ilkokul boyunca öğretmenlerimiz genelde erkekti. vurdu mu yamultan tipten. liseye geçtiğimizde güzel bayan öğretmenlerimiz oldu evet ama biz de öğretmenine aşık olacak sürrealist hayallerle dolu ergenlik yıllarını geçmiştik çoktan. aşk değildir o dediğiniz. olsa olsa hevestir( ergen hevesleri) ya da abazalık.
burdan ilkokul öğretmenim mustafa hocaya selamlar. eğer beni duyuyorsan hocam, derste cebinden çıkardığın bez mendile sümkürmelerin, yeri göğü inleten hapşırmaların, ayrıca o üstün tokat tekniğin hala aklımdan çıkmadı. nasıl bir tokat vurmaksa, vurulduğu ilk anlarda vücudunda tam anestezi sağlıyor, ağrı sızı hissetmiyoduk. öğretmen şevkatiyle tokatlıyorsa demek. sonrasında gelen tokatın sıcaklığı tüm yüreğimizi ısıtıyordu. aro.
Doğaldır.
Genellikle ilkokul öğrencileri rol model aldığı, hareketini, tavrını pür dikkat inceleyip benimsediği öğretmenlerine hayranlık besleyip aşık olduğunu zannederler.
Gelip geçici en masumane duygulardan birisidir.
Ya çok salak bişey ben bikere aşık olmuştum. Aşırı göbekli obez bi adamdı. Ama ben nasıl aşığım nasıl aşığım yani sırf muhattap olmak için deli gibi soru çözüp yapamadıklarımı götürüyorum habire. Neyse. Sonra araya yaz tatili mi ne girmişti. Bitane adam var ilk kez görüyorum dersanede. Zayıf bişey. Ama sesi benim aşık olduğum hocanın sesi. Meğerse tüp mide olmuş hocacım. O aşırı minnoş göbüşü gitmiiş dümdüz bi karın üf o kadar moralim bozuldu ki. O gün hiç ders dinleyememiştim daha da aşık olmamıştım o adama.
Bir arkadaşım vardı. ingilizceciye baya baya asılıyordu. işin ilginç tarafı ise hoca evli, çocuğu var ve bu öğrenciyle instagramdan konuşuyorlar. Attığı fotoğraflara yanıtlamalar falan. Bizzat kendi gözlerimle gordum gostermisti de :D.
Valla bireysel bir vaka olarak değerlendirilmez ama ortaokulda bir müzik hocamız vardı. Nurdan hoca. ilk görev yeri bizim okuldu, sınıftaki tüm erkekler resmen aşıktık kendisine. Şimdi bu başlık vesilesi ile bir daha düşündüm de, hayatımda çıplak gözle gördüğüm en güzel ilk 3 kadından biri olabilir şaka maka. Öyle bir kadındı.
Matematik, fen v.s. Gibi ciddi derslerde bile türlü hayvanlıklar yapan bu ergen sınıfı erkekleri, bir tek, normalde hep taşak geçilen müzik derslerine ciddiyetle ve aşkla girdi o sene. Sanırsın mimar sinan güzel sanatlar amk. Aşkından isimsiz mektup yazanlar bile çıktı. Amk ne sonuç umuyordunuz da yazdınız o mektupları ahsfasghfa! Sene bitti, öbür öğretim yılı başladığında nurdan hocayı artık okula kocası bırakıyordu. Evlenmişti yazın prenses :'(
Öyle geçti gitti işte üzerimizden tır gibi * ama harika bir eğitmendi. Kulakları çınlasın.
mezun olunca unutuyorsunuz, aşık olmayan öğrenci yok denecek kadar azdır. gerçi ona da ne kadar aşk denirse tabi, sırf yüzü ve fiziği güzel diye aşk çok abartılı bir terim. sonuçta hiçbir öğrenci öğretmenin iyi kalpli olmasına aşık olmaz, ama iyi kalpli olduğu için onu kendisine yakın hissedip ''en sevdiği'' öğretmenlerinden biri olabilir.
Üniversite 1. Sınıfta gerçekleşme ihtimali yüksek hede.
O zamanlar bi ingilizcecimiz vardı, sarışın tam ateş bi kadındı. Bi gün derste ‘hocam bu sıralarda oturuyor olsanız kaçarınız yoktu’ demiştim sınıfın ortasında. Utandı, kızardı güldü falan.
1-2 gün sonra kampüste karşılaştık. ‘Mezun olduğunda bu konuyu tekrar konuşalım’ dedi.
Mezun olunca bir daha Giresun’a uğramadım tabi.
