Sòzlukteki öğretmen düşmanları yine iş başında. Sanirim burdaki ağlaklar öğretmenler değil de bu başlıkları açan ve altına destek yazıları yazanlar gibi duruyor. Ağlamayın, çalışın girin eğitim fakültesine, geçin kpss'yi, atanabilen şanslılar arasına girin, tabirinizle siz de yan gelip yatın. Ama lütfen sözlük köşelerinde kıskançlık krizleriyle ağlaşmayın.
atama beklerken inşaatlarda çalışıp can veren pırıl pırıl öğretmen adaylarının olduğu bir ülkede fazlaca göze batan ağlamadır. beğenmiyorsanız istifa edebilirsiniz. kimse kimseyi zorla tutmuyor.
Agliyorlar, durduramıyoruz. Seminerden sonra birde telafi eğitimi varmış ayın 18ine kadar. Sonra da yüzyüze eğitim başlıyor, bu sene çok yorulacak bunlar. Bir de tatilde hastalık kapıp seminerde diğer öğretmenlere bulastiranlar var ki bunlar da devleti suçluyor. Neyse zamanla alışacaklar.
sayın haşmetli bakanımız son noktayı koydu. meb kaynaklarındaki en büyük yük öğretmen maaşı dedi. yani havlamayın ocakta zam vermem haaaaa dedi.
helal bakanım. dinsizin hakkından imansız gelir.
Çocuk bakıcılarına 4700₺ fazlaydı bile zaten.
Ben biraz daha beklenilmesi taraftarıydım, türkiye nin her yerine dağılmış öğretmenler seminerlerle bir araya getirildi
O ortamlarda birbirlerine bulaştırıp ordan da herkesin kendi sınıflarina bulaştırması çok olası
Büyük risk alındı bence.
Seminer gereksiz bir şey. Uzaktan da yapılabilir ancak asıl konu bu değil. Özlük hakkı verilmeyen, iş yükleri insani boyutu aşan, her gün nöbete 3-4 takım formayla gidip hepsini üzerinden kovayla su dökülmüş gibi terleten, üç kuruş fazla bir şey almadığı halde halkın gözünde çift maaş aldığı sanılan sağlık personellerinin sağlık bakanına seslerini duyurabilmek için twitterde yaptığı etkinliklerde sağlıkçı camiaya karşı en çok havlayanlar çemkirenler bu öğretmenler oluyor. Sahada olmayıp evde yan gelip yatarak işlemedikleri ek derslerin parasını bile alan öğretmenler bize destek olmaları gerekirken köstek oluyorlar. işte asıl mesele bu.
Ne yazık ki öğretmenlerin çoğu bu kafada. Aklı başında olan öğretmenlere lafım olamaz zaten.
Pazartesiden beri hergün kuzenim whatsapptan ağladı. Hatta birgün cidden beni de ağlattı, yok beni 12 de cıkarmıyorlar zalimler filan diye ben de onla agladım. Ulan resmen beni manipüle etti karı. Telefonu bırakana kadar derdiyle dertlendim yuh ya bunlar varya cok tehlikeliler coook.
son gunlerde medyanin bunlari sevimli gosterme cabasi da baska bir
komedi.
neymis efendim karantinadaki insanlari kontrole gidiyorlarmis sanki yatarak aldiklari maas yetmiyor gibi.
ha madem boyle bir ekip lazim neden iskur bahcesinde yatip kalkanlar degil de zaten hali hazirda bedava maas alan ogretmenler gorevlendirildi.
ne yapsaniz egreti duruyor ne yapsaniz olmuyor goze batacak.
iskurun onunde issiz kalip aglayarak cay satan dayi seni de unutmadik.
Dün kuzenimde baş gösteren ağlaklık. Kendisi 10 günlük ege turundan yeni döndü ve bu zavallıları zorla ögretmen odasına sokup seminer vereceklermis, ögretmenler virüs kapsaymışta millet rahatlasaymış. Zaten herkes okulları, cocuklarını başından atmak icin açılsın istiyormuş.
