bugün

biz küçükkene anneden, babadan sonra en çok sevilen aman dejanere günümüz toplumunda * bızdırk veletlerin alay konusu olan ve her sınav sonrası isimlerine kaşar p.zevenk gibi sıfatlar eklenen, bi kısmın gercekten hakkıyla icra ettiği bi kısmınınsa salla başı al maaşı tezini uygulayarak icra ettiği meslek türü.
kendilerine hoca denmesinden hiç hoşlanmadığım fakat herkez hocam hocam derken öğretmenim dediğimde de kendimi mal gibi hissetiğim saygı sevgi hakeden meslek gurubu.
dil hareketinden tasarruf olsun diye bazen örtmen*şeklinde söylenen kelime.

(bkz: tembelliğin son noktalarında sörf yapmak)
sene boyunca gevezelik edip cıldırtılan sene sonuda süt dökmüş kedi gibi not dilenilen insan.
ogrencilerine ders ile konu ile zaman zaman * hayat ile alakali bilgiler sunarken kendisi de onlarin her tavrindan, bakisindan * yahut yorumundan hayata dair pek cok sey ogrenen insandir.
ogrettigi * seyin ogrenilmis oldugunu gormekten * fevkalade haz duyan mesakatli meslek icracisidir.
vefakar insan. ama, bu ülkede öğretmenseniz saygı görmemeye mahkumsunuz. bu ülkede öğretmenseniz susmaya mahkumsunuz. bu ülkede öğretmenseniz aç kalmaya da mahkumsunuz.
üniversiteden mezun olmak iin binbir zorlukla karşılaşan fedakarlık eden, sonrasında kpss diye bir zımbırtıya marus kalan ve eğer ki kazanır ise, üç kuruş maaşa boyun bükerek öğrencilerini en iyi şekilde bilgilendirmeye çalışacak olan ve eğiten yüce kişilik.
(bkz: über alles) *
oh işten çıkarılma korkusu yok, özel derstende parayı kıvırırım, yılda 3ay da tatili var zihniyetinin ele geçirdiği meslek. yoksa biz de seviyoruz öğretmenleri.*
ilkokulu 25 senede bitiren kimsedir. *
" hiçbir zaman öğrenemeyen, öğretmen olur "

oscar wilde
sırf tatili çok, rahat diye herkesin tercih etmemesi gereken meslek.
başarabileceğine inanan kişiler seçmelidir, dışardan göründüğü gibi değildir, yeni nesille uğraşmak gerçekten zordur.
bu güne kadar, bu insanların mesleğine kutsal denilirdi ve kabullenemezdim. çoğu bunu sahiden haketmiyor. bir çok öğretmen vasat, geri kalanı ya sahiden çok genç ya da yaş başı geçmiş, fakat yolun çok başında. iyi öğretmekten ötesine inananları nadir bulunur cinsten. kısıtlayıcılık ve aşağılık kompleksi yaygın bir hastalık.

fakat öyle bir öğretmen çıkar ki karşınıza, yılların kazanımı olan ön yargı siliniverir. an ihtibari ile, varlığına inandığım; kendini yetştirebilmiş, insan olabilmiş, verim ve kazanım uğruna aklına ne gelirse yapan öğretmenler topluluğundan, bir kişiye rastlamak büyük şanstır.
kreş ve anaokullarda tapılan, ilkokulun ilk basamaklarında tapmanın yerini yavaş yavaş çok büyük sevgi, saygı ve korkunun aldığı, ortaokulda yavaş yavaş pek sevilmemeye başlanan, lisede potansiyel düşman gözüyle bakılan, üniversite ve sonrasında da genellikle korkulan ve korkuya bağlı saygı duyulan otorite figürü. ayrıca almak yolunda ilerlediğim akademik sıfat.
öğretmenliğin ne kadar fedakarlık gerektirdiğini bilen, hergün yüzlerce öğrenciyle ilgilenen ve vakit geçiren, onların dertlerini dinlemek için çaba sarf eden ,o gün anlatması gereken dersi layıkıyla anlatan ,bu da yetmezmiş gibi akşam eve gittiğinde ders çalışan ve bu da yetmez gibi kendini bilmez bir sürü veliyle uğraşan ,bunların sonucunda da hiç bir şey yapmıyorlar ,birçoğu beş para etmez yakıştırmalarıyla ve sadece para için bu mesleği yapıyorlar diyen kendini bilmezlerle uğraşan fedakar öğretmenler........
tek başına bir değer ifade etmeyen meslek.

öğretmenlik yapılan, olunan bri şeydir. Bu nedenle hak edenlerin her zaman sevildiği meslektir. Hak etmeyenler ise yıllar geçse de unutulmaz.

