öğretmen atamalarının gecikmesi

entry1 galeri0
    1.
  1. 2005 yılında milli eğitim bakanlığı artık eğitim sisteminin yapılandırmacı eğitim modeline uyarlandığı ve bu minvalde artık sınıfların 20-24 kişi arasında olacağı ve okullarda eleştirel düşünceyi yaygınlaştırılmasının teşvik edileceği yönünde radikal bir değişim başlatmıştır. Ancak hükümetimiz birçok konuda olduğu gibi bu konuda da söylemek ve karar almaktan öteye geçmemiştir. Ülkenin daha ileri standartlara ulaşabilmesi için eğitimin ne denli önemli olduğunu kimse aksini savunarak tartışamaz. Ancak bugün okullarımızda 70 kişiye varan sınıf mevcutları ve yetersiz atamalar yüzünden öğretmen kadrosunun büyük bölümü nr oldukları belli olmayan ve üç kuruş paraya çalışan ücretli öğretmenleri ile her geçen gün düzeltmek ve daha iyi hale gelmek yerine git gide daha fena ve kötü bir hale gelmektedir. Her yerinde aksama her yerinde sorun olan bu sistem en baştan üniversitelerdeki eğitim fakültelerindeki kontenjanları düşünerek yanlışın orada başladığı görülebilir. Senede maksimum 40000 ogretmen alan bir devlet 120.000 öğretmenlik kadrolarını üniversiteye alarak zaten istihdam konusunda elinden gelen en kötü stratejiyi uygulamış oluyor. Her sene artan atama bekleyen öğretmen sayısı ve sinif mevcudu bakanlığın ülkenin başlarına karşı nasıl da çaresiz bir halde olduğunun açık göstergesi gibi. Başka bakanlıklar milyarlarca dolar bütçeyi Fütürsuzca harcarken 2071 hedefi ile yola çıkan iktidar geleceğe yatırım yaparken sacma sapan bütçe politikalarına takılıp eğitimi sadece zenginlerin bir hakkı haline getiren bir düzenin önünü açıyor. Yaşlanan öğretmenler emekli olup da çalışmadan maaş almasın diye emekliliği ertelemenin teşvik edildiği bir ülkenin gelecek nesilleri yetiştirme politikası fakirlikle savaşan Afrika'yı andırıyor. Bütün bunlar bir yana artık açık ve net bir şekilde görülen şey bu sistem neticesinde yetkilikleri azalan yeni nesil sadece sayısal üstünlük haline gelmiş ve utanmayanlarda bundan gurur duyuyor. Ülkenin ihtiyacı olan uzman kaliteli doktorlar ve mühendisler lys den 120.000-130.000 gibi siralamalarla yerleşip okuldan sonra okumuş ve karın tokluğuna çalışan kendi işini yapmaktan aciz insanlar guruhuna katılıp eğitim sisteminin yanlış teşhis koyduğu hasta olarak tedavi ve ameliyatlar geçirerek hayatını ikame ettiremiyor. Ülkemizde bunun birçok örneği malesef ki mevcut. Isteyen araştırabilir. Örneğin ben bir matematik öğretmenliği mezunuyum ve bankacılık yapıyorum. Insanlarin daha mutlu bir hayat yaşamak için verdiği vergiler malesef belki de hiç kullanılmayacak askeri icatlara sonucu belli olmayan yatırımların teşviğine devlet ekranının korumalarına onlara tahsis edilen uçaklara ve halkı uzaktan yakından ilgilendirmeyen bir sürü sacma sapan şeylereharcaniyor.

    Bugün halen hangi branşta kaç ogretmen eksik bunu bakanlık bile bilmiyor. Lise zorunlu hale getiriliyor ancak lise sayısının yetersiz olmasından dolayı öğrencilerin yüzde doksanı mudur.

    Hasılı kelam bu sistem duzelmedikce ülkenin yarınları ve malesef bu bir kısım kendini bilmez densizin ovunup durduğu genç nesil de harap olmaya devam ediyor.

    Rabbim yardımcımız olsun.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük