işte ben de cumhuriyetimizin silahsız ordusunun bir neferi olan, tahta bavullu bir cumhuriyet öğretmeninin evladıyım.
(bkz: tahta bavullu cumhuriyet öğretmenleri)
rahmetli babam yıllarca ülkenin her köşesinde köy okullarında öğretmenlik yaptı.
sadece öğretmekle kalmadı, kaç köyün okulunu yaptı, kaç sınıfın tamirini yaptı, boyasını, badanasını, su tesisatlarını yaptı...
yaz tatili geldiğinde de durmazdık. okul tamir ederdik babamla...
köylülerin bozulan aletlerini tamir ederdik, bir keresinde caminin hoparlörlerini ve elektrik tesisatlarını tamir etmiştik, hoparlörden ezan okunduğunu duyan köylüler allah'a şükretmişlerdi.
işte cumhuriyetin öğretmenleri böyleydi...
ama son zamanlarda böyle öğretmenler göremiyorduk, zira öğretmenlerin hedefleri ve amaçları değişmişti. bunu gözlemliyor, idealist öğretmen göremiyordum son zamanlarda.
bu öğretmenimiz, manisa'nın salihli ilçesine bağlı bir köyün okul müdürüymüş.
8 dönümlük okul arazisine buğday ekmiş, sonra ekinin hasadını yaparak gelir elde etmiş, elde ettiği gelirle de okulun tamiratını yapmış, artan parayla da maddi durumu olmayan öğrencilere yardım etmiş...
işte tam da "öğretmen" olarak tanımlanacak bir cumhuriyet öğretmeni.
cumhuriyetin silahsız ordularının günümüzdeki ender temsilcilerinden biri.
korkuyorum ama, ya bu öğretmen için soruşturma başlatılırsa diye.
çünkü burası türkiye...
sen öğretmensin, yat ve keyfine bak, bankamatikten maaşını çek, biriktirdiğin parayla da araba alım satımı yapsana.
ne işin var buğday ekiyorsun da okulun tamirini yapıp ihtiyacı olan öğrencilere yardım ediyorsun.
türkiye'desin unutma sayın hocam. burada hiçbir başarı cezasız kalmaz...
not: bugün benim babamın ölüm yıldönümü. tam 21 sene oldu kaybedeli ve bugün bana babamı hatırlatan bir öğretmen haberi gördüm. ülkeme dair umutlarım tazelendi...
okul kitaplarında yazanları iyi öğretmeleri önemlidir tabi ama daha önemlisi, sorunlara nasıl yaklaştığı, insanlara nasıl davrandığı, hitap şekli, aralarda konu dışında anlattığı şeylerdeki ana fikir çok daha önemlidir.
misal üniversitedeki bir hocam meslek hayatımı cidden etkilemiştir.
hiç bir konuya zor dememesi, konulara basit yaklaşması, güleryüzü ve kompleksiz oluşu ve de en tepede olan iyi niyeti.
anlattığı konuları da öğrendik ama yukarıda saydıklarım daha çok etkilemiş bizi.
kendilerini "kutsal" görüyorlar. ya da birileri bunları devamlı kutsuyor. o yüzden hz. öğretmen diyin şunlara. devamlı ağlayan kutsaldır bunlar. hep ağlarlar. maaş az derler ağlarlar, öğrenci şu kadardı derler ağlarlar, ders derler ağlarlar, online derler ağlarlar. yatarlar ağlarlar. kalkarlar ağlarlar. ha bir de devamlı kendilerini her meslekten üstün görürler.
işin şakası bir yana istisna öğretmenler hariç (yüzde 10 anca) alayı kapkara cahildir bunların. akademisyenler de dahil bu gruba. onlar daha vahim.
not: ülkenin ilk 5 okulunun birinde hukuk fakültesi 4.sınıf öğrencisiyim.
Gözümde bir madenci, inşaat işçisi, kağıt toplayıcı, yer süpürücü, hamal kadar değeri olmayan meslek. Kaldı ki bu insanların çektikleri yanında herhangi kutsallıkları falan da yok.