Kendimden biliyorum. bir zamanlar öğrenciyim, şimdi öğretmen.
alıntıdır ...
Ortalama 70 kişilik sınıflarda ders yaparlar. Oysa bu bir köy nufusü bile değildir.işlerini okulda bitiremez. Beceriksizdir. Sınav, plan, vs. işlerini evine taşır.Mesleğinin kutsal tarafını görmez. Bu işi parasız yapması gerekirken kucak dolusu para alarak hazineyi zarara sokar.Takım elbise, ayakkabı, kitap vs. gibi lüks alışkanlıkları vardır.Öğrencilerden Dayak yediği zaman, canı yanınca bağırır. Gürültü yaparak çevreyi rahatsız eder. Öğrencilerin bu gibi savunma sporu çalışmalarına güçlük çıkarır. Çok sevimli bir bakanları vardır. Onun her lafının altında artniyet veya para ararlar. Sosyal etkinlikler düzenleyerek hafta sonu ve mesai saatleri dışında öğrencileri rahatsız ederler.Her biri bir Einstein olan genç beyinlere zayıf not verirler.(Sonrada bakanlığı af çıkarma ile uğraştırırlar.)Okul önlerindeki serseri denilen aslında çok efendi olan gençlerden korkarlar. Onların bıçak silah vs. taşıdığını iddia ederler. Bu çocuklara iftira atarak onları rencide ederler.Öğrencilerin şaka amaçlı küfür ve tacizlerini anlayacak espiritüel zekaları yoktur. TKY çalışmalarında kaynak yokluğundan şikayet ederler. Ceplerinde akrep vardır, ellerini ceblerine atıp, sayın bakanlığa parasal destek yapmayı hiç düşünmezler.Her gün yüzlerce öğrenci ile uğraşıp 2 ay tatil yaparlar. Çocukları bu süre zarfında eğitim hakkından mahrum bırakırlar.Paraya ihtiyaç duymazlar. Hayır sahibi Bakkal, manav ve kasaptan veresiye alışveriş yaparlar. Hayrı bilmezler. Söylenirler.Aşevi gibi kurumlardan ücresiz yemek alma imkanları olduğu halde gereksiz yere utanırlar.Velileri toplantılaraçağırıp çocuklarının dedikodusunu yaparak ana-baba ile evladın arasını açarlar.Lisedeki minimini yavruları muhatap alırlar. Bazen bir yerleri kırıldığı veya bıçaklandıkları zaman bu minimini yüreklerin sevgi gösterilerini haftalarca rapor alarak kötüye kullanırlar.Okuldan gece 12 bile olmadan çıkarlar.işportacılık, esnaflık gibi işlerle uğraşarak zengin olmaya çalışırlar. Fakir esnafa rakip olurlar.ilksan gibi kurumlara para ödemek istemezler. Onlar için memleketimin dağlarına yatırım yapılır, itiraz ederler. Torunlarının torunlarına arsa bırakmak istemezler. ileri görüşlü değillerdir, bin yıl sonraki yatırımı görmezler. Üstüne üstlük skandal çıkarıp, Memleketin huzurunu bozarlar. Hepsi son derece mutludur. Bakanı yıpratmak için anketlerde mutsuzuz derler. Bakanı her fırsatta üzerler. Onların sıkılmamak için bir çok nedenleri vardır: Okulda kütüphane memurluğu yaparlar. Şikayet ederler.Okulda temizlik yaparlar. Şikayet ederler. Okulda soba yakarlar. Şikayet ederler. Okulda fakir öğrenciler şahsi yardım ister. Şikayet ederler. Köylü şikayet eder. Şikayet ederler.Köylü dayak atar. Şikayet ederler. Köylü görücü olmak ister. Şikayet ederler. 6 ay yollar kapanır, uludağ kapısına gelir. Şikayet ederler. Eşkiya gelir ziyaret eder,hal hatır sorar anlamazlar. Şikayet ederler. Hep şikayet ederler. Hiç memnun değillerdir. Öğretmen bu ülkenin çıbanbaşıdır. EĞiTiM SORUNU denilen şey esasında budur...
ogrenciye hakarette suc almayacagi bir meslege sahip olan egitim kisisi ayrica.

http://www.milliyet.com.t.../12/14/yasam/axyas02.html
atanalım diye önce kpss engelli koşusunda ter döken sonra rakiplerini geçip ipi göğüsledikten sonra devletinin onu münasip bi yerde, ucuz bi şekilde değerlendirdiği öğrenme kılavuzu..
özellikle son yıllarda, medyamızın açıkça saldırdığı kutsal mesleklerden biri.
memleketin genel gidişatı, sebepleri ile ilgili en basit analizleri bile yapmaktan uzak beyinlerin sık sık hömkürdüğü mazlum meslek erbabı. (bkz: günah keçisi)
özel ders vermeye canatan kişi.
ilkokul 5. sınıfa kadar kişi eğitim öğretimine katkıda bulunan şahsiyet...*
eğitim ve öğretimden çok her işi yapan devlet memuru.
(kadrolu sözleşmeli ve ücretli olmak üzere ayrımı yapılmış değişik bir meslek)
kıt kanaat geçiren bir öğretmenin,geçim sıkıntısını anlatan.cüzi maaşından dolayı ek işler yapan ve en sonunda bu ekonomik krize dayanamayıp
delirmesiyle son bulan bir kemal sunal filmdir.filmde iki kare beynime kazınmıştır birincisi kemal sunal'ın oğlunu simit satarken suratının aldığı ifade,bir diğeri ise filmin en sonunda okuldan deli gömleği ile tımarhaneye götüldüğü sahne.bikaç sene evvel kanal d de gösterilmişti,lakin ender yayınlanan kemal sunal filmlerindendir.sağlam filmdir,tavsiyedir.