4 bölümünü de izledim. nedendir bilinmez kendini izlettiriyor. hatta kalite olarak çok uzak olsa da "okul" adlı türk filmine de benziyor. oyunculukların çoğu kötü, bazıları rezalet, çok azı iyi. bu açıdan eski diziyle de benzer. bence fazla kasmadan sevdiğiniz yönlere dikkat ederek izlerseniz eğlenceli bir dizi olabilir.
*eski dizi'deki gibi saçma sapan diyaloglar, kötü dublaj (ki burada o müdür yardımcısı mıdır ne ayaksa o herifinki rezalet. konuşmalarla dudakların hareketi uymamakla beraber, ses tonu da o tipe hiç yakışmıyor. zaten karakter de çok tırt. ben kötü karakterim diye bu kadar da kasılmaz.), mantıksız (mesela öyle mini eteklerin olduğu okul'da erkekler dayanamaz ya toplu tecavüz vakkaları yaşanır ya da orgy olur) bir sürü şey, özensizliğin (bu neredeyse her sahne'De göze çarpıyor) hakim olduğu bir dolu etken de var.
*eski diziyle aynı şekilde birbirleriyle çatışan iki öğrenci gurubu, bir tane kemal hoca'ya gıcık olan müdür yardımcısı, bir tane de eski dizi'Deki gibi sarı kafalı bir civciv (dilara) var. eskisinde mavi sakal vardı. burada da benzer biri var. bunlar gibi başka benzer şeyler de vardır herhalde. muhakkak ki ileride yine arka sıradakiler öğrencileri bu dizi'De görülebilir.
*eski dizi'de kötü bir gurup vardı. ama bu kötü gurup'un yaptığı en kötü şey müdür yardımcısının arabasını yakmaktı. ama bu dizi'deki kötü gurup daha ilk bölümden bildiğin gariban bir çocuğu öldürdüler sebepsizce. yani eski dizi'dekiler kötüydü ama bu dizi'deki karakterler bildiğin süzme o..spu çocuğu. 4 tanesinin de kız olduğunu düşünürsek bunlara hem o..spu hem de o..spu çocuğu (anne mesleğidir sonuçta) diyebiliriz. eski dizi'dekiler de bir çocukla (fırattı sanırım) uğraşmış ama sonra ona yardım etmişlerdi. buradakiler ise vicdan azabı duymak bir kenara (kızlar biraz duydu gerçi ama çok dengesizler. bazen üzülüyorlar. bazen umursamaz davranıyorlar) sürekli olarak kendilerini düşünüyorlar. zenginliğin verdiği bohem hayatı işte. ayrıca kemal hoca'nın bu öğrenciler yola getireceğini de hesaba katarsak bu heriflerin bu cinayetten yırtmasını nasıl sağlayacağı da benim açımdan merak konusu. tabi şunu http://galeri.uludagsozlu...%C4%9Fretmen-kemal-70813/ söyleyip siktiri de çekebilir bu o. çocuklarına, ölen çocuğa duyduğu yakınlık sebebiyle ki ben en çok bunu yapmasını isterim. gülme krizine girip koltuktan düşebilirim hatta.
ayrıca sınıfın bu (ve okulun) o. çocuklarına tepkisi (olay ortaya çıkınca) de nasıl olacak, merak konusudur. umarım linç ederler bunları da benim gibi linçsever biri mutlu olur.
yine bunun da ötesinde şöyle bir şey isterim. tamam çok uçmamak lazımdır böyle sikindirik bir dizi'Den böyle bir şey istemekle ama "ben x" adlı film'Deki gibi (hani şu kilise sahnesi. sınıf'ta otistik çocuğa yapılan aşşağılamaların, o işi yapanlar kilise'DE otistik çocuğun cenazesindeyken, ekrana yansıtılıp gösterilmesi) bir şey olsa mükemmel olur. hamdi alkanın kapasitesini de çok zorlamamak lazım tabi. üzmeyelim adamı.
*umarım bu orospu çocukları cezasını çeker diyorum. böyle diyecek kadar gaza geldim evet. burslu çocuğun haksızlığa uğraması insanı empati kurmaya götürüyor. e malum türk milleti olarak ezilenlerin yanındayız. bu da dizi'yi takip edip bunlar acı çekmesini izlemek için bir sebep daha veriyor. zaten ben "klass", "ben x" tarzı konulardan hoşlanıyorum. birisinin haksızlığa uğraması ve intikam alması ya da başkalarının intikamı alması çok ilginç geliyor. herhalde beni bu dizi'DE en çok çeken üç şeyden biri bu. diğerleri bülent emin yarar, mini etekler sayesinde izlediğimiz bacak şov.
*dizi'nin en çok ilgi çeken yanı ise etek boyları. gerçekten de dizi'Deki dişiler süper-über-ultra mini (kot) etek giyiyorlar, o da yetmiyormuş gibi alta da seksi fileli çorap geçiriyorlar ve benim gibi olan abazan kitlesinde bir titreşim yaratıyorlar. sağolsunlar varolsunlar.
bu dizi'yi niye izleyeyim diyen bir kitle varsa ben dizi'Deki sevdiğim şeyleri söyliyim.
*entel fulya, tombik çakal çocuk (hani şu balon dedikleri sınıfın kadrolu sapığı) gibi karakterler çok sevimli ve komik.
*kemal öğretmen karakteri çok iyi bir aktör tarafından canlandırılıyor. onun olduğu sahneler tam izlenecek türden. hele nutuk atığı yerler bayağı iyi oluyor ki eski diziyide (bir kısmını) bu sebeple izlerdim. umarım nutuk attığı bölümlerin sayısı çok olur. güzel şiirler okur öğrencilere(dolayısiyle bizlere.)
*dizi'Deki güzel kız sayısı hat safhada. neredeyse hiç çirkin kız yok. benim favori güzellerim selin(pınar alyar), asya(ayşegül erus), nehir(asena tuğal), peri(ege kökenli). bir de esmer kısa boylu bir kız var. ismini bilmiyorum. o da çok güzel. (hani şu batu'yu russian institute stilinde öpen hatun) bu beşi en güzelleri olarak gözüktü bana. ama en sempatik karakter tabiiki de entel fulya(MANA UYGUR). hani şu okul gazetesinin sahibi.
*bundan sonra olacakları tahmin etmek çok da zor değil. kesin olan şeyler yiğit ve nehir'in bütün atışmalarına (ki bu atışmalar bazen yapmacık da olsa kendisini izlettiriyor. hatta nehir'in apaçi kelimesini yiğit'e söylerken "a" harfine uzatmadan söylemesi bende "hönk" etkisi yarattı) rağmen ileride aşk yaşayacak olması ve yiğit'in şimdilik basket takımının malzemecisi olsa da ileri de takıma girip monçiçi batunun götünden kan alacak olmasıdır. ayrıca o. çocuğu olsalar da kemal hoca (nasıl yapacak bilmiyorum ama) bunları adam edecek ve hapisten kurtaracaktır bir şekilde. gerçi ben bu o. çocuklarının linç edilmesini izlemeyi tercih ederim. daha eğlenceli olur.
"scream, i know what you did last summer gibi zeka özürlü gençlik filmlerinin dizisini yapmışlar" diye tarif edilen şey. hani bir tane maskeli dallama kıytırık bir meyve bıçağıyla 15 genci öldürür, herkesin eline tabanca da versen tetiği çekemezler, o eli meyve bıçaklı dallama dünyanın öbür ucuna da katsan karşına falan çıkar ya, işte öyle spastik işler dönüyo bu dizide.
6.bölümü de yayınlanmış olan dizi. hala titretici bacak şovu devam ediyor. ama 6.bölümde bir tane daha artısı oldu.
--spoiler-- saw serisindeki jigsaw'a bağladılar. şu malum oro..u çocukları bir çocukla uğraşıp dolaylı yoldan ölmesine neden oldular ya. ne idüğü belirsiz bir adam ortaya çıktı ve bunlarla oyun oynamaya başladı. sürekli telefon edip birşeyler istemekte. yapmadıkları takdirde uğraştıkları çocuğun çektikleri fotolarını ve yaptıklarını polise iletmekle tehtid etmekte. son yaptığı ise bayağı güzeldi. bir an jigsaw'u hatırlayıp ağladım.
en son bu guruba verdiği talimat arif'in mezarına (ölen çocuk) gidip özür dilemeleri olur. tam özür dileyeceklerkene bu çetenin başı olan batuş (batu) "durun bu bir tuzak olabilir" der. ses kayıt cihazı bulurlar mezarda. derlerki "işte bulduk. bizi kolay lokma mı sandın". play tuşuna basarlar ve jigsaw sesi edasıyla söylenmiş şu sözleri duyarız ;
"beni yakaladınız. öyle mi? acıyorum halinize. herbiriniz kendisini akıllı zanneden ahmaklardan başkabiri değilsiniz. her seferinde beni hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. ama ben sizin kadar acımasız değilim. size bir iyilik yapıcam. hepinizi birden polise ihbar etmicem. çünkü hepinizi toplasan bir adam etmezsiniz*. bu yüzden hepinizin hapse girmesine gerek yok. içinizden birinin bu suçu üstlenmesi yeterli. kararı siz verin. ya biriniz ya da hepiniz hapse gireceksiniz."
yani adam bir nevi hem "bana göt oluşun resmini çizebilirmisiniz?" diyor hem de ileride bu gurubun arasını açacak olan bir teklif sunuyor. hamdi alkanı tebrik edyorum bu orjinal fikirleri için. ama bu o. çocukları bu kaydı dinlerken arif'in resmiyle aynı kare içinde gözükmelerini iyi düşünmüş. hakkını da verelim yani.
bir de anlayamadığım bir şey var. mesela bazı karakterler (sebepsiz yere) olmaları gereken yerde olmuyorlar. mesela cenaze töreni oluyor. herkes orada. ceren denen kız yok. ya da sınıfta ders oluyor. doruk mudur nedir o yok. hı bunları tikliyormuyum. hayır ama yine de dikkatimi çekti. galiba set'e çekimlere yetişemiyorlar!
neyse efendim. bacak şov tüm hızıyla devam etse de bu dizi'nin en güzel yanlarından olan kemal güngör karakteri bu bölümde yoktu ve bölüm nedense boş geldi bana. dikkatle takip ediyoruz sütunları sayın seyirciler.
--spoiler--
yozlaşmış kültürümüzü meşrulaştırma çabası içinde olan ve önemli olanın iyiyi yönlendirmek değil kötüleride yönlendirebilmek olduğunu anlatmaya çalışan bir öğretmen modeli.
--spoiler--
son bölümü (7.bölüm) en güzel bölümüydü herhalde. özellikle dilara karakterinin masal anlattığı yer çok etkileyiciydi. hani "muhafız kımıldamamış" masalı.
mini etek olayı ise hala devam etmekte. rtük hala nasıl izin veriyor anlamadım vallaha. en küçük şeyde ceza verenler buna izin veriyor. bu tabii ki güzel bir şey(swh.)
iki üç tane ayar sahnesi vardı 7.bölüm'DE bölümün başında müfettiş kılıklı adamın "sizi sıkıştırmamı ya da sizi bırakmamı söylerler ama tek değişmeyen şey benim fırça yememdir kemal hocam" (buna benzer birşeydi) demesi sırıtmama sebep olmuştur.
bölümün sonlarına doğru ise yiğit karakteri hem kendileriyle uğraşan züppe çocuklarına kapağı takmış hem de iyi bir karakter olan ama aynı zamanda şımarık olan nehir adlı karaktere de ayarı vermiştir ;
züppe çocuk kaan : pota altında dolaşma. kafana top gelir aptal olursun.
fakir ama gururlu ve burslu çocuk yiğit : siz o yüzden mi böylesiniz? herhalde top sürü olarak kafanıza çarptı! (tabi muhabbet kolej'in basketbol salonunda gerçekleşiyor. yiğit malzemeci diğerleri basketbolcu)
kaan : hebele hubele (ha bir de bu arada mert denen zengin ama iyi çocuğun bu kaan'A "noluyo lan sifon?" demesi de ayrıca yarmıştır)
(nehir yiğitten özür dilemektedir) iyi ama şımarık bayan karakter nehir : bir kere gözlerime laf edemezsin benim. güzeller çünkü. (cidden güzel kız bu arada)
fakir ama gururlu çocuk yiğit : evet bir yıldız gibi parlıyorlar.
(burada kız kendini beğenmiş bir şekilde sırıtır)
fakir ama gururlu çocuk yiğit : yıldızlar neden parlar biliyor musun? bir gezegen yokolduğunda yayılan ışığıdır o gördüğün. tıpkı senin gözlerin gibi!
nehir : hönk!! ne bu şimdi iltifat mı hakaret mi?
yiğit : sen karar ver! (der ve gider)
nehir : hönk!! (yeniden)
--spoiler--
liseli kız diye bütün kaşarların toplandığı dizidir.. bu ne lan ? koca okulda çocuksu bir tane bile liseli kız olmaz mı, hepsi mi yollu olur arkadaş, biz nasıl bir lisede okuduk da böyle kızlar yoktu hiç lan, vay arkadaş lan ! lan lan lan !!!