Bütün gün binaya girip çay, sigara ikilisiyle dersimi anlattım parami kazandım zihniyetli insan öğretmen değildir. Çocukları ne bir geziye götürürler ne sosyal etkinlik yaptırırlar, ne sınavlarda çocukların kendi fikirlerini kağıda yazdırırlar.
iki yazar, iki formül, iki padişah, iki vocabulary verip full ezber yaptırınca öğretmen değil sistemin kölesi oluyorsunuz.
idealist olanları tenzih ederim ancak çoğunluğu yukarıdaki tiplerden.
Hele hele bedenciler, rehberciler, dinciler falan kendine hiç öğretmenim demesin. Yattığı yerden para kazanan bomboş 3 tayfa amk.
Kim sorarsa pedagoji bilirler bu öğretmenler demekten de çekinmezler "hö! Bön pödögöji biliorum" bok biliyorsun!
O yüzden çalışkanları cam kenarına tembelleri en arka sıraya koyuyorsun. Gürbüz, ali'ye zorbalık yapınca ilgilenmiyorsun. Sınıftaki çocuklara en ufak yaramazlıkta haybiyeden demediğini bırakmiyorsun ama yaramazlık yapmamalari için onları teşvik etmiyorsun.
Çocuk düşük not alınca "x 10 aldın höhehe" deyip mal mal sırıtıyorsun çocuğu arkadaşları içinde salak gibi hissettiriyorsun.
Özetle öğretmenlerin çoğu hiçbir şey vermeyip çok şey almak istiyor. E normal olarak alamayınca da bik bik bik kafa s*....
Öğretmenlere gelene kadar kutsal sayılacak bir sürü meslek var. Sıçmışım öğretmenine.
pandemi dönemi ekstra yormasına ragmen yatıyormuş gibi gözüken meslek grubu. nşa da benim işim 15.35 de biterken pandemi döneminde gece yarısı bile öğrencilerle muhatap olabiliyorum . ki bu beni çok yoruyor.
Çoğu insanın hayatını en çok etkileyen meslek. Özellikle ilkokul öğretmeni. Sana inanırsa acayip bir özgüven aşılar ve hayatın boyunca mutlu başarılı kendine güvenen biri olabilirsin. Ama kötü bir öğretmense belki de hayatın kayar taa o yaşta okula küsersin.
Böyle bi dizi var, reklamları çıkınca bile degistiriyorum kanali. Nasil bi okulsa artık öğretmen psikopat öğrenciler manyak. Dizi sektörünün geldiği noktaya bak.
Koronadan sonraki ilk bölümü bugün yayınlanacak olan efsane dizidir. Sadece dördüncü bölümünde korona yüzünden ara vermesine rağmen büyük bir hayran kitlesine sahiptir. 5. Bölüm fragmanına buradan ulaşabilirsiniz; https://www.youtube.com/watch?v=GbjaUCkQ5bg
Yaklaşık 3-4 gün önce öğretmenler lehine ben de bir kaç entry girmiştim ama hergün bu mesleğin aşağılandığını görmek kendimi rahatsız hissettirdi.
Hiç unutmam küçük çocuğunu bizim okulun kreş bölümünden alıp okul sonrası etüt yapacağı için yanında getiren bir hocamız vardı. Çocuğuna yaklaştığı şefkatle bize yaklaşırdı.
Bazen böyle insanların da olduğunu düşünüp, bu meslek hakkında kötü yorumlar okumak, ki kendim de daha önce bu yorumları yaptığım halde, kötü hissettiriyor.
Kutsal meslek diye tabir edilen mesleklerden olup, haklı ya da haksız olarak bu kadar ayaklar altına alınması üzücü.
avrupa ve abd'de bir öğretmen en az 3000 euro maaş alıyor.
burada ise 430 euro alıyor almıyor. oldukça az bile.*
ek olarak yaşadığım köy sayılabilecek bir ilçede bile bütün okul seminer yüzen bu belayı* kapmış.