okumayı ilk öğrendiğimi sandığım gün yediğim tokattır. o gün okuldan öğretmenlikten ve eğitimden nefret edişim doğmuştu hala öğretmenleri sevmem okulu ve safsatalarını.
tanım: haksız yere yendiyse sadece yüzü yakmayan tokattır.
ilkokulda tokat atılmışsa hala unutulmayandır. hala o öğretmeni ( üzgünüm, bu ünvanı hiç haketmiyorsun ama böyle sesleniyorlar okuldaki haline) görünce yüz çevirmek, gidip suratına okkalı bir tokat yapıştırmak gelir. hele bir de nedense zenginin çocuğu sınıfta tavanda gezerken, fakirin çocuğu gözüne batar bu kişiliksizin. alır onu eline yer misin yemez misin... araya girdiğinizde siz de tokatı yersiniz. evet, nefret ediyorum senden.
olayı psikoljik anlamda incelersek öğrenciye ne kadar zararı olduğunu görebiliriz.bebeklik döneminde duyulan kötü bir söz bile insanda sonu belli olmayan psikotik ve nevrotik sorunlara neden olabiliyorsa,varın gerisini bu tokattan sonra siz düşünün.birçok vak'ada zaten bunun vahim sonuçlarına şahit olmak mümkündür; ilkokul birinci sınıfta toplama işlemini yapamadığımdan ötürü yediğim tokat seneler sonra bile yaşamımı etkilemekte,matematikten zaten nefret etmem bu durumun olası sonucuduydu.bunun dışında çeşitli meselelerden ötürü tokat veya hakarete maruz kalan bireyler dersten,okuldan ve hatta hayattan da soğuyabilirler. ben asla dayak yemedim annem babamdan,bir kaç süpürge vuruşunu saymazsak,o da zaten dikkate alınamaycak derecede öenmsiz. ailesinden bile dayak yememiş bir bünye buna maruz kalınca ilerde karşısına çıkacak zorluklarda meydana çıkabilecek intihiar eğilimlerine yol açabilecektir.zira bu durum en başta kişiyi okul-aile-yargı üçgeninde ikilieme düşürecek ve sonucu çok acı biçimde bitebilecektir.
bu durumda öğrenci çok kötü şeyler bile dayak veya sözlü hakaret çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir.
okul hayatımın ikinci gününde yediğim iki tane okkalı tokattır. aslında buna sebeb olan öğretmenin ilk günkü naif tavırlarıdır. baktım öğretmen sakin, hiç kızmıyor, dedim oğlum tamamdır. neyse ikinci gün oldu, dersteyiz. hoca tabi tahtada ders anlatmaya çalışıyor, ben de bu arada ilk gün sürtüştüğüm çocukla derste sürtüşmeye devam ediyorum, nasıl olduysa kalktık, kavga etmeye başladık sınıfın ortasında, tabi öğretmeni sikleyen yok. o arada bir tokat geldi ama deli afalladım, bir kroşe de rakibime geldi o da uçtu gitti. baktık ki öğretmen olaya dahil olmuş, bizi iki kroşeyle nakavt etti. sonra geçtik yerimize oturduk, ben bir daha kalkmaya teşebbüs eder gibi oldum, bir daha yedim tokatı temelli oturdum. öyle bitti gitti, öğretmenimi hala görürüm, saygı duyarım, yaşlanmış ama iyi adamdı.
bir kürt çocuğunu yediği ilk tokat türkçe konuşamadığı için ondan sonra kürtçe diline tahammülü olmayan onca yobazdan dışlanıyorsun ama yine de onurundan taviz vermiyorsun türkçe bilmediğim için ilk dayağı yedim sonra her gün varlığımı isteğim dışında türk varlığına armağan etti demem o kürt doğunca bir sıfır kaybetmişsin.
don kişot'u bir solukta özetleyemediğim için sınıfın ortasında yediğim ilk ve son örtmen tokatıdır.
Zottirik sen özetle 10 yaşındaki çocuktan ne bekliyosun, bacak kadar bi şeyim o zamanlar
ilkokula başlayalı bir hafta olmuş fakat evde yıllarca baba dediğim adama öğretmenim demek bi türlü içimden gelmemişti.onca uyarının ardından cuma günü kulağımı çekip; okul burası okul, baba yok öğretmenim diyceksin anlaşıldı mııı ? bi daha sınıfta baba dediğini duymiycam...
tokat değil kulak uzatma seansı şeklinde gerçekleşmişti olay ama ilk öğretmen şiddeti budur hayatımdaki, tabii son olmadı.
önce burundan ince bir sızı yayılmasına ve tüm suratın zonklamasına neden olan, ardından yanma ve üşüme hissini aynı anda yaşatan son olarak da bir kaç damla bol tuzlu gözyaşı ve dudağa doğru süzülen sümükle son bulan duruma sebebiyet veren öğretmen eylemidir.
valla hacı bende diğer normal öğrenciler gibi tokat yemek isterdim elbet fakat benim ilk dayak yemem bir tesbih aracılığıyla oldu kafamda tesbih kırdı hayvanın evladı offf hatırladım moralim bozuldu şimdi.
Hiç unutmam sayı doğrusunun çizgi aralarını dar çizdim diye gelip vurmuştu hoca, ortaokulda geniş geniş çizmeye başladım , yaklaşık 10 senedir kullanmıyorum , Tokati yediğimle kaldım anlayacağın
O zamanlar orta 1'e gidiyoruz.Üç arkadaş bütün okulu dolaşıyoruz ve müzik öğretmenini arıyoruz. Birinci arkadaşımız öğretmenler odasına girdi baktı, ikinci arkadaşımız öğretmenler tuvaletine girdi baktı ve bulamadık en son müdür yardımcısı Adil hocanın odası kaldı. Hoca da bir sinirlidir ki sormayın. Ota boka sinirlenir. Neyse arkadaşlar dedi ki biz girdik baktık sıra sende buraya da sen bakacaksın. Tamam dedim. Üstüm başım gayet düzgün örnek öğrenci modeliyim resmen. Kibarlıkta da üstüme yoktur. Çaldım kapıyı hafifçe.
Özür dilerim hocam müzik öğretmenine bakmıştım dedim ve müzik hocasını göremeyince çıkmaya hazırlanıyordum ki Adil Hoca beni çağırdı gel dedi. Gittim. Bir tokat yapıştırdı. Lafın gelişi söylemiyorum resmen duvara yapıştım 360 derece döndüm. Hayatımda öyle bir tokat yemedım.
Hala o tokadı bana neden attığını bilmiyorum ama öğrencilik hayatım boyunca hiç müdür ve müdür yardımcısının odasına girmedim bir daha.
ilkokul birinci veya ikinci sınıftayken bir matemetik sorusunu bilemeyince okkalı bir tokat yapıştırmıştı piç. ailemden hiç şiddet görmeyerek ilk dayağı ilkokul öğretmenimden yedim.
Ilkokul 2 yada 3. Sınıf Sanırım ilk ve tek bir olayım var ama hala kinliyim şu an hala aynı mahalledeyiz. Sirf suçum olmadığı için kanıma dokunmuştu. Iki eliyle iki yandan önce vurup elini cekmeden kafamı sıkıştırmıştı. Hem acı hem durumu anlayamamak aptal olmuştum. Lanet girsin sana niyazi hoca.