Benim arkadaşım marttan beri okullar kapalı olduğu icin iki ilkokul cagında cocugunun üzerine kapıyı kapatıp işe gidiyor. Aklı bütün gün evde, virüsten dolayı aile büyükleri de gelemiyor. Gelen yasaklar baslayıp mahsur kalmaktan korkuyor. Fabrikalar, isletmeler, hastaneler, alışveris mekanları, restaurantlar her yerde insanlar deli gibi çalışıyor önlemini alarak. Acılmayan kreşler yuzünden o cocukları kime bırakıyorlar allahbilir. Gecen bir hemsire hanım tokattaydı sanırım, 2 cocugunu komşusuna bırakıp gitmis ve yangın cıkan evde cocuklarını kaybetti kadıncağız.
Bir seminer icin kıyameti koparttı kuzen, müdüre saydırdı filan, ben de nasibimi ögretmen düşmanı olarak aldım cünkü maskenizi takın mesafeli oturun dedim diye.
Her meslekte bulunan dangalakları kendinize kalkan yapıp bütün öğretmenleri aşağılama hakkı buluyorsunuz. Hayır efendim öğretmenlerin büyük çoğunluğu okulların açılmasını istiyor. Seminer uzaktan olsun diyenler de bu ülkede öğretmenlik yapmayı hak etmiyorlar.
Sene başında olan toplantı çok önemlidir.hele şu covid döneminde çok önemli kararlar alınacaktır.yuz yüze olması lazım ancak tüm önlemlerin alınması lazım.ben izmir bucada yaşıyorum.5 aylık süreçte değil şehir dışına konağa veya Alsancaga inmedim.ablamin yazligina bile gitmedim.her an maske ve siperlik taktım.umarim herkes kurallara uymustur.toplantida coronaya yakalanmak istemem.
mutlu öğretmen görmedim zaten. ama bu konuyu çok abarttınız zaten okullar açılmayacak. seminerleri de biliyoruz yani çay kahve içilen telefonla oynanan bir yer.
Belki taşa tutacaklar beni ama bu ağlaklık yeni değil.
Yıl 2009 ya da 2010. Çalıştığım işyerinin anlaşmalı lokantasında üç öğretmen yemeklerini yemiş çaylarını içerken hararetli hararetli tartışıyorlardı. Bu kadar hırslı konuşacak ne olabilir diye kulak kabarttım ve şunu duydum; "hiçbir özlük hakkımız yok!" Bunu duyan diğerleri de onu onaylarcasına kafa sallıyorlardı.
Kamuda kadrolu bir öğretmensin ve özlük haklarımız yok diye ağlıyorsun.
Eğer yurtdışında doğup büyümediysen, türkiye'de yaşadıysan ve diğer sektörlerdeki çalışma şartlarını gördüğün halde ağlanıyorsan, ya ağır şerefsizsin ya da nankörsün.
Tabi o zamanlar çocuk sayılırım. Çıkıp bunları diyemedim ama hala böyle düşünen varsa harfi harfine üzerine alabilir.
Ben atanmış olsaydım değil seminerlere tek tek öğrencilerimin evlerine giderdim, uzaktan eğitim imkanları var mı yok mu tespit ederdim. marttan beri ebadan tek ders vermemiş, plajlara otellere tıklım tıklım yerlere tatile giden insanlar gelmiş burada virüsten bahsediyor. kaç aydır sağlıkçılar gece gündüz çalışırken onlarınki can değil sanki de kendileri bi hafta seminere gidince canları kıymetli oldu. sonra yok efendim neden öğretmenlere toplumda yatıyor gözüyle bakılıyor. e sen her fırsatta tembelliğe vurursan öyle bakarlar tabi. Anlamıyorum eğitim sistemini eleştirmeye gelince her öğretmenin bir lafı var ama çabalamaya gelince kimse elini taşın altına koymuyor.
öğretmenler cidden neden her şeye ağlıyorlar? ilkokulda kendini yerlere atıp ağlayarak şiir okuyan tipler olurdu. öğretmenler de bunları görünce kendilerini kaybedip ağlamaya başlardı.
