ilkokula giderken annem öğretmenler gününde hediye edeyim diye topraktan bir ibrik almıştı.
-bu ne be öğretmene taharet musluğu hediye etsek daha iyi diye carlamıştım, vitrine koyduk, kaldı öyle. Onu bıraktım, kalem alıp götürdüm.
Sonra bir gün öğretmenim bize yemeğe geldi ve o ibriği çok beğendi. zaten sizindi örtmenim diyip verdim. mutlu oldu falan, böyle.
ogretmene hediyeye gerek yoktur. bok yesinler vs. demeyecek kadar kaliteli insan olabilmek dogru duzgun konusmayi ve davranabilmeyi ogrenmek onlari yeterince onemsediginizi gostermeye yeter de artar bile.
Öğrencinin kendi el emeğiyle yaptığı bir resim ya da yazdığı bi şiir, mektup, öğretmenler gününüzü kutlayıp boynunuza atlaması... en güzel hediyeler öğrencinin başarısı, başarılı olamasa da çabası ve bu içtenliği.
lise de bi hoca vardı rakıcının dibiydi. onun dersi olduğunda ön sıraya kimse oturmazdı anason kokusundan. adamın dibiydi ya. ahahaha derse gelip gençler biraz ben fazla kaçırmışım da yazılı yapmıyorum deyişini hatırlarım hep. sınıfça 70 lik rakı almıştık. ulan bir insana dünyayı alsanız bu kadar mutlu olmaz amk. adama sanki firavunun hazinesini bağışladık. hayatım boyunca birine aldığım en güzel hediyeydi. gençler sınırlanırınızı aşın lütfen.
ilkokuldaydım o zamanlar ve bilirsiniz sınıf anneleri meşhurdur.Oğretmenler günü olsun sınıf oğretmeninin doğum günü olsun para toplanıp hediye alınırdı zorla değil tabi mecburi.Neden mi mecburi çünkü bir hafta boyunca her günün sonunda sınıfa girer ve para getirip getirilmediğini konuşurduk.Ayrıca sınıf annesi de sınıf oğretmeninize sürpriz yapacaz haberi yok derdi her sene.Ve tabi ki işin içine gizem sürpriz girince de daha bi çekici olurdu.Nihayet herkes eksiksiz parayı getirir ve hediyesi alınır (bilezik, kupe vs.) sonra da günü geldiği zaman da sınıf annesi tarafından sürpriz yapılır sınıfa girer ve hediyesini verirdi tabi biz de mutlu olurduk.Yanlış anlamayın hediyenin hiç bir zaman tutarı önemli değildir ama benim kızdığım nokta bunu zorunlu kılmak hele ki daha ilkokuldayken.