Okul hayatım boyunca hem öğretmenlerden hemde öğrencilerden sürekli sayın başkanım diye iltifat alırdım sebebi liderlik vasfım yada başka bir şey değil cumhurbaşkanı olacağım diye sürekli ortalıkta gezinmemden kaynaklı.
"Ders çalışmaya ara vermen lazım, sana yaramıyor. Senin arkadaşlarınla zaman geçirmen lazım sen değişince onlar da değişiyor."
17 yaşında bir çocuktum daha bunu rehberlik hocamdan duyduğumda. Ben bu kadar gerçekçi ve hayata dair yorum duymadım kendim hakkında. Beni benden iyi tanıyordu adam.
Bana sen turkiye için bir şanssin demisti edebiyat ogretmenim.
Lisede de analitik geometri hocasi bu soruyu cozen derslerime gelmese de olur demisti, cozmustum. Gitmedim sonra analitik geometri derslerine, kantinde pinpona verdim kendimi.
Haftada bir saatlik boş beleş bir derse giren okulun fizik öğretmeninden gelen
-ulan gregorysamsa senin yüzünden kendi öğrencilerim derece yapmasını beklediğim öğrencilerimin isimlerini aklımda tutamıyorum öyle yer kapladın hafızamda.
Adam gayet sinirli bir şekilde söylemişti ama övdü mü gömdü mü bilemedim.
çalışkan bir öğrenci değildim. okumayı düşünmeyi severdim, ama düzenli çalışma alışkanlığım olmadı. milli dersim matematikti, sınıfta matematikte üstat bendim. bir gün fizik hocamız bir formül çıkarma sorusu sordu. sınıfın çalışkan öğrencilerini kaldırdı. yapamadılar. sonra bana: kalk deli hasim (tabii ki gerçek ismimi söyledi) sen çöz ! hocam çalışkan öğrencileriniz yapamadı, ben..
sözümü tamamlamaya fırsat vermeden...
-deli hasim kalk çöz, bu senin sorun, çalışkanlıkla ilgisi yok!
gerçekten de kalkıp formülü çıkardım..
1. sınıfta söylenen sünnet yorumu için "jung bu dediğindne hoşlanacaktır" demişti. Jung'u sevmem ama 1. sınıfta yapılan bir yorum için bunun söylenmesi hoştu. (bkz: carl gustav jung)
Bi ben mi iltifat almadım ya. Şey demişti diğer öğrencilere sınav günü kaçıp sinemaya gidenlerin direk 0 alacağını seni göstererek anlatıyorum. Bu sayılır dimi?