bu gün hiç dersim olmayan bir okulda maddi durumu parlak olmayan sevgili öğrencilerim tarafından hatırlanıp küçük bir hediye almamın verdiği inanılmaz mutluluk ile borsada kaybettiğim 5000 tlnin önemini kaybetmesi. para pul her zaman kazanılır ama bir kaç öğrencinin karşılıksız sevgisi sadece yaşayan bilir.
isteyerek bu mesleği seçen ve hakkıyla yapan insanların eli öpülesidir. öğretmen hem hayata hem sınavlara hazırlamalı. çocukları sevmeli öğrettiği her şeyin gururuyla devam etmeli.
milli eğitim'e bağlı bir öğretmen değilim. özel ders de vermiyorum. aslında verdiğim dersten de para alıyor değilim. yeditepe üniversitesi'nin kayışdağı etüt projesi kapsamında bu gün ilk bir sınıfın dersine girdim. 7. sınıf çocuklar bana öğretmenim diye hitap edince içim kıpır kıpır oldu. gerçekten büyük bir haz. ve kesinlikle çok güzel.
herkesin yapabileceği bir şey değilidr, öncelikle bir öğretmen her zaman öğrenci kalmayı başarabilmeli, yani öğrenmeye açık olabilmelidir. sabırlı ve şafkatli olmayı bunlardan ayrı tutuyorum.
Atatürk'ün yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır dediği öğretmenlerimize; öyle büyük bi saygı duyuyorum ki, öyle büyük bi gıpta ile bakıyorum ki anlatamam.herkesin yapabileceği bişey değil kesinlikle. sabır,azim ve en önemlisi çok büyük bir şefkat gerektiriyo.
parası güzel diye herkes meraklı olmaya ama zor meslek vesselam. zor dediysem şu açıdan zordur yoksa şartları tabi ki rahat. bir kimseye bir şeyi usulüyle randımanlı öğretmek yetenek ister. herkes beceremez. ama aksine yapan yapamayan herkes öğretmendir bu memlekette. sonra 20 yaşına gelmiş hala sığır gibi etrafına bakan bir nesil yetişiyor haliyle. herkes öğretmen olmasın! bu memleketin çöpçülere de ihtiyacı var!
-Anlamayan varmı çocuğlar
+ben
-dinleseydin çakkal adam napıyordun
+e anlamadım hocaaaam
-bidahaki sefere dinlersin ögrenirsin tamam mı yevrum... Çakkal
ilkokul:
-anlamayan varmı?
-bakın anlamayanınız varsa söylesin
-anlamayaaaaan?
+ben anlamadım hocam
-(yiiihu)tamam şurası mı bla bla bla
-anladın mı yavrum
+ııııı
-yavrum bak şurası şöyle vs. Vs.
+ıı tamam öğretmenim
öğretmen biraz bakınır çocuğa ve
-gel yap bakalım
+ben mi
-gel hadi gel
Öğretmen defalarca anlatır o ne güzel öğretmendi aaah ah (bkz: Mustafa Örer)
öyle kutsallıktan dem vurmayacağım. inşaatlarda çekiç sallayanlarda kutsal. en nihayetinde emek veriyor bu adamlar. emek, bu önemli.
öncelikle belli zorlukları beraberinde getiriyor tabi. mesela ailesinden ilgi görmemiş sürekli suçlanmış obsesid tipler sizin öğrenciniz oluyor, onların sorunlarıyla ilgilenmek zorunda kalıyorsunuz ki bu göreviniz. öğretmen herkes olur. maksat eğitimci olmaktır. kutsal mutsal... geçin bunları. ama bir nesil var, onlardan umutluyum. seviyorum işimi.
anck bazı özel durumlardan dolayı belli süre okulumda olamayacağım. sıkılmaya başladım şimdiden.
özel ders vermediğin sürece rahat olandır. lan geçen hafta ders verdiğim çocuk bana "sen istediğin kadar anlat, dinlemeyeceğim. benim aklım şimdi bilgisayarda. kendini yorarsın, anlat sen ama umrumda değil. annem babam para verdiği için buradasın." dedi. yarın yine bu çocuğa gidip ders vereceğiz. ***
kutsal bir meslek edinmektir. türkiye'de ise bu kutsal mesleği taşıyacak kapasiteye sahip o kadar insan varken, bu insanlara hak ettiği değeri veren bir devlet yoktur. çorap değiştirir gibi eğitim sistemi değiştiren bir devlet, bu kutsal mesleği yapmak için can atan insanları, yarına yön verecek küçük adamları hiçe saymaktadır.
türkiye çok garip bir ülke. en basitinden örneklemem gerekirse kpss tercihinde ''neresi olursa olsun giderim.'' diye bir tercih var. sözüm, dağ başı ya da ovanın göbeğinde bir köye gitmek değil. ''sizin * düzen sağlayamadığınız, barış getiremediğiniz, halkın bana kötü gözle bakacağı, canımın tehlikede olacağı, kaçırılma ihtimalim, ölme ihtimalim olan yerlere gitmeyi de göze aldım.'' demektir o tercih.
gidene ne diyebilirsin ki? adamı muhtaç etmişsin paraya ey hükümet. sen ki ''asgari ücret tekel işçilerine bir velinimettir.'' diyen bir hükümetsin. sen ki halkını, öğretmenlerini 1.500 liraya, ölümü göze aldırabilmiş bir hükümetsin. sen ki 20 yılda yetiştirilen bir öğretmeni, paraya muhtaç etmiş bir hükümetsin. 20 yılın emeği bir gece ansızın kaçırılabiliyor, öldürülebiliyor. sense buna göz yumuyorsun.
aranızda ''öğretmenlik yatış mesleğidir, hafta sonu yat, milli, dini bayramlarda yat, yaz tatili yat.'' diyenler olacaktır elbet. tabii ki bu arkadaşlarımızın 4+4+4 sistemiyle 80 kişiye çıkan sınıftaki öğrencilerin yaramazlık, gürültü potansiyeli göz ardı ediliyor. derse hazırlanma evresi ve ders esnasındaki yorucu yanları yok sayılıyor. o kadar öğrenciye sınav hazırla, sınav oku geçiyorum. seminerler, veli topları falan geçtim onları.
bütün bunları biliyorum ve ben öğretmen olacağım. neden mi? çok basit, öğrencilerime dini alet ederek bir yerlere gelmemeyi, gelenlere de itimat edilmemesini öğreteceğim. parası umurumda değildir. hayati tehlike her meslekte vardır. ben göze aldım. yarına hizmet etmek istiyorum sadece. yarın bugünden güzel olsun istiyorum. bugünkü rezillikler, yoksulluklar, cahillikler, diktatörlük rejimi yarın son bulsun diye. ben doğru bildiğim şeyi yapmak istiyorum. kimilerinin gözünde ise o zaman enayi oluyorum. evet enayiyim.