Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki...
Para ucuz bir başarı.
Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.
Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki...
iki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.
Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
insanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki...
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.
Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
iki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
"Öğrendim ki...
iki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor."
"Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır. "
beni en çok vuran kısımlarını yukarıya aldım ve her kısımdan çıkardığım dersler ile şiirden öte birşey bu diyorum.
farklılıkları, yaşamadan bilinemeyeceğini, aslolanın kendine-özüne sadık olmak olduğunu, bahaneler yerine kendimiz olma yolundaki serüvene devam etmek gerekliliğini ve en önemlisi herşeye rağmen "umudu" ne kadar güzel vurgulayan, adeta birkaç satıra hayat felsefesinin tamamını sığdıran enfes şiir.
öğrendim ki
insan büyüdükçe bizim zamanımızda diye başlayan cümleleri kurmaktan zevk alırmış
yıllarca beklenen 18 yaşdan sonrası su gibi akıp gidermiş
özgürlüğün bedeli yalnızlıkmış ve yanlızlık bir seçimmiş
yaşam insana sunulan büyük bir armağanmış her geçen gün boşluklarının doldurulması gereken...
sevdikleri acıtabilirmiş insanın yüreğini bazen istemeden
buna rağmen hafızanın kuytu köşelerindeki ufacık bir sevgi hecesi yetermiş onların olmadığı herşeyden vazgeçmeye
uyumadan aynı rüyayı görebilirmiş yürekten sevenler
sevince gitmeler kolay olmazmış
bir öfke anında silinemezmiş yaşanılan coğrafya
özlenirmiş babaların sert sözleri bile
bir insanın hayatının başrol oyuncusu olmak dünya starı olmaktan daha güzelmiş
gerçek dost azmış bir elin beş parmağını geçemeyecek kadar
hayat ayrıntılardaymış
anneler doğru söylermiş
kardeş, anne babanın yaptığı en doğru şeymiş...
ogrendim ki;
hayat dedilen, bir cay insanlar da seker karıstırdıkca hayattan zevk aldıgımızı sanıyoruz oysa hayatın seni erittigini cay bitince anlıyoruz,
ogrendim ki;
"sen benim icin onemli ve degerlisin" cumlesinin alınan ve verilen en buyuk hediye oldugunu,
ogrendim ki;
birini hatırlamanın ve mutlu etmenin bir telefon konusması kadar kolay oldugunu,
ogrendim ki;
baskalarını affetmenin yetmedigini, bazı durumlar da kendimi de affetmenin gerektigini
ogrendim ki;
sevdiklerine hakettikleri sevgiyi vermeyi ve onları ne kadar sevdigimi soylemeyi asla ertelememeyi,
ogrendim ki;
diplomaların, bitirilen okulların insanı insan yapmaya yetmedigini,
ogrendim ki;
herkesle iyi ayrılmam gerektigini cunku hangisinin son gorusme oldugunu bilmedigimi
ogrendim ki;
birine guvenmenin aylar hatta yıllar aldıgını ama bu guveni yıkmanın dakikalarla hesaplandıgını
ogrendim ki;
tecrubenin yasla degil edinilen deneyimlerle alakalı oldugunu,
ogrendim ki;
gecmiste yaptıgım hatalardan dolayı pismanlık duymamayı hepsinin arkasında durup ama benim tercihimdi demenin kendine olan saygıyı arttırdıgını,
ogrendim ki;
aslında hayattan beklenin sadece tutucak bir el ve beni ben gibi anlayan bir kalp oldugunu,
ogrendim ki;
en buyuk pismanlık birine son defa seni cok seviyorum diyememek oldugunu,
ogrendim ki;
zamanın ne alısmayı ne de unutmayı ogretmedigini.
Öğrendim ki; bazen tek ihtiyacım olan beni anlayacak bir yürektir... Öğrendim ki; inkar edip içime sakladığım hiçbir şey gerçekliğini yitirmiyor... Öğrendim ki; her yaramı saran zaman değil sevgidir... Öğrendim ki; birini ne kadar çok seversen hayat onu senden o kadar uzaklaştırıyor... *
öğrendim ki;
hayatta hiç bir şey için geç değilmiş.
sadece geç kaldığını hissetmek en büyük miskinlikmiş.
kayıpların en önemli faktörü aslında baştan kabullenmekmiş...
öğrendim ki;
hayat aslında sanıldığı kadar kısa değil;
beklendiği kadar uzun değilmiş.
bu yüzden zamanı iyi değerlendirebilmekmiş en güzel kazanç...
öğrendim ki;
hayatın en güzel anı rüyalarında
hayal ettiğin herşeyi görebilmekmiş.
öğrendim ki sadakat sözcüğünü en çok kullanan, ne olduğunu en çok anlamayanmış.
öğrendim ki sadakat; tensel değil, hissel bir kavrammış
ve kim ne derse desin,sadakat, karakterle alakalıymış.
öğrendim ki insan kalbi en fazla darbeyi , taşlar yerine otururken alıyor.
ve tecrübe ettim ki hayal kırıklığı, insanın canına okuyor...
öğrendim ki,
zoru herkes seçemiyormuş,
herkes çok sevemiyormuş,
elindekilerle mutlu olmayı bilmek gerekiyormuş,
gerçek dostlar seni bırakmıyormuş,
seni üzen herşey kötü demek değilmiş,
seviyorsun diye sevileceksin diye bir şey yokmuş,
masumiyet büyüdükçe kayboluyormuş,
en mutlu olduğun anlar daha çok kendinde olman gerekiyormuş,