benim arkadaştı, sınıfca küfür eder, sonra defterini almak için sıraya girerdik.. ben üçüncü evetten sonra derin hülyalara dalardım. kantinde bir kız vardı adı ebruydu gülümsediği zaman evlilik, çoluk çocuk ne varsa hayata dair bir kaç dakikaya sığdırırdım. ögretmenin sözlerini arkadaşım yazdı merak etmeyin...
gerizekalıdır.
bi gün ortaokulda yine hoca yazdırıyordu,
+ halk edebiyatımızda
- evet
+ şairler
- evet
+ çok içten çok duygusal
- evet
+ evet demeyi kesss..!! diye bir söylem, içimizin yağlarını eritmişti.
ilkokulda en uyuz olduğum tiplerdir. her bi halta evett hi hi deyip ondan nefret edilmesini canla başla ister gibi gıcıklık yapar. herkesten çalışkan olduğunu kanıtlamak çabası içinde olan tipik tiptir.
en önde oturur, ağzınını büzüştürür evet dedikten sonra, kaşları da kalkıktır afedersin. gözlüklüyse bir de tadından yenmez. hoca da sever bunu bakma sen.
sonra bu it üniversiteyi ilk senesinde kazanır, 4 yılda bitirir, hemen askere gider, iş bulur, evlenir. haberini aldıkça hep geride kalmışlık hissi uyandırır. çünkü hep geriden takip ediyorsundur o iti. "ya ne var ilk senede kazanınca noluyor yeaa! üniversiteyi 4 yılda bitirmeyeceksin dalgana bakacaksın biraz! ben evlenmeyecem ki yeaa!" der durursun ama kimse sallamaz. kim daha mutludur bilinmez.