eğer öğretmen otuzunu devirmiş çocuksa 5 yaşında ise katlanılamayacak durumdur.
Kerem: Öğretmenim ben büyüyünce sizinle evlenicem.
Öğrt. : olmaz Kerem öğretmenler öğrencileriyle evlenmezler.
Kerem: olsun ben yinede sizinle evlenicem.
Öğrt. :hem sen büyünce ben yaşlanmış olacağım.
Kerem: olsun ben yinede sizinle evlenicem.
Öğrt. : küçücük çocuğu ikna edememenin siniriyle Kerem ben seninle evlenmek istemiyorum!
Kerem : hayır isteyeceksiniz.
Allah için bi düş yakamdan Kerem ya!
bir üniversite öğrencisinin asistanla yaşadığı aşk kadar olgun ve gerçekçi olmasa da ilk okul ya da lise yıllarında hepimizin başına gelmiş durumdur. buraya kadar her şey normal ama; eğer mezun olduktan sonra hala unutamadıysanız o zaman problem var demektir. hele ki karşılıksız değilse..
öğretmenler, ergenlik dönemindeki çocuklar için yakınlarında olup ulaşılması en zor kişilerdir. böyle olunca öğrenciler öğretmenlerine karşı belli belirsiz bir hayranlık bir merak duygusunu zaten geliştiriyorlar. öğrencinin duyuşsal alanı, hormonal durumu ve kişisel algısına göre öğretmene karşı hissedilen hayranlık ve onunla ilgili aşırı merak birleşince öğretmeniyle ilgilenme boyutu farklı alanlara kadar uzuyor. bu aşk değildir aslında, duygusallığının ve cinsellik dürtüsünün en yoğun yaşanıldığı 13-17 yaş dönemindeki çocukların duygularını direkt "karşı cinse" kanalize etme ihtiyacından kaynaklanan psikolojik bir durumdur.
bu haldeyken öğrenci, öğretmenin gözünden düşmemek ve öğretmenin taktirini kazanmak için derse daha fazla ilgi gösterip ödevlerini eksiksiz yapıyor. etik olmasa da pragmatik açıdan öğrencinin öğretmene aşık olmasında bir sakınca yok aslında. ergenlik hezeyanı olduğu unutulmamalı ve bu yaştaki çocukların özellikle genç öğretmenlere karşı bu hisleri beslemesi sıra dışı bir olay değildir.
öğretmenler bu tarz olayları anlamazlıktan gelmeli ve bu gibi durumlar karşısında soğukkanlılıklarını yitirmemelidir.
genellikle lise yıllarında kızların başına gelen karmakarışık hisler veren güzel duygu. herkesin başına bir kere de olsa gelmiştir bu durum. öğretmeniniz matematikçiyse hiç şansınız yok.
öğretmen olması bir şeyi değiştirmez. o öğretmendir, sen mühendissindir, polissindir veya taksicisindir. asıl sorun 'öğretmenine' aşık olup olmamaktır.
* lise boyunca ingilizce hocama aşıktım ve o da benle ilgilenmiyor değildi. kulüp başkanlığını yaptığı satranç kulubüne haberim olmadan adımı yazdırmış, yazılılar başlamadan bir hafta önce my breath şu konulara bu konulara çalış derdi ve sayesinde lise boyunca ingilizce dersinden 100 alan tek kişi bendim* derken lise son ikinci dönem duyumlarım hayallerimi yıktı. lise 1 den beri her cuma yanıma gelen ablama talipmiş ablamla görüşmek istemiş. ablam başta o taraflı olmadı ama bundan bir sene geçtikten sonra ablam ısrarlara dayanamadı görüştü yaklaşık bir sene beraberlerdi. hiç de zoruma gitmedi; çünkü üniversitede körkütük aşık olduğum bir sevgilim vardı*.
Aynı hocayla yıllar sonra karşılaştığında "hocam size aşıktım ben zamanında" cümlesini söylemeyi akla getiren, sonra vazgeçiren, gülümseten öğrenci aktivitesi. Kimi zaman saçma sapan kıskançlık krizlerine bile sokar adamı. (bkz: bir arkadaş)
üniversite döneminde insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir. ergenliği atlatamamış kız çocuğu gibi hissettirir insana. onun dersinde kendine özenirsin, önlere oturursun. neden? sadece göz göze gelebilmek için. ders bittiğinde, eğer çok göz göze gelmişseniz dünyada sizden mutlusu yoktur. arkadaşlarınızı kıskanırsınız 'sen neden bakıyosun önüne bak sen, bakma!' diye. sosyal ağlarda ilk önce onun sayfalarına bakarsınız. sonra bir gün gelir gözlerinizin içine bakarak çok anlamsız, alakasız bir cümle söyler. sadece gülümeseyebilirsiniz, çünkü nutkunuz tutuluyordur. o da öylece arkasını dönüp gider. en berbat platonik aşk çeşididir. değer yargıları olan bir hocaysa bir de... siz öğrenciyken asla beraber olamayacağınızı bilirsiniz, ha öğrencisi olmasınız size bakar mı onu bile bilemezsiniz. mezun olana kadar da hayat neler gösterir kim bilir...
kardeşimin ısrarı üzerine yazıyorum.kendısı sınava hazırlanıyor ve dersane öğretmenine aşık...
ve bu konuda iyi şeyler duymak istiyor.onun gibi düşünen birileri varsa eğer çok mutlu olurmuş.tesekkürler
eğer seviyorsa sonuna kadar gitsin. millet şunu der bunu der diye kafasına takmasın. sevenin halinden sevenler anlar. ya hep ya hiç. amerika da 10 öğretmenden 2si öğrencisiyle evli, bizim memlekette toplum baskısından dolayı aşık çok ama söyleyebilen yok ne gençler intihar etti bu öğretmen aşkı yüzünde ne öğretmenler istifa etti öğrencisinden yüz bulamadığı için. dünyada olmayacak birşey yok herşey başımıza gelebilir kimseyi kınamamak gerekir.
lisede geçici bir hevestir.fakat günümüz koşullarında işini layıkıyla yapan öğretmenlerin sayısı azaldığı için öğretmenin tutumuna göre sonuçlanacak olaydır.edebiyat öğretmenime karşı hiçbir şekilde yanlış bir tutum sergilemememe, aşk veya hoşlantı anlamında hiçbirşey hissetmememe rağmen sınıfça gittiğimiz bir gezide ve okulda tacizine uğradığımı ve sesimi bile çıkaramadığımı bilirim.bu yüzden bana pek masum gelmiyor lise de öğretmen aşkı.