bugün

görsel

istanbul Beylikdüzü’nde lise öğrencisi Yusuf E. sınıfta gürültü yaptığı gerekçesiyle edebiyat öğretmeni Mehmet E.B. tarafından kitapla dövüldü. Yusuf E. dayak esnasında “hocam” diye bağırırken, öğretmeni ise “hocam dedikçe vuracağım” demesi 'pes' dedirtti. Öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı. Öte yandan olay sonrası Yusuf E.’nin yakınlarının okula gelip öğretmen Mehmet E.B.’yi darp ettiği öğrenildi.

https://www.hurriyet.com....saldiriya-ugradi-42358149
Milletin vergileri ile yattığı yerden maaş kıvıran, bir parazitin marifetidir. Bu paraziti, sadece darp etmekle yetinen veliyi de, ayrıca kınıyorum. Hazır eliniz değmişken, neden oğlan yapmadınız ki bu paraziti?.
Böyle dövmek istediğim insanlar var ya..
Tabi öğretmenin yaptığı da iş değil anasını satiyim ahshdh.
Bu nasıl eğitimci? Bu nasıl bir acımasızlık, Bu nasıl onur kırıcı bir davranış. Elin kırılsın. Evet.
kemalist öğrencilere laf anlatmak zordur ne yapsın üğretmen çiçek mi versin denen hadisedir.
kitaptakileri kafasına sokmaya çalışıyor olsa gerek...
Öğrenci yakınları hocaya aynısıyla karşılık vermiş. Ambulans çağırmışlar alıp götürmüşler.
Çoğu öğrencinin kitapla buluştuğu tek an bu olsa da, tabii benim çocuğumu da döverse sinirlenirim.. dövmem, o kadar medeniyetsiz bir adam değilim.. o işi kendi alanında uzmanlara bırakıyoruz biz.
Bir haberde emektar bir öğretmenin karşısına geçip tuhaf ve gereksiz hareketler yapan bir z kuşağı kişisi görmüştüm. Şayet onlardan birine kızmış ve çok da sabretmişse haklılık payı olan kişidir. Yaptığı yanlış ama z kuşağının ciddi bölümü ülkemizde sabrı feci test ediyor.
çok sinirim bozuluyor, gerçekten hiç mi merhamet duyguları yok bunların, vicdansız misiniz ya sizin gibileri niye mesleğe alırlar ki offf yakınlarının yaptığını gayet normal buluyom işi devlete birakmamislar iyi ki canlarım.
Çocuk haketti belki. Hocanın hayatı karardı şimdi. Üstüne bir de dayak yemiş ailesinden
adamı o hale getirene kadar ne yaptı acaba?

hepimiz liseli olduk ne yaramazlıklar yaptık ne hocaların canlarını yaktık elinizi vicdanınıza koyun öğretmene bu kadar yüklenmeyin.
Şiddet çözüm olsaydı şiddetin egemen olduğu ülkeler dünyaya hükmediyor olurdu. Hukukun ve demokrasinin egemen olduğu ülkeler insan hakları ve ekonomik refah yönüyle keyif sürerken şiddetin yaygın olduğu memleketler her alanda yerlerde sürünüyor. Öğretmeninin dahi şiddete meyilli olduğu bir toplumun geldiği, geleceği yerleri tahmin etmek zor değil.
Okul da şiddetin gerekcesi olmaz, olamaz. Ogrenci ne yaparsa yapsın, vurmaya hakları yok. Verirsin disipline, cagirirsin velisini anlatirsin, bir daha yaparsa okuldan atılır dersin, olayi bitirirsin.
Ben şahsen eğitimde dayağa karşı olanlara karşıyım, eğitimde dayak olmalıdır. Misal biz dayak yiyen bir neslin son mümessiliyiz, halbuse z kuşağı hepsi pic amk!
Adam insani ve vicdani değerlerden yoksun Yahudi gibi vuruyor.
O sınıfta olmadan yorum yapamıycam olay nerden biliyoruz çocuk çok kötü bise yapıp hocanın aspalyaları attırmadı.
Dayak olmadığı zaman da bu gevşekler jandarmaya bile bagacaaz diyor.. Bizim sürüye dayaksız çobanlık yapılamaz..
Bazı meslekler yüksek insan sevgisi, sabır ister. Sağlık, eğitim bunların başında gelir. Herkes bu meslekleri yapmamalı, mesleğe alınanlar eğitilip, kontrol edilmelidir. Cezasını çekmesi lazım.
herkes eğitimci olmamalı. atanamayan binlerce vasıflı öğretmen varken böyleleri eğitimi berbat hale getiriyor. adı üstünde eğitim. eğitmelisin o çocuğu. şiddetin bir halta çözüm olmayacağını anlatmalısın. türkiye zaten şiddetin harman olduğu bir ülke. ataerkil sistem yüzünden erkekler de kadınlar da istemese de kendini şiddetin içinde buluyor. toplum dibine kadar hasta ve sorunlu. toplumdan uzak durmak en mantıklısı. sosyallik falan abartılmış şeyler. böyle insanlarla muhattap olacağına yalnız kal daha iyi.
öğretmen anne-baba gibidir, dövecekte sevecekte.
90’larda sınıflarda bir kamera olsaydı da olanı biteni izleseydik ;)

Biz de yaramaz bir Cumali vardı, öğretmenler hobi olarak döverdi.
Öğrenciyi kitapla dövmüş ise büyük ihtimal çocuğa bilgi yüklemeye çalışmıştır.

Geçmişte hoca öğrencisine;

hoca (anne şefkatine yakın bir ses tonu ile): cetvelini ödünç alabilir miyim?

ögrenci: buyurun hocam.

hoca (sert ses tonu ile): elini uzat.

öğrenci ses çıkartmadan, sadece ne hata yaptığını sorgulayan bakışlarla elini uzatır. Hoca kendini kaybeder ve tahta cetvel paramparca olmasına rağmen hızını alamayıp, üzerine de iki tokat atar ve söyle söyler.

hoca: özürdilerim. sana bir cetvel borcum var. yarın getiririm.

o özür sadece cetveli kırdığı içindi. 25 yıl önce, o gün neden dayak yediğini hala sorgulayan insanlar var. En önemlisi, o cetvel geri gelmedi.
Borcuna sadık olmayan bireylerin yetiştirdiği bir toplumdan ne olabilir ki?