır. Tam bu sırada oradan geçen Fuat Edip’in gözüne kalabalığın içinde arkadaşlarıyla gülüşerek giden güzel bir kız ilişir.
Şair, adeta donakalır, kendinden geçer. Çünkü bu güzel kız yıllar önce rüyasında görüp aşık olduğu kızdır. Artık yaşı hayli ilerlemiş olan Fuat Edip ister istemez genç kıza bakar kalır…
Onun kendisine dikkatle ve şaşkınlıkla baktığını fark eden genç kız da utanarak başını önüne eğer. Aradan uzun yıllar geçmiş, şairimiz ev bark sahibi olmuş, yaşlanmıştır, yani artık her şey için çok geçtir....
Fuat Edip, adeta beyninden vurulmuş bir halde yoluna devam ederken o unutulmaz mısralar dökülür yüreğinden: “Bir bahar akşamı rastladım size… / Daha önceleri neredeydiniz?”
Bu zarafet, özlem ve duygu yüklü dizeler daha sonra Türk müziğinin usta bestekârı Selahattin Pınar tarafından bestelenir ve müziğimizin en sevilen şarkılarından olur.
diğerinde ise şarkının hikayesi de kendisi gibi buruktur.
şarkının bestekarı Melahat Pars'tır. O dönem 19 yaşındaki bu yetenekli genç kız Hicaz makamında oluşturduğu bu besteye söz bir türlü yazamamıştır. ardından istanbul'da müzik ve şan hocalığı yapan sıtkı argınbaş'tan yardım ister. sıtkı bey besteyi beğenir ve yardımı kabul eder. 3 ay besteye güfte yazarlar. güfte baharın gelişini müjdeleyen sıcak bir parçadır. fakat bu çalışmalar sırasında Melahat Hanım'ın gönlü sıtkı beye kayar. ancak bir sorun vardır ki sıktı bey 45 yaşındadır. sıtkı bey bu ilgiyi fark edince çalışma yaptıkları günün akşamlarında aynı besteye farklı sözler yazar. çalışmalar bittikten sonra melahat hanım bu şarkıyı arkadaşlarına dinletmek istediğini belirtir ve müziği ben çalarken siz de sesinizle eşlik edebilir misiniz diyerek sıtkı beyden ricada bulunur. sıtkı bey bu isteği kabul eder.
müzik girer sıtkı bey beraber yazdıkları eserden çok farklı sözleri sıralamaya başlar;
ben gamlı hazan, sense bahar, dinle de vazgeç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
Melahat hanım şok olur. hiç bir şey diyemeden şarkının sonunda tebrikleri kabul edip oradan ayrılır. bu sıtkı beyi ölüm döşeğinde yatacağı güne kadar son görüşü olur.... vesselam